Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
Alevilik İslam'ın Özü Hüseyin TURHAL
Bu eser, asırlardır yanlış anlaşılan, ötekileştirilen ve sadece folklorik bir öğe olarak görülen Alevilik inancını, temel bir kimlik ya da etnik aidiyet olarak değil, İslamiyet’in Batınî (içsel), ahla...
4. Bölüm

BÖLÜM I: Alevilik ve İslamiyet'in Kavşak Noktası

11 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Giriş ve Temel Argümanları Sunuş
Giriş: Özü Arayan Yolculuk
İnsan, varoluşundan bu yana özü arayan bir yolcudur. Gönlünün coğrafyasında, hakikati bulma arzusuyla binbir menzile yürümüştür. Çağlar boyunca dinler ve inanç sistemleri, bu kadim özün peşine düşmüş, Hak'ka ulaşmak için farklı yollar çizmiştir.
“Alevilik nedir?” sorusu, tarihi, kültürü ve inancı içinde barındıran karmaşık bir sual olsa da, bu eser, Aleviliği basitçe bir mezhep, bir tarikat ya da kültürel bir kimlik olarak ele almayacaktır. Bizim yolumuzda Alevilik, Hazreti Muhammed Mustafa’nın tebliğ ettiği İslamiyet’in Batınî (içsel) ve arı çekirdeği, yani Özü’dür.
İnancımızda Şeriat (dışsal kural) bir kabuk, bir çerçeve; Hakikat ise o kabuğun koruduğu manevi özdür. Tasavvufun derinliklerine kök salan Alevi inancı, bu özün, yani Hak-Muhammed-Ali sırrının takipçisidir. Bu kitap, İslamiyet’in sadece şekil ve zahirden ibaret olmadığını, asıl gücünün, insanın gönlünde kurulan Velayet köprüsünden geldiğini anlatma çabasıdır.
Aleviliğe "İslam'ın Özü" Demenin Felsefi Dayanağı
Aleviliği, İslam'ın özü olarak tanımlamamızın dayanağı, Batın (İçsel) ve Zahir (Dışsal) arasındaki ebedi ayrımdır.
Zahir, dinin şekli şartlarını, kurallarını ve toplumsal yaşamdaki görünür uygulamasını ifade eder. Şeriat bu alana aittir. Oysa Batın, o kuralların arkasındaki amacı, ruhu ve ilahi anlamı ifade eder. Alevi felsefesi, Kur'an'ın bu Batınî manasına ulaşmayı hedefler. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de pek çok ayetin hem açık (Zahir) hem de gizli (Batın) bir manası olduğu Ehli-Beyt yoluyla bizlere intikal etmiştir.
Biz, kuru kuralların değil, İnsan-ı Kâmil olma yolunun peşindeyiz. İbadetlerimizi dahi, şekilden öte, Gönül Evini temizleme çabası olarak görürüz. Bizim için asıl cami, insanın kendi kalbidir; asıl Kâbe ise Gönül Kâbesi’dir. Bu odaklanma, ibadeti bir zorunluluktan çıkarıp, bir Aşk ve Rızalık eylemine dönüştürür. Öz, daima sevgi ve rızalıktadır.
Velayet ve İmam Ali'nin Merkezi Konumu
Aleviliğin özü, İmam Ali’nin Velayet’inde saklıdır. Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in vefatından sonra, İslam toplumunun manevi önderliğini (Velayet) ve Batınî ilmin taşıyıcılığını Hazreti Ali’nin üstlendiğine inanırız. Bu, sadece bir siyasi liderlik meselesi değil, aynı zamanda İlahi Nur’un kesintisiz devamıdır.
Gadir-i Hum olayı, bu inancın mihenk taşıdır. Hz. Muhammed’in: "Ben kimin Mevla'sı isem, Ali de onun Mevla'sıdır," buyruğu, sadece bir dostluk ilanı değil, Batınî ilimlerin ve manevi yolun, yani Hakikat yolunun Ali’ye devredilişinin ilanıdır.
Velayet, peygamberlikten sonra gelen, ilahi bilgiyi, hikmeti ve gerçeği taşıma görevini temsil eder. Bu makam, Alevilikte On İki İmam zinciriyle devam eder ve toplumu hem zahirde hem de Batında doğru yola iletme görevini üstlenir. İmam Ali, bu yolun İlk Kapısı ve İlim Şehri'nin anahtarıdır.
Temel Argümanların Sunumu
Bu kitabın ilerleyen bölümlerinde, Aleviliğin İslam'ın özü olduğu tezi, üç ana sütun üzerine oturtulacaktır:
Ahlaki Temizlik (Eline, Diline, Beline Sahip Olmak): Aleviliğin ahlak sisteminin, İslam’ın temel adalet, sevgi ve hakkaniyet ilkelerinin en saf ifadesi olduğu.
Rızalık ve İkrar: Toplumsal ve bireysel yaşamın, zorunluluktan ziyade, Rızalık Şehri prensibine, yani gönüllü kabule dayandığı.
Vahdet-i Vücud (Varlık Birliği): Tüm varoluşun Tek bir Kaynaktan geldiği inancı sayesinde, Aleviliğin tüm yaratılanı sevgi ve hoşgörüyle kucakladığı, ki bu da İslam’ın nihai amacıdır.
Bu eser, geleneksel ayrıştırmacı söylemlerden uzak durarak, okuyucuyu İslamiyet’in Derinliğine ve Aleviliğin Kaynağına davet etmektedir. Zira Hakikat tektir ve o Hakikat, sevgi ve irfan ile yoğrulmuş olan Gönül Yolu'ndan geçer.

Sonraki Bölümde: Aleviliğin tarihsel yolculuğu ve temelini oluşturan olaylar olan Kırklar Meclisi anlatılacaktır.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL