AP AZİZ DEDE
( Yedioluk'tan Doğan Işık )
Roman
Hüseyin TURHAL
Anadolu coğrafyası, yüzyıllardır sadece toprak değil, aynı zamanda inançların, sırların ve erenlerin nefesini de taşır. Bu topraklarda yetişen her bilge, her Dede, birer manevi ışıktır. Adıyaman’ın yü...
Mezardan Yükselen Güller Yazar Hüseyin Turhal, yüreğine inen "Hoş geldin canı can" sıcaklığıyla diz çökmüş, ruhundan dökülen şiirin ikinci dizesini fısıldıyordu: "Mezarı açıldı, ortaya güller saçıldı," "Güneş ilmin nuru sensin dedi bana." Bu, bir hayal veya mecaz değildi. Turhal'ın manevi gözleri, bir anlığına ebediyet perdesini aralamıştı. Önünde durduğu AP Aziz Dede'nin türbesi ve altındaki kabir, fiziki sınırlarını yitirmişti. Turhal, Dede'nin nur yüzlü ruhaniyetinin, mezar taşını bir kapı gibi açtığını görmüştü. Kabrin açılmasıyla birlikte, topraktan gelen bir koku değil, cennet misali bir rayiha yayıldı. Ortaya, dünya gözünün görmediği, kırmızının en derin ve beyazın en saf tonlarında güller saçıldı. Bu güller, Dede'nin İsm-i Âzam ile terbiye edilmiş, Kâmil İnsan mertebesine ulaşmış ruhunun ve Ehl-i Beyt aşkının sembolleriydi. Her bir gül, Dede'nin yaşamındaki doğruluğun, cömertliğin ve aşkın bir mührüydü. Güneşin Sesi ve İlm-i Nûr Güllerin saçıldığı o an, gökyüzünde bir yarılma oldu. Güneş, her zamankinden daha parlak, daha büyük bir Nûr ile türbenin üzerine odaklandı. Bu Nûr, sadece bir ışık değildi; Turhal, bu ânın içinde, Güneş'in Dede'nin ruhaniyetine hitap eden derin, yankılanan sesini duydu: "İlmin Nûru Sensin." Bu keramet, Aziz Dede'nin kerametlerinin kaynağını ortaya koyuyordu: onun kudreti, doğaüstü güçlerden değil, ilahi bilgiye ve nura olan tam vukufiyetinden geliyordu. Dede, Kur'an'ın batıni sırlarına ve İlm-i Havas'ın derinliklerine öyle bir vakıftı ki, onun ruhaniyeti, bizzat Güneş tarafından İlmin Nûru olarak tescilleniyordu. Yazar Hüseyin Turhal, o an anladı ki, Dede'nin eline, diline, beline sahip olması ve zehri bal eylemesi gibi tüm kerametleri, cehaleti ve kibri yenen bu İlahi Nûr'dan kaynaklanıyordu. Aziz Dede, yaşamıyla, aydınlanmış aklın ve arınmış kalbin, evrenin en büyük gücü olduğunu kanıtlamıştı. Dede'nin İlmi Donanımı Bu manevi açılışla birlikte, Turhal'ın yüreği, Dede'nin hikayesini yazmak için gereken ilim ve irfanla donandı. Artık sadece hikâyeyi değil, hikâyenin ardındaki tasavvufi formülleri de görmeye başlamıştı. Bu ilham, Dede'nin İlm-i Havas Uzmanlığı ve Astroloji/Yıldızname bilgisini yazarın zihninde somutlaştırıyordu. AP Aziz Dede, mezarından saçılan güller ve Güneş'ten gelen tescille, kendisini yazacak olana, hikâyenin sadece görünür kısmına değil, özündeki nuruna odaklanma talimatını veriyordu. Turhal'ın kalemi, artık sıradan bir hikaye yazmayacaktı; Yedi Oluk'ta mana şerbetinin aktığı yere, yedi kat zahirde bakan bir Dede'nin kozmik bilgisini aktaracaktı.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.