ÜYELİK GİRİŞİ ÜYE OL
Anasayfa Şiirler Forum Etkinlikler Kitap Nedir? Bicümle Tv Müzik Atölye Arama Blog İletişim Yazılar
Giriş Yap Üye Ol
"Günlerini düşler krallığında geçirmeyenler, günlerin kölesi olur." Halil Cibran Paylaş
ANASAYFA
ETKİNLİKLER
NEDİR?
TİVİ
BLOG
BİCÜMLE
ATÖLYE
ARAMA

Tarihi Haydarpaşa Garı'nın Hikayesi

Yeşilçam filmlerinde İstanbul hikayeleri hep orada başlardı. Asırlık Haydarpaşa Garı kapılarını kapatıyor artık. Kuruluşundan bu güne tarihe tanıklık eden Haydarpaşa'nın hikayesi;

1.2.2012

Tarihi Haydarpaşa Garı'nın Hikayesi

Halit Refiğ’in 1965 tarihli ‘Gurbet Kuşları’ filminde Bakırcıoğlu Ailesi Haydarpaşa Garı’nda trenden indiğinde Baba Tahir Efendi böyle söylüyordu.

Anadolu’dan Avrupa’ya açılan kapıydı kimileri için Haydarpaşa..

Kimileri için hayata tutunmanın, umudun adı...

Seni yeneceğim diye başlayan cümlenin ilk kurulduğu yer Haydarpaşa, Yeşilçam filmlerinin vazgeçilmez platosuydu..

1908 yılında İstanbul - Bağdat Demiryolu hattının başlangıç istasyonu olarak hizmete giren asırlık gar İstanbul’un en önemli simgelerinden biri oldu tarih boyunca.

Projesini iki alman mimar hazırladı.. Garı Almanlar yaptı.. İnşaatında da yine alman ustaların çalışması 1. dünya savaşının ateşi iyiden iyiye hissedilirken Osmanlıyı biraz daha Almanya’ya yaklaştırıyordu.

Tarihi gar Birinci dünya savaşında cephanelik olarak kullanıldı. Ancak bir sabotaj sonucu alevler arasında kaldı.. 1979 yılında meydana gelen deniz kazasında da yara alan Haydarpaşa 2010 yılının kasım ayında bir kez daha alevler arasında kalıyordu.

O yangın Haydarpaşa garına ağır hasar verdi. Çatı ve 4. kat tamamen yandı.

Ve bugün son tren için çalıyor düdük ve Haydarpaşa şimdilik iki yıl boyunca kapılarını kapatıyor..

Tekrar hikayeye dönelim; ‘Gurbet Kuşları’na.. Bakırcıoğlu ailesi umduğunu bulamaz İstanbul’da ve köylerine dönmeye karar verirler..

Çünkü şehri fethemek hayaline kapılmakla hatayı baştan yapmışlardır..

Yorumlar
Mesaj Yaz 2.2.2012 00:14:27
Bütün sözcükler benden kaçıyor bu gün. Çok üzgünüm Haydarpaşa Garı'nın geçici de olsa kapatılmasına. Zaten bu kapatılmanın geçici olduğuna ihtimal vermiyorum. Yazık oldu diyorum. Ben bir tren çalışanı değilim. Özellikle 1950 li yılların başında başlayan kara tren (Buharlı Tren) yolcusuydum.Trenlerle yolculuk yapmak çocukluğumda başlayan bir tutkuydu. Ne zaman o ağısı sesini duysam içim burkulurdu. Sonra kara trenler gitti yaşamımızdan ve yenileri geldi. Zaman ne acımasız... İlk trenle yaptığım yolculuktan 60 sene sonra 2009 senesinde " KÜÇÜK İSTASYONLARA AĞIT " isimli tamamı trnlerle ilgili bir şiir kitabı yayımladım ve bu kitabı geçmişten günümüze kadar tüm çalışanlara armağan ettim. Bunun içindir ki benim trenlere, garlara ve küçük istasyonlara duygusal bağım var. Şimdi üzüntüm en çokta bundan işte. Artık gişeden son bilet alındı, son kampana çaldı ve Haydarpaşa'dan kalkan son tren o duygusal sesini İstanbul'un üzerine yaya yaya çekip gitti Anadolu'nun içlerine doğru. Geride raylara dökülen göz yaşları, ağıtlar ve sallanan ıslak mendiller kaldı. Haydarpaşa sen artık yani yaşamındasın. Bizim yaşlı ve sevdalı yüreğimiz seninle dolu, Ben ki senin trenlerinin ağıtını yazmış, ta Amasya'dan geli senin yakınındaki bir meslek lisesinde okumuştum. Sonsuz özlem, sevgi sana. Bundan sonraki yolculuğunda yolun açık olsun. Dileriz ki Haydarpaşa'ya dönmen uzun sürmez. Neşet KARAÇALTI / Samsun, 02 Şubat 2012 Saat:0014


Yorum Yapın

Tarihi Haydarpaşa Garı'nın Hikayesi ile ilgili yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üye Ol Üyelik Girişi Yap

Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.