Bir bardak su aldım telefonumu alıp salona geçtim annem varmış olmalıydı numarasına bastım 'ulaşılamıyordu' telefon hala kapalıydı biraz bekleyip tekrar aradım annem telefona cevap verdi "annem vardın mı" dedim sesim boğulanmıştı. Annem gayet iyi bir sesle "çok iyim yolculukta iyi geçti burda bir adam bize yardımcı olacak Batık ayarlamış herşeyi sen kendine iyi bak bana yeter" dedi içim rahatlamıştı "merak etme beni sultanımm, gün ışığım çabuk iyileş annem " dedim gülüp öpücüklerle kapattık telefonu. Keyfim yerindeydi uzandığım koltuktan kalktım domates çorbası yaptım biraz içtim kitabı alıp terasa geçtim. Saat epey geçti uykum gelmişti ama Batık hala ortalıkta yoktu kapıları kapattım odama geçtim yatağıma uzandım. Kapı açıldı saate baktım 03.25 geçiyordu odadan çıktım yorgun bakışlarla "canım, nasılsın" çok iyiydim onun sayesinde "annemle konuştum sesi iyiydi hastaneye yatırmışlar tedavi başlıyacakmış" dedim. Bir kaç gün yanımda kalacaktı, banyoya geçti duş alıp üstünü değiştirdi yatağını salona kurmadan ona " salona kurayım mı? rahat edemezsen odamda uyu ben annemin odasında yatarım" dedim başını salladı odama geçti ben annemin odasında uyumaya gittim. Sabahın erken saatlerinde kalkmış ortalığı biraz topladım, kahvaltı hazırladım, odama geçtim. Batık yatağımda çok güzel uyuyordu yatağın yanına çömeldim saçlarına dokundum elim daha yüzüne değmeden kolumdan tuttu ani bir hareketle ne olduğunu anlamadım nefes verdi, yüzüme baktı pişman olmuştu "özür dilerim, canın acıdı mı?" dedi hayır anlamına gelen bir hareket yaptım ama korktum neden bu kadar dikkatli olmak zorundaydı merak ettim. "Kahvaltı hazır, ben çayları dolduruyorum sen gel" dedim odadan çıkarken oda kalkmış üstünü çıkarıyordu. Kahvaltı teşekkürle başlamış teşekkürle bitmişti "işe gitmem gerekiyor, canım" dedim hazırlanmak için yukarı çıktım çok özenmeden üstüme bir şeyler giyip indim. Birkaç gün beraber yaşamıştık ve ikimizde uyumluyduk alışmış sayılırdık belkide, işten çıktım yarın hafta sonuydu yemek yapmış sepetteki kirlileri makinaya koymuş kısa programda çalıştırmıştım. Batık geç saatlerde gelirdi merak ediyordum bu saatlere kadar nerde ve ne yapıyordu başka bir ailesi var mıydı aile babasına benzemiyordu ama ya eşi çocukları olsaydı, içime kurt düşmüştü aradım meşkule atmıştı beklemeye karar verdim. Koltuğa geçtim onu beklerken uykuya dalmıştım kapı açıldı ayağa kalktım gözlerine bakıp "sorduğum sorulara dürüst bir şekilde cevap vermeni istiyorum" dedim şaşırmış bir şekilde kaşlarını çattı "tabi, sor" dedi "evli misin" derken boğazım yandı "hayır" dedi "eş, çocuk, anne, baba, kardeş" diye sordum hala ayaktaydık "yok hiç biri" sesi gitgide kısılmıştı başını eğmişti "neden, bu saatlerde dışardasın ne yaptığını merak ediyorum" dedim kimsesi yok muydu gerçekten üzülmüştüm. "İş çalışıyorum" dedi kısaca salona geçti kanepeye oturdu iç çekerek kafasını arkaya attı. Yanına oturdum "seni kırmak üzmek değil amacım merak ettim, hakkında hiç birşey bilmiyorum" başımı ona yasladım"gerçekten sana güveniyorum ve benim için hiç kolay bir şey değil" dedim. Kolunu başımın altından geçirdi "seni aldatmam asla" dedi annesi babası yok muydu merakıma yenilip sordum "annen ,baban ,ailen ...Durdum gözlerime baktı "yok sanırım sokakta büyüdüm onları hiç tanımadım çok aradım ama bulamadım..." dedi ama yurt dışında okumuştu kimsesi yoksa nasıl varlıklıydı ve eğitimleri almıştı aklım almıyordu. Sanırım ne düşündüğümü anladı sormadan anlatmaya başladı "ailemi hiç görmedim, varlar yoklar bir fikrim yok çocuk yaştan beri bana bakan okutan sahip olduğum herşeyin bana layık gören ve bana sahip çıkan bir adam var şuan onun yanında çalışıyorum sana kartımı vermiştim genelde kontrol amaçlı giderim o kadar" söylediklerinde eksik vardı ama yalan yoktu buna emindim . İkna olmuştum " ailen nerde acaba" dedim bana bakmış burnuma dokunarak "çocuklar uyku vakti" dedi güldüm her zaman ona hayranlık duyabilirdim. Odaya geçtim pazar günü annemi ziyarete gidecektik çok heyecanlıydım yatağa uzandım yemek ne yapsam diye düşündüm anneme çok severdi ülkesini, yemeklerini, her karesini... Onunla başka diyarda yaşamak Bilet saatleri yakındı bekleme salonunda heycandan kalbim acıyordu artık annemi çok özlemiştim. Batık elimi tutmuş telefondan bir şeylere bakıyordu. Sanırım onunda işleri vardı gideceğimiz yerde sürekli bir şeyler kontrol ediyor ve hesap yapıyordu. Uçağa bindik pencere tarafına geçtim akşam saatleri olduğu için çok güzel görünüyordu, başımı omzuna koydum ellerim ellerindeydi mutluydum. İçimde tam yüreğimin derinliklerinde bir şiir söylüyordu: SONU BAHAR Sonbahar çiçekleri gibiydik Bir gözümüz umutta, biride toprakta, Gelecek kış değil.. Beklenen bahar yıpratırdı. Sevmeye değer miydi bilmiyorum, Ama... Yaşamak güzeldi karın altında. GÜLŞAH GÜN Kalp acırmıydı aşktan ve bu acı güzel gelirmiydi insana sevdikçe yandıkca daha da yaklaşırmıydı, seni sevmeden bilemezdim inanmazdım da... Yüzüne bakıyordum o gözlerini kapatmıştı ama benim ona baktığımı hissediyordu, tebessüm yüzümde koluna sarıldım gözlerimi kapattım onun yanında ölüm bile güzel olurdu. İniş için hazırlandık artık saatler geçmiyor dakikalar asılı kalıyordu çok sabırsızlanmıştım annem 10 gün yanımda yoktu ve onu çok özlemiştim saniyelerin geçmesini bile sayıyordum. Batık ellerimden tutmuş yaramazlık yapan çocuklar ve ebebeyinler gibi bir halimiz vardı. İniş olmuş bavullar alınmıştı çıkışa yaklaştık siyah takım elbise giyen badiguart tarzında bir adam yanına doğru yürüdük ellerini önünde birleştirerek anahtarı uzattı. Batık anahtarı alırken "çocuk nasıl" dedi adam "iyi abi, allah razı olsun, ellerinden öper" demişti ikisini merakla izliyordum "görmeye gelirim" dedi. Adam" sürekli senin fotoğrafınla konuşuyor, çok sevinir" bana baktı"yengeyle bekleriz" dedi. Batık gülümseyerek onaylar gibi bana baktı kaşlarım kalkmıştı biraz utanmıştım "olur" demiş ayrılmıştık ordan. Araba siyah güzel ve rahattı aklımda 'yenge' kelimesi kalmıştı tebessüm ettim düşüncelerime kemeri taktım. Hayat bize neyi nerde nasıl gösterecekti bekleyip görecektik bu güne kadar nedense kendimi bir gelinlik içinde hayal etmediğimi hatırladım hayal etmek için biri de olmamıştı şimdi Batık vardı ve çok iyi bir damat olurdu düşünceler uzamıştı, Batık hastane yoluna girmiş şarkı açmıştı ona baktım siyah bir damatlık nasıl olurdu başka renk giyermiydi yada beyaz, gri nasıl dururdu hangisini giyerdi üstünde varmış gibi düşündüm. Ben hep sade bir nikah yaparım diye hayal etmiş düğün, kına, söz, nişan gibi şeyleri önemsemezdim ama şimdi bunlara değecek Batık vardı istese olurdu. Ellerimi çeneme dayamış koltuğa yaslanmış ona bakarken hayal ediyordum. Parmağıyla boynuma dokundu tikim vardı bunu biliyordu ve bilerek yapmıştı "canım nereye daldın" ben huylanmış ve kendime gelmiştim onu damat olarak hayal ettiğimi söyleyemezdim "kalbimde kapladığın yeri m2 olarak hesaplıyorum, belki kiraya bağlarım sürekli ordasın" dedim çekinmeden duygularımı aktardım, bakıp küçük bir kahkaha attı başını yukarı kaldırdı işte bu der gibiydi Şener Şen ve Kemal Sunal gibiydi durumumuz o işçi ben ağaydım "koviysen ağam" dedi gülmeye başladık "kovmiyem ulan kovmiyem" dedim kahkahalar yükselmişti, ikimizde eski türk filimlerini çok severdik vakit buldukça izlerdik ve replikleri birbirimize karşı kullanır gülerdik hoşumuza giderdi onunla her yaşı yaşayabilirdim çocuk, ergen, yetişkin, yaşlı olabilirdim oda benimle olurdu bu sevgimin güçünü artırıyordu. Hastaneye giriş yaptık annemin odasına vardım kalbim çıkacaktı kapıyı açtım aradan başımı uzattım "gün ışığım, güneşim burda mı" dedim annem gülümsüyordu kollarını açtı yatağında doğruldu göz yaşları akmaya başlamıştı ağzında hava makinasına bağlı maske vardı koşarak sarıldım dudaklarım büzülmüş ağlıyordum boynunda kollarımı gevşettim bir süre sarıldım öptüm ve hasret giderdik hemen yanına oturdum annem Batık içinde kollarını açtı damat olarak kabul etmişti sanırım şaşırdım ama sevindim sarıldılar çantamda annem için yaptığım sarma, içli köfte, kavurma vardı özenle yapmış kaplara koymuştum ve tabi en sevdiği şeyide çıkardım mavi renkte bir çiçek umut olsun ona, sıkılırsa onunla konuşur düşüncesiyle getirmiştim çok sevindi mutluydu ve iyileşmek için çaba göstermişti yüzündeki morluklar bile kaybolmuştu sanki gözündeki hüzün çizgileri gitmiş maviliği daha iyi görünüyordu. Onu iyi gördüğüme çok mutluydum Batık haklıydı iyi olmuş ve daha iyi olup iyileşip yuvasına dönecekti. Annem"doktorlar hepsi senin arkadaşın mı oğlum çok ilgileniyorlar onları hiç anlamıyorum hemşire kızım çeviriyor ama sevdim onları senin gibi iyi çocuklar bunlar" dedi minnetle Batık'a baktım ama o hüzünlü ve dalgındı. Annesinin olmadığı aklıma gelmişti belki hüznü bundandı. Oturmuş aklımıza gelen her konu içinde gülüp konuşmuştuk annem ilaç alıp uyuyacaktı"ilaçların dozu biraz yüksek sabaha kadar uyuyorum" yüzüme baktı "kalmana gerek yok sabah gelirsin" hemşireyi işaret ederek "hemşire kızım burda, hastane kokusunu çok sevmezsin sen git biraz dinlen" vücuduma bakarak "zayıflamışsın gözümden kaçmadı" gözlerini devirmiş dar siyah pantolonuma bakarak biraz zayıflamıştım özlediğim içindi. Annemi öptüm oda ilaçlarını aldı daha çıkmadan uykuya daldı. Hastaneden çıktık Batık otel ayarlamıştı ikimizde yorgunduk ayakta duracak halimiz yoktu. Otele vardık oda kartını aldık bavullar bizden önce odanın kapısına gelmişti dudaklarımın kenarını kıvırdım Batık bir adım önde yürüyordu aklımda hiç olmaması gereken düşünceler vardı yine. Kareli cihaza kartı dayadı kapı açıldı bavulları alıp içeri girdi aynı odada kalmayacaktık başka bir oda ayırmıştı bende geçtim. Havlumu alıp duşa girdim sıcak su iyi gelmiş kasılan kollarım damarlarım rahatlamıştı havluyu kendime doladım elbiselerim yatağın üzerinde hızlı bir şekilde giyindim. Yatağa uzandım çok yorulmuştum uzandığım gibi uykuya dalmıştım.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.