AP AZİZ DEDE
( Yedioluk'tan Doğan Işık )
Roman
Hüseyin TURHAL
Anadolu coğrafyası, yüzyıllardır sadece toprak değil, aynı zamanda inançların, sırların ve erenlerin nefesini de taşır. Bu topraklarda yetişen her bilge, her Dede, birer manevi ışıktır. Adıyaman’ın yü...
Aziz Dede’nin türbesi, vefatından sonra bir ziyaretgâh olsa da, onun zahiri ve batıni eğitimi sağlığında en çok, sohbetlerinde ve curasının tınılarında gizliydi. O, Bulam'da aldığı Ağuçan terbiyesini, Yedioluk'un dağlarında, sazının diliyle herkese aktarırdı. Sohbetleri, sadece dert dinlemekten ibaret değildi; aynı zamanda Alevi-Bektaşi inancının derin felsefesini, herkesin anlayacağı sadelikte sunmaktı. Aziz Dede’nin öğretisinin özü, Dört Kapı Kırk Makam inancının temellerinde yatıyordu. O, bu uzun ve çileli manevi yolu, dört kısa ve vurucu cümleyle özetlerdi: Eline, diline, beline sahip ol. Kalbini temiz tut. İnsanı sev. İyilik yap. Bu dört düstur, Aziz Dede'nin bir nevi 'Dört Kapısı' idi: Eline, Diline, Beline Sahip Olma: Bu, Şeriat ve Tarikat kapılarının ahlaki temelini oluşturur. Dede, kötülükten, yalandan ve şehvetten uzak durmayı, yani nefsin kontrolünü öğütlerdi. Zehri bala çeviren gücü de zaten, nefsini tamamen temizlemiş olmasından geliyordu. Kalbini Temiz Tut: Bu, Marifet Kapısı'nın temelidir. Dede, kalpteki kinin, hasedin ve ayrımcılığın insanın ruhunu zehirleyeceğini bilirdi. Ona göre zehir, dışarıdan gelen su değil, kalpteki kötü niyetti. İnsanı Sev ve İyilik Yap: Bu ise en yüksek makam olan Hakikat Kapısı'nın anahtarıydı. İnsanı sevmek, bütün yaratılmışı sevmek; iyilik yapmak ise bu sevgiyi eyleme dökmekti. Üç Telli Curanın Simgesi Aziz Dede’nin elinden düşürmediği üç telli cura, onun için sadece bir müzik aleti değildi; o, bu dört kapının ve bütün öğretisinin simgesiydi. Geleneksel olarak üç telli cura: Birinci Tel (Zahiri): Şeriat Kapısı'nı ve Dede'nin zahiri (dışsal) temizliğini temsil ederdi. Bu telin tınısı, günlük hayattaki ahlaki kuralları ve eli temiz tutmayı hatırlatırdı. İkinci Tel (Batıni): Tarikat Kapısı'nı ve Dede'nin batıni (içsel) arınmasını temsil ederdi. Bu telin sesi, dili ve beli temiz tutmayı, yani nefsle mücadeleyi öğütlerdi. Üçüncü Tel (Hakikat): Marifet ve Hakikat Kapılarını birleştirir, kalbi temiz tutmayı ve insanı kucaklamayı simgelerdi. Bu telin nefesi, Dede'nin bütün kerametlerinin kaynağı olan, Türk/Kürt, Alevi/Sünni ayrımı yapmayan mutlak sevgiyi yansıtırdı. Bu yüzden, Aziz Dede curasını çaldığında, insanlar sadece bir müzik dinlemezdi; onlar, Ağuçan Ocağı'ndan gelen ve Ehlibeyt'in felsefesini taşıyan, ruhlarına hitap eden, iyilik yapmaya çağıran bir nefes dinlerlerdi. Cura, Aziz Dede'nin dervişlik kimliğinin, gurbet yolculuğunun ve övünmeyi sevmeyen duruşunun en güçlü kanıtıydı.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.