Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Abuzer ve İmitasyon Hazine (Roman) Hüseyin TURHAL
Adıyaman’ın tozlu yollarında başlayan bir saflık hikâyesi... ve uluslararası bir dolandırıcılık labirenti. Abuzer, hayatı traktörü, tarlası ve hayvanlarından ibaret, kalbi temiz bir köylü vatandaştı....
13. Bölüm

Bölüm 9: Şevket'in Karargahı (İstanbul'a Geçiş)

7 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Abuzer ve İmitasyon Hazine
Bölüm 9: Şevket'in Karargahı (İstanbul'a Geçiş)
Kriptoloji uzmanları Emniyet Müdürü Tayfun’un masasına geldiğinde, yüzlerinde yorgun ama zafer kazanmış bir ifade vardı. Abuzer’in tarlasında bulunan kriptolu telefondan gönderilen anlamsız harf dizisi çözülmüştü.
Mesajın şifresi, Şevket'in sanat eseri sahtekarlığıyla ilgili eski bir davasında kullanılan 'Yer Değiştirme Metodu' ile kırılmıştı. Çözülen mesaj tek bir kelime ve bir adresi içeriyordu: "HAZIR. İSTANBUL CİHANGİR REZİDANS 42."
Tayfun, ayağa fırladı. "İşte bu! Abuzer'den çalınan 1 milyon liranın fonladığı asıl kargo, İstanbul'da bir yerde. Ve Şevket, geri dönüşü için Adıyaman’a değil, merkeze, yani İstanbul'a sinyal vermiş."
Komiser Murat, haritayı işaretledi. "Cihangir Rezidans, şehrin lüks ve gizemli bir bölgesi. Şevket, orada 'sanat yatırımcısı' kimliği altında saklanıyor olmalı."
Tayfun, vakit kaybetmeden hareke geçme kararı aldı. Bu uluslararası bir şebeke operasyonuydu ve 'Tilki Şevket'in hareket alanı sınırlanmalıydı.
"Murat, ekibi hazırla. İstanbul Emniyeti ile koordinasyon kuruyoruz. Bu gece yola çıkıyoruz. Ve Abuzer’i de yanımıza alacağız."
Murat şaşırdı. "Abuzer'i mi Müdürüm? Tehlikeli olabilir."
"Hayır, tehlikeli değil, gerekli," diye yanıtladı Tayfun kararlılıkla. "Şevket, Abuzer'in yüzünü asla unutmayacaktır. İstanbul’da binlerce kişi arasında Şevket’i sadece Abuzer’in tanıyabiliriz. Üstelik, Abuzer'in intikam ateşi, bizim de motivasyonumuz olacak. O, bu davanın kurbanı, ama aynı zamanda en güçlü tanığı."
Abuzer, İstanbul’a gitme teklifini duyduğunda ilk başta tereddüt etti. Köyünden hiç bu kadar uzaklaşmamıştı. Ama kalbindeki 1 milyon liranın acısı ve Şevket'e olan öfkesi, korkusunun önüne geçti.
"Gelirim Müdürüm," dedi. "O alçağı kendi ellerimle görmek istiyorum. Nerede saklanıyor, görsünler."
İstanbul’a varış, Abuzer için bir kültür şokuydu. Adıyaman'ın geniş, sakin tarlalarından sonra, bu devasa, gürültülü ve kalabalık şehir, nefesini kesmişti. Tayfun ve Murat, Abuzer'i gizli bir güvenli eve yerleştirdi.
Ertesi gün, Tayfun'un İstanbul'daki ekibi Cihangir Rezidans çevresinde sivil takibe başladı. Rezidansın 42 numaralı katında, Şevket'in sahte kimliklerinden biri olan 'Cengiz Yılmaz' adına kiralanmış bir daire tespit edildi. 'Cengiz Yılmaz', kendisini yurtdışından dönmüş, eski eserlere yatırım yapan zengin bir iş insanı olarak tanıtıyordu.
Tayfun, rezidansın dışından, yüksek güçlü dürbünlerle daireyi gözlemlerken Komiser Murat'a fısıldadı: "Bu, sadece bir saklanma yeri değil. Burası Şevket'in operasyon merkezi."
Tayfun, operasyonun adımlarını planlamaya başladı. Şevket'i hemen tutuklamak çok kolaydı. Ama amaç, sadece Şevket'i değil, tüm 'Işık Düşerleri' şebekesini çökertmekti. Bunun için, Şevket'in içeride kurduğu bağlantıları ve asıl büyük vurgun için beklediği "kargoyu" ortaya çıkarmak gerekiyordu.
Akşam üzeri, Tayfun, Abuzer'i güvenli bir şekilde rezidansın yakınındaki bir kafeye getirdi. Pencerenin arkasından, rezidansın girişini gösterdi.
"Abuzer Bey, şimdi dikkatlice bakın. Şevket'i görürseniz, sakın panik yapmayın, hemen bize sinyal verin."
Yarım saatlik gergin bir bekleyişin ardından, rezidansın döner kapısından, üzerinde pahalı, ipek bir gömlek ve İtalyan ayakkabıları olan, saçları jölelenmiş, kendine aşırı güvenli bir adam çıktı. Yüzü traşlıydı, gözlerinde Adıyaman'da Abuzer’i kandırırken taşıdığı o samimi maskeden eser yoktu.
Abuzer'in gözleri birden doldu, eli titredi. Sanki tarlasına yılan girmiş gibiydi. O adamın, kendi hayatını çalan adam olduğundan emindi.
"O..." diye fısıldadı Abuzer, eliyle camı işaret ederek. "O, Şevket! O Tilki!"
Tayfun, Abuzer'in tepkisinden emin oldu. Şevket’in yeni kimliği ve lüks hayatı, Abuzer’in gözünde netleşmişti. Av, ağa düşmek üzereydi. Şevket, o an, İstanbul'un kalabalık caddelerinde yürürken, Adıyaman'daki saf köylünün gölgesinin onu izlediğinden habersizdi.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL