Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Abuzer ve İmitasyon Hazine (Roman) Hüseyin TURHAL
Adıyaman’ın tozlu yollarında başlayan bir saflık hikâyesi... ve uluslararası bir dolandırıcılık labirenti. Abuzer, hayatı traktörü, tarlası ve hayvanlarından ibaret, kalbi temiz bir köylü vatandaştı....
15. Bölüm

Bölüm 11: İhbarcı ve Köstebek (İçeriden Bilgi)

7 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Abuzer ve İmitasyon Hazine
Bölüm 11: İhbarcı ve Köstebek (İçeriden Bilgi)
Komiser Murat ve özel takip ekibi, Şevket’ten anahtarı alan 'Bozuk Para’yı (Viktor Krumov’un adamı) gece gündüz demeden gölgeliyordu. Bozuk Para, İstanbul’da lüks bir hayat sürmek yerine, dikkat çekmeyecek şekilde sürekli farklı semtlerdeki kiralık depolara uğruyor, telefonla şifreli görüşmeler yapıyordu. Ancak kargonun yerini hala tam olarak tespit edememişlerdi.
Emniyet Müdürü Tayfun, Cihangir’deki güvenli evde, Abuzer’den gelen son bilgileri değerlendirirken, ofisindeki kriptolu hattı çaldı. Hattın, sadece çok acil ve gizli istihbarat için kullanıldığını bilen Tayfun, hemen açtı.
Karşıdaki ses fısıltılı, tedirgin ve yabancıydı. "Tayfun Müdürüm... Ben Ziya. Biliyorum, beni tanımayabilirsiniz ama sizin eski bir davanızdan, Fırat Operasyonu’ndan bilginiz var. Ben o şebekedenim... Artık Şevket'e çalışmıyorum. Ya da çalışmak istemiyorum."
Tayfun’un kaşları çatıldı. Ziya. Bu isim, Şevket'in uluslararası para akışını yöneten, gölgedeki muhasebeci olarak istihbarat raporlarında birkaç kez geçmişti. Şevket'in en güvendiği adamlardan biriydi.
"Neden aradın Ziya?" diye sordu Tayfun, sesini alçaltarak.
"Çünkü Tilki'nin son planı çok büyük ve çok tehlikeli. Abuzer denen köylüden aldığı o 1 milyon lira, sadece bir avanstı. Asıl eserin sevkiyatı ve satışı bu hafta sonu. Ve Şevket... artık eskisi gibi pay vermiyor. Bizi harcamak üzere."
Tayfun hemen harekete geçti. Tek bir istihbarat kaynağına güvenemezdi ama Ziya’nın anlattıkları, Bozuk Para’nın hareketleriyle örtüşüyordu. Tayfun, Ziya ile buluşmak için son derece riskli ve gizli bir randevu ayarladı: gece yarısı, Büyükada’nın tenha bir iskelesinde.
Tayfun, Büyükada’ya tek başına, sivil kıyafetlerle ve sadece belindeki silahla gitti. İskeledeki karanlıkta, titrek bir fener ışığı altında, takım elbisesi içinde tedirgin görünen Ziya bekliyordu.
"Hızlı konuş," dedi Tayfun.
Ziya, etrafına bakındı. "Şevket, Abuzer'den aldığı parayı direkt olarak kargo için kullandı. Kargo, Viyana üzerinden İstanbul'a geldi ve şu anda Anadolu yakasında, Maltepe'deki eski bir tekstil deposunda saklanıyor. Kargo... hayran kalacağınız bir sahtekârlık harikası. Romalı bir İmparator’un heykeli."
Ziya’nın sesi hızlandı: "Alıcılar yolda. Üç kişi. Uluslararası koleksiyonerler. Şevket, Cumartesi gecesi, yani iki gün sonra, satışı gerçekleştirecek. Fiyat 150 milyon Dolar. Şevket bu parayı alıp Krumov’la paylaşacak ve bizi devre dışı bırakacak. Biliyorum, beni öldürecekler."
Tayfun, bu bilginin altın değerinde olduğunu biliyordu. "Bize neden yardım ediyorsun Ziya? Sadece pay mı?"
"Hayır, hayatta kalmak," dedi Ziya, sesi titrek. "Şevket, ruhunu kaybetmiş. Bir köylüyü dolandırdıktan sonra, sıradaki kurbanın ben olmam an meselesi. Tek istediğim, itirafçı olarak korunmak."
Ziya, Tayfun’a Maltepe’deki deponun tam adresini, deponun giriş şifrelerini ve Şevket’in Cumartesi gecesi alıcılarla buluşacağı saati verdi. Ayrıca, Şevket’in kendi güvenliğini sağlamak için deponun çevresine yerleştirdiği üç silahlı adamın konumlarını da fısıldadı.
Tayfun, tüm bilgileri hafızasına kazıdı. Ziya, bilgileri verdikten sonra iskelenin karanlığına karıştı.
Tayfun, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne döndüğünde, masadaki Abuzer’den çalınan sahte heykellere baktı. Bu küçük imitasyon parçalar, şimdi 150 milyon dolarlık büyük bir soygunun ve uluslararası bir şebekenin çöküşünün anahtarını Tayfun'un eline vermişti.
"Murat," dedi Tayfun, Komiser Murat’a Maltepe’deki adresi uzatarak. "İhbarcıdan aldığımız bilgilere göre, büyük vurgun iki gün sonra gerçekleşecek. Operasyon planını buna göre hazırlıyoruz. Abuzer’i koruma altında tutun ve Cumartesi gecesi için onu hazır edin."
Murat, adrese baktı ve ciddiyetle başını salladı. "Emredersiniz Müdürüm. Tilki, kendi tuzağına düşmek üzere."
Bütün birimler, son iki güne odaklanmıştı. Plan kusursuz olmalıydı. Çünkü Şevket, tuzağa düşürülemeyecek kadar kurnazdı.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL