Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Gözyaşı ve Umut
Gözyaşı ve Umut Bu kitap, Gazze’nin dar sokaklarında, yıkık binaların gölgesinde ve bombaların karanlığında büyümeye çalışan yetim çocukların hikâyesini anlatıyor. Her sayfada bir çocuğun yüreğind...
19. Bölüm

19. Bölüm – “Depodaki Sırlar”

39 Okuyucu
1 Beğeni
0 Yorum
19. Bölüm – “Depodaki Sırlar”

Yağmur, gecenin sessizliğini döverken Yusuf ve Selma, yıkık duvarların arasından depoya vardılar. Kapı neredeyse yerinden sökülmüş, rüzgâr her esişinde paslı menteşelerden gıcırdama sesi çıkarıyordu.

Selma kapıya dokunduğunda tüyleri diken diken oldu.
“Ya içeride birileri varsa?” diye fısıldadı.

Yusuf dişlerini sıktı.
“Ya varsa? O zaman sessiz olacağız… ama girmeliyiz. Açlıktan sabahı göremeyebiliriz.”

Kapı hafifçe itildi, içeriden nemli bir koku ve pas kokusu yükseldi. Ay ışığı kırık pencerelerden süzülüyor, rafların arasında gölgeler dans ediyordu.

Bir anda köşeden bir ses geldi — metalin yere düşmesi. İkisi de dondu kaldı. Yusuf elini Selma’nın koluna koydu.
“Geri çekil,” dedi fısıltıyla.

Gölgelerin içinden, üstü başı yırtık bir adam belirdi. Saçları dağılmış, gözleri kan çanağı gibi. Elinde paslı bir teneke kutu vardı.
“Burada kimse yok sanmıştım…” dedi hırıltılı bir sesle. “Ama demek siz varsınız… çocuklar.”

Selma korkuyla geri adım attı.
“Biz sadece… yiyecek arıyorduk.”

Adam başını salladı, gülümsedi ama o gülümsemenin içinde huzur yoktu.
“Hepimiz aynı şeyi arıyoruz. Açlık, savaşın en sessiz silahıdır… Ama bazen açlıktan daha kötü olan, insanların birbirine güvenmemesidir.”

Yusuf cesaretini toplayarak:
“Sizce savaş ne zaman biter?” diye sordu.

Adam yere baktı, derin bir nefes aldı.
“Savaş, çocuklar konuşmaktan korktuğu zaman bitmez. İnsanlar, başka insanların acılarını duymak istemediği sürece de…”

Bir anda dışarıdan silah sesleri duyuldu. Üçü de irkildi. Adam fısıldadı:
“Burada güvende değilsiniz. Bu depo eskiden un deposuydu, belki hâlâ arka tarafta bir şeyler vardır. Ama dikkat edin… her köşe bir tuzak olabilir.”

Yusuf, Selma’ya baktı. Gözlerinde hem korku hem de kararlılık vardı.
“Selma… ne olursa olsun buradan çıkacağız. Ve gördüğümüz her şeyi, hissettiğimiz her acıyı dünyaya anlatacağız. Onlar duymak istemese bile, biz susmayacağız.”

Selma başını salladı.
“Koca dünya bize dar gelse de… biz gerçeği onlara göstereceğiz.”

O sırada depoyu aydınlatan bir ışık huzmesi içeri girdi… Birilerinin geldiği belliydi. Nefesler tutuldu.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL