Gözyaşı ve Umut
Bu kitap, Gazze’nin dar sokaklarında, yıkık binaların gölgesinde ve bombaların karanlığında büyümeye çalışan yetim çocukların hikâyesini anlatıyor. Her sayfada bir çocuğun yüreğind...
Patlamanın şiddetiyle toz bulutu gökyüzünü kapladı. Yer sallanıyor, taşlar yuvarlanıyor, insanlar sağa sola kaçışıyordu. Yusuf, Selma’nın kolunu sıkıca tuttu:
“Selma! Sakın bırakma elimden!”
Selma öksürerek, gözlerini dumanın içinden açmaya çalıştı. “Yusuf… nefes alamıyorum!”
Fatma Nine yere düşmüştü, bastonu devrilmişti. Hasan Dede onun yanına koştu, kollarından tutup kaldırmaya çalıştı. Mehmet Ağa, üç küçük çocuğu enkazın gölgesine doğru çekiyordu.
Alevler hızla yayılıyordu. Yıkılan bir binadan yükselen çığlıklar etrafa yayıldı. İnsanlar bir yandan ateşten kaçıyor, diğer yandan gökten yağan mermilerin sesiyle sığınacak delik arıyordu.
Yusuf, dişlerini sıkarak bağırdı: “Burası daha fazla dayanmaz, çıkmalıyız! Çabuk!”
Selma gözyaşları içinde başını salladı. Küçük çocuklardan biri Yusuf’a bakarak titrek bir sesle fısıldadı: “Abi… biz ölmek istemiyoruz…”
Yusuf’un gözleri doldu. İçinden kopan çığlık dudaklarından döküldü: “Kim ister ki ölmek? Biz yaşamak istiyoruz! Ama bu şehir bize nefes bile vermiyor…”
O sırada Mehmet Ağa, uzakta devrilmiş bir otobüsü işaret etti. “Çabuk! Orası bize siper olur. Hepiniz koşun!”
Herkes yıkıntıların arasından sürünerek otobüse doğru ilerledi. Yağmur hâlâ yağıyordu ama alevler yağmuru bile susturmuştu. Yusuf ve Selma, birbirine tutunarak koşarken kalplerinde tek bir cümle yankılanıyordu:
“Yaşamak hakkımız… ama bu savaş bize hakkımızı bile çok görüyor.”
Otobüsün içine sığındıklarında herkes nefes nefese kalmıştı. Dışarıda patlamalar sürüyordu, gökyüzü kıpkırmızıydı. Fatma Nine dua ederken, küçük çocuklardan biri hıçkırarak uyuyakaldı.
Yusuf, karanlık otobüsün içinde sessizce Selma’ya fısıldadı: “Biliyor musun… Bir gün bu kabus bitecek. Belki görmeyeceğiz ama çocuklar görecek. Yeter ki ayakta kalalım.”
Selma başını eğdi, gözlerinden süzülen yaş Yusuf’un eline düştü. “Evet Yusuf… Dünya duymuyorsa, biz haykıracağız. Sesimizi gökyüzü bile unutmayacak.”
Otobüsün içinde umutla korku birbirine karışmıştı. Dışarıda ölüm kol geziyordu ama içeride hâlâ yaşam direniyordu.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.