İlk sahneden sonra şehir susmadı. Ertesi gün küçük gazetelerde kısa başlıklar belirdi: “Dağlardan gelen ses, şehri büyüledi.” “Munzur’un Türküsü: İki gençten umut dolu ezgiler.”
Ama aynı zamanda karşı çıkanlar da oldu. Bir köşe yazarı alayla şunları yazdı: — Halk müziğiyle şehir inşa edilmez. Gençler, romantik dağ masallarıyla oyalanıyor.
Elvan gazeteyi eline aldığında gözleri doldu. — Bizim türkümüzü küçümsüyorlar…
Serhat elinden aldı. — Bırak küçümsesinler. Dağlarda da bize taş atan çok oldu. Ama bak, biz buradayız.
Aras gülerek ekledi: — Eleştiri, sesin duyulduğunu gösterir. Eğer sesiniz rahatsız etmiyorsa, zaten kimse duymamış demektir.
Akşamüstü kültür merkezinin önünde bir grup genç onları bekliyordu. Elvan şaşkınlıkla sordu: — Siz kimsiniz?
Bir genç öne çıktı. — Sizi dün sahnede dinledik. Şiirleriniz bize cesaret verdi. Biz de kendi hikâyemizi yazıyoruz. Sizinle çalışmak istiyoruz.
Elvan kalbinin hızla attığını hissetti. İlk defa köyün dışındaki insanlar da onların sözlerinde kendini bulmuştu.
O gece defterine şu satırları yazdı:
“Sesimiz küçümsenebilir, ama sesimiz yankı da bulur. Çünkü her şehirde, kendi gölgesiyle savaşan kalpler vardır.”
Ve böylece Munzur’un türküsü şehirde yalnızca bir konser değil, bir hareket olmaya başladı.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.