Gündelik hayata sanat katan festival Art by Chance

Bu yıl 5’incisi düzenlenen Art by Chance Ultra Kısa Film Festivali 20 ülke ve 200 şehirde gösterilecek 30 saniyelik 25 filmle, gündelik hayata sanat katacak. 15 Şubat’a kadar sürecek festivali yaratıcısı Hatice Çağlar’la konuştuk.

Art by Chance nasıl ortaya çıktı? Amaçları neler?
- Art by Chance’i metropollerde hızla artan ve genellikle reklam yayınlanması için konulmuş dijital ekranlara sanatı dahil edebilmek, şehir hayatında hızla hareket eden şehirli insanın tesadüfen bir kısa filmle karşılaşmasını sağlamak amacıyla 2009 yılında yapmaya başladık. Dünyanın en büyük kamusal sanat etkinliklerinden birine dönüştü. Büyüklü küçüklü bu ekranlar şehrin her yerindeler ve halka en yakın noktadalar. Amacımız gündelik hayatta halkı sanatla buluşturmak, şehir hayatını renklendirmek ve hem sanatı alımlama hem de üretme adına insanları esinleyebilmek.

Hatice Çağlar

Önceki yıllarda yolculuk, zaman, değişim, ev temalarına rastlamıştık. Festivalin bu yılki teması neden ‘Keşif’ olarak belirlendi?
- Her yıl modern insanın kafasını kurcalayan kavramları tema olarak seçiyoruz. Bunlar hep kafamızda çevirdiğimiz kavramlar. Zaman nedir, değişim nedir, değişiyor muyum, değişmeli miyim, ev nedir, evim neresi, keşfetmeye açık mıyım?... Keşif de diğer temalarımız gibi içinde rahatlıkla film üretilecek genişlikte bir tema. Dolayısıyla oldukça uygundu.

Art by Chance her geçen yıl büyüyen bir festival, MovieMaker Magazine tarafından da ‘yılın en cool festivallerinden biri’ olarak seçilmişti. Yolun başındayken festivalin bu denli ilgi göreceğini düşünmüş müydünüz?
- Yapmaya çalıştığımız şey gerçekten o ekranları güzelleştirmeye çalışmaktı. Kamusal sanat tanımı bizi çok heyecanlandırıyordu ama ‘cool festival’ seçilmeyi beklemiyorduk doğrusu. Yapmaya çalıştığımız şeyin oldukça anlamlı ve güçlü olduğunu hissediyorduk. Halkın her kesimine perdesiz ulaşabilmek, bir musluk tamircisiyle bir akademisyenin metro beklerken aynı filmi görüp etkilenme ihtimali... Bunlar halihazırda büyüleyici şeyler. Ayrıca film yapan bir insanın filminin okyanusları aşıp hiç ummadığı bir ülkede seyirciyle buluşması da katılımcılar için çok önemli bir nokta. Büyük bir meydandaki ekranda isminiz koca harflerle yazıyor ve filminiz oynamaya başlıyor.

Dünyanın dört bir yanından gönderilen filmleri seçen jüri nasıl bir araya geldi, kimlerden oluşuyor?
- Uluslararası jürimiz genelde sinema profesyoneli prestijli insanlar. Festival direktörleri, yapımcılar, film üreten insanlar... Tüm bunların belli bir dengede olmasına çalışıyoruz. İş üreten insanların da jüride yer almasına çalışıyoruz.

Festival her kesimden, her yaştan, her milletten milyonlarca insana ulaşacak. Gelen filmler arasından seçki yapılırken nelere dikkat edildi?
- Gelen filmleri jüri değerlendiriyor. O temaya ait filmlerin oluşturduğu seçkide yer alan filmler her festivalde olduğu gibi artistik özellikleri üzerinden değerlendiriliyor. Gösterim alanlarımız kamusal alanlar olduğu için dünyanın her yerinde belli kurallar var. Halka açık alanlarda şiddet türü içerikler gösteremiyoruz mesela.

Gelecek yıllar için yeni projeler var mı?
- Kamusal sanat alanını sahiplenmiş bir etkinlik olarak yapacağımız yan faaliyetlerle bu anlamı daha da güçlendirmek istiyoruz. Festivalin daha çok alanda daha derinleşerek devam etmesini arzuluyoruz. Ayrıca derinleşmek ve var olmak istediğimiz ülkeler var; mesela Çin gibi. Çin’den çok sayıda film almak ve daha da ötesi orada gösterilmek isteriz.

Her yer sinema

Festivalin kısa filmleri; Türkiye’de İDO’nun tüm gemilerinde İDO TV’lerde, Digiboard’un Anadolu Sağlık Merkezi, Florence Nightingale, Dünya Göz Hastanesi, Medical Park, Neo Life Tıp Merkezi, Denge Tıp Merkezi, Kadıköy Şifa ekranlarında, Hardal Restaurant’larında, ‘Başka Sinema’ ile Takside ekranlarında, Hillside City Club’larda, Uniboard Network’ün Türkiye genelindeki üniversite ekranları ve daha pek çok noktada karşınıza çıkabilir!