Derviş ve çırağı, artık birbirlerini tamamlayan iki yol arkadaşı olmuşlardı. Çırak, gölgelerle barışmış, kusurları kucaklamayı öğrenmişti. Ama derviş, onun için en büyük sınavın henüz gelmediğini biliyordu.
Bir gün, çorak bir ovada, "Hiçlik Kuyusu" denen bir yerden geçtiler. Efsaneye göre, bu kuyuya bakan kişi kendi yansımasını değil, hiçliği görürmüş. Çırak, tedirgin bir merakla kuyunun kenarına yaklaştı ve içine baktı. Beklediği gibi boş değildi; içi, dipsiz, karanlık bir sessizlikle doluydu. İçinde kaybolacakmış gibi hissetti.
"Usta," dedi sesi titreyerek, "burada hiçbir şey yok." "Yanılıyorsun," diye karşılık verdi derviş sakin bir sesle. "İçinde 'hiç' olan şey, aslında 'her şey'i barındırır. Tohum toprağın karanlığında filizlenir. Bu kuyu da senin içindeki potansiyelin aynasıdır."
Çırak anlamakta zorlandı. Derviş, ondan ertesi sabaha kadar kuyunun başında oturup, içindeki hiçlik duygusunu izlemesini istedi. "Kaçmadan, yargılamadan, sadece izle," dedi.
Gece boyunca çırak, kuyunun başında oturdu. İlk başta korku ve huzursuzluk hissetti. Zihni, onu buradan uzaklaştırmak için binlerce bahane üretti. Sonra yalnızlık hissi geldi. En sonunda, tüm bu duygular geçip gitti ve geriye sadece derin, boş bir sakinlik kaldı. O anda, hiçliğin içinde bir doluluk, sessizliğin içinde bir ezgi olduğunu fark etti.
Sabah olduğunda, çırak artık değişmişti. Gözlerinde yeni bir bilgelik vardı. "Usta," dedi, "hiçlik korkulacak bir şey değilmiş. O, sadece varoluşun diğer yüzü." Derviş gülümsedi. "İşte şimdi gerçek özgürlüğün kapısını araladın."
Yollarına devam ettiler ve bir süre sonra, her şeyini kaybetmiş bir adamla karşılaştılar. Adam, evini, ailesini, servetini kaybetmiş ve umudunu yitirmişti. "Hiçim," diyordu sürekli, "artık hiçbir şeyim yok."
Derviş, adama Hiçlik Kuyusu'ndan bahsetti. "Hiç olmak," dedi, "aslında her şey olmanın başlangıcıdır. Çünkü ancak hiç olduğunda, gerçekte ne olduğunu görebilirsin."
Adam önce inanmadı. Ama dervişin sakin ısrarı ve çırağın dönüşüm hikayesi onu etkiledi. Birlikte, adamın kaybettiği her şeyi sembolize eden eşyaları topladılar ve bir törenle yaktılar. Alevler yükselirken, adamın gözlerinden yaşlar süzüldü. Ama bu sefer acıdan değil, bir özgürleşme duygusundan.
"Şimdi," dedi derviş, "hiçsin. Ve hiç olduğun için, artık her şey olabilirsin."
Adam, o günden sonra köyüne dönüp yepyeni bir hayat kurdu. Hiçliği deneyimlemiş olmanın verdiği bir güçle, daha önce hiç yapmadığı şeyleri yapmaya başladı.
Çırak, bu dönüşümü hayranlıkla izledi. "Usta," dedi, "sen insanların hiç olmalarına yardım ediyorsun, ki her şey olabilsinler."
Derviş başını salladı. "Varoluş bir nehirdir. Hiçlik ise o nehrin kaynağı. Kaynağa dönmek, kendini yeniden yaratmaktır."
Günler ilerledikçe, çırak dervişten daha az konuşmaya, daha çok 'olma' haline geçmeye başladı. Artık soruları azalmış, anlayışı derinleşmişti.
Bir akşam, derviş çırağa döndü ve "Artık ayrılma vakti geldi," dedi. Çırak şaşırdı. "Ama henüz yolculuk bitmedi ki!" "Benim yolculuğum bitiyor," diye açıkladı derviş. "Senin yolculuğun ise şimdi başlıyor. Unutma, gerçek öğreti, öğretmensiz de devam edebilendir."
Çırak, gözleri dolu dolu, son kez sordu: "Senden öğrendiğim son şey ne olacak?" Derviş, son bir ders vermek yerine, çırağa sarıldı. "Sevgi," dedi. "Öğretinin özü sevgidir. Gerisi hep yolculuk."
Ertesi sabah, derviş gitmişti. Çırak, artık tek başına kalmıştı. Ama yalnız hissetmiyordu. Çünkü içinde, dervişin bıraktığı bilgelik ve sevgi ırmağı akıyordu.
Yoluna devam etti. Artık o da bir dervişti. Ve biliyordu ki asıl yolculuk, dışarıda değil, insanın kendi hiçliğinde başlıyor ve kendi varlığında tamamlanıyordu. Her ayrılık bir buluşma, her hiçlik ise yeni bir varoluştu
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.