ÜYELİK GİRİŞİ ÜYE OL
Anasayfa Şiirler Forum Etkinlikler Kitap Nedir? Bicümle Tv Müzik Atölye Arama Blog İletişim Yazılar
Giriş Yap Üye Ol
Şerefle bitirilmesi icap eden en ağır vazife hayattır. -- Toegueville Paylaş
ANASAYFA
ETKİNLİKLER
NEDİR?
TİVİ
BLOG
BİCÜMLE
ATÖLYE
ARAMA

Editörden... 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'mız Kutlu Olsun!

Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. M. Kemal ATATÜRK

29.10.2011

Editörden... 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'mız Kutlu Olsun!

Herkese merhaba...


Üst üste kötü haberler, yürek acısı, vahşet, yalan dolan, hırsızlık, değersizlik, insanlıktan uzak o kadar çok haberle yüzyüze gelmiş bulunmaktayız ki, artık son nefeslerimizi tutarak geçiriyoruz zamanımızı. Şehitlerimiz, ardından Van’da yaşanan deprem hepimizi derin üzüntüye sürüklemiştir. Nedense hep böyle anlarda kenetlenmeye, din, dil, ırk ayrımı gözetmeden daha fazla sarılabiliyoruz aslında birbirimize. Neden bunu zamanında yapıp ülkemizin birliğini dışarıda tüm kötü emelleri olan kişilere gösteremiyorsak. İnsanoğlu içinde tuttuğu hırsı nedense hep böyle anlarda bırakabiliyor demek ki.

Yaşamını yitiren hem şehitlerimiz, hem depremdeki tüm kardeşlerim nurlar içinde yatın, dualarımız sizinle. Ailelerine ve ülkemin güzel insanlarına çok büyük sabır diliyorum. Ağrımız uzun süre dinmez, kalbimizin yarasını kolay kolay kimse saramaz... Lakin biz birbirimizin elini bırakmazsak daha kolay geçer bu tatsız zamanlar.


Bizim bizden başka kimimiz var ki bu dünyada... İyisi kötüsü, eğrisi düzü, yanlışı doğrusu ile aynı havayı soluyup, aynı topraklara basarak, aynı duvarlara sırt sırta vererek, aynı gökyüzünü, aynı denizi izleyerek yaşamaya çalışıyoruz... El ele vermemiz gereken şu günlerde, bir de sen daha iyi ben daha iyi kavgasını neden sürüp gidiyoruz anlamış değilim. Bu bir parti davası değil, bu bir isim davası değil, bu senin benim- vatan toprak, yürek davasıdır. Acımızı paylaşıyoruz, yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz, kendimize değil tüm dünya bizi duysun diye uğraşımız. Rahatsız olup bizi bölmeye çalışan çok olacak, rahatsız olup bizim nefesimizi almaya çalışan çok olacak, kanımızı yerde görmek için can atan çok olacak. Lakin biz bir arada durup, kavga etmeden, tartışmadan, atışmadan, el ele vermeden, kendimizi bölmeden acılarımızı çoğaltmak yerine azaltmaya çalışmamız gerek. Şu zor günlerde daha sakin, daha sabırlı ve biraz olsun karşımızdakinin düşüncelerine fikirlerine saygı duyarak kardeşçe yaşamayı bilmemiz gerek. Anca böyle var olabiliriz...

Yok Olmamıza İzin Vermeyin!



’Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız’...K.Atatürk.



Cumhuriyetimiz 88 yaşında! 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’mız Kutlu Olsun arkadaşlar...Geleceğimiz için yarınımız için tek yürek olmak için çocuklarımız için bayraklarınızı asmayı unutmayın.
Akşam bir çok yerde etkinlik mevcut, katılabilenler lütfen bu coşkuyu yaşamak için eşlik edin.

Evime yakınlığından dolayı Nişantaşı’ndaki etkinlikte olacağım. Umarım sorunsuz, sonsuz bir gece olur hepimize....




Geçenlerde okuduğum ve yazı dilini sevdiğim Esra E. Karaosmanoğlu’nun Kum Şeytanları öykü kitabını okuyan var mı aranızda bilmiyorum.

"Çölde fırtınayla yuvarlanan çalı toplarının adıdır Kum Şeytanları. Rüzgâr estikçe diğer çalıları kendilerine katarak büyürler ve sürüklenmeye devam ederler.

Ürkütücü görünseler de, sadece savrulan çalılardır. Tıpkı korkularımız gibi..."



diyor kitabın içinde öykülere başlamadan. Eylül, Ekim, Kasım bölümlerinden ibaret. İçinde kendinize yakın bulacağınız sıcak bir hava var. Okumanızı tavsiye ederim. Ben bu öykülerden birini burada sizlerle paylaşmak istiyorum.





ATEŞE UYANMAK


Satı Ana, kapkara geceden daha karanlık bir uykuya dalmıştı o gece. Düşünde bebelerinden birinin beşiği yanıyordu. Soluk soluğa uyandı. Yüreği ağzında fırlayacak gibiydi. Hüseyin Ağa yatağının ucuna kıvrılmış uyuyordu. Nasırlı elinin tersiyle alnındaki teri sildi Satı Ana. Ardı arkasına birkaç nefes çekti. "Hayırdır inşaallah," deyip bildiği tüm duaları birer birer mırıldandı. Sabahın ilk ışıkları belirmeye başladığında odada tek kıpırdayan Satı Ana’nın dudaklarıydı.

O uğursuz gecenin sabahında, Hüseyin Ağa’yı çiftliğe uğurladıktan sonra, kendine bir çay demledi Satı Ana. Çay fokurdayana dek gözlerini ayırmadı çaydanlıktan, uzaklara daldı gitti. Gördüğü rüya aklına geldiğinde okumaya başladı yine bildiği tüm duaları. Havadaki kötülükleri uzaklaştırmak istercesine başıyla daire çizerek üfledi. "Şerife’nin gelmesine az kaldı," dedi kendi kendine. O anda ,
evin kapısı sadece Şerife’nin yapabileceği şekilde ardı ardına çalındı. Şerife elinde örgüsü, kapıdan içeri girer girmez yakınmaya başlamıştı bile. Satı Ana bazen, Şerife’nin başını bir tavuk kafası gibi koparıp
istiyordu. Sonra, Şerife’nin onun doğduğu günden beri tanıyan tek insan olduğunu hatırlıyor, sessizce katlanmaya devam ediyordu.

Satı Ana ile Şerife çaylarını alıp avluya geçtiler. İkisi anlaşmış gibi, çaylarını aynı anda alçak sehpanın üzerine koydular. Önce Satı Ana elinde ayıklanacak yeşil fasulyesi, sonra Şerife koltuğunun altında
örgüsüyle, yavaşça yere bıraktılar kendilerini. Şerife her ilmek atışında şikayette bulunmaya yemin etmiş gibiydi. Satı Ana iç geçirdi. Şerife’nin de soluduğu havayı ciğerlerine çekmiş olsa gerek ki Şerife "Nen var gıı senin?" dedi, tek kaşını kaldırarak. Satı Ana rüyasını anlattı; beşiği, alevleri, dualarını. Hiç hayra alamet değildi amma... Satı Ana sustu kötü rüyayı unutmak istercesine. Kucağına yerleştirdiği kevgirdeki fasulyeden bir tane aldı, bir ucunu kopardı, sonra diğer ucunu. Güneşten kararmış parmaklarıyla fasulyeyi araladı ve taneleri kevgire bir bir bıraktı. İlk fasulye tanesi düştüğünde, ilk bebesini hatırladı; Ali’sini. Onun güzel yüzünü gördüğü anda Allah’a şükretmişti. Bir oğul vermişti Yaradan ona, hem de en hayırlısından. İkinci fasulyesini ayıklarken Meryem’ini düşündü Satı Ana. Daha onaltısındayken Almanya’ya gelin gitmiştiMeryem. Keskin bakışlı kızı ona iki torun vermişti., üçüncüsüne de yüklüydü. Satı Ana torunlarını
düşünürken gülümsedi. Üçüncü fasulye tanesi kucağına düştüğünde gözlerinin önüne kuzusu Mehmed’i geldi. Canını koparır verirdi Mehmed’i için. İki hafta sonra terhis olacaktı Mehmed’i, yine sarıp sarmalayacaktı onu göğsünde. Bundan gayrı hiç bırakmayacaktı Mehmed’ini.

O kâbuslu gecenin karanlık öğleninde Satı Ana’nın zili tanınmadık bir şekilde çalındı. "Hayırdır," diyerek ayağa kalktı. Basma elbisesini düzeltti. Üniformalı iki asker gördü kapının eşiğinde Satı Ana. Yere bakıp yerin dibine, en dibine girmek isteyen iki asker. Mehmed’in bastığı kara topraklarda mayın patlamış, Mehmed’in kolunu, bacağını, gövdesini, gözlerini savurmuş her bir yana. Son mektubundan bir parça metrelerce ötede bulunmuş, düştüğü yeri alev alev yakmış. Tıpkı Satı Ana’nın çığlığı gibi, Mehmed’in "Anaaa!" deyişi, civardaki tüm dağlara yankılanmış.


Kum Şeytanları/Esra E. Karaosmanoğlu




Ben bunları yazının altında uzun uzadıya tartışalım, konuyu büyütelim, bağıralım - çağıralım diye yazmadım. Ben bunları her daim bir olup, bu ülke üzerinde farklı dili konuşan, farklı kültürlere sahip, farklı dini olan insanlar olarak, cumhuriyeti benimseyen, bu ülkenin Türk vatandaşlığını kabul etmiş insanlar olarak birlik olalım diye yazdım... İyi dileklerimizin çoğalıp, kavgaların bitmesi dileğimle...



Bu bizim bayramımız, herkes bayramına, bayrağına sahip çıksın lütfen...



Saygılarımla...


banukalyoncu

Yorumlar
Mesaj Yaz 30.10.2011 08:16:07
Cumhuriyetimizi , anlamını birlik ve beraberlik içinde olmamızın gerekliliğini anlatmışsınız.
Buna en çok muhtaç olduğumuz günlerdeyiz..Dosta düşmana karşı bir olmak zamanı.
Biz millet olarak zaten hiç bir zaman ayrılmadık .Ayırmaya çalışan dış güçler ve buna çanak tutan
içteki aymazlar oldu..Güzel yazınıza,teşekkürler..Biz bayramı kutladık..


Mesaj Yaz 29.10.2011 22:23:07
bu gün kalbim ve beynim CUMHURİYET BAYRAMI diyor.

Mesaj Yaz 29.10.2011 18:17:21
vatanımız üzerinde hep birlikte özgür insanca yaşama bayramımız kutlu olsun..:)





” Allah’a ve Elçisine itâ’at edin, birbirinizle çekişmeyin, yoksa korkuya kapılırsınız, devletiniz gider. Sabredin, çünkü Allâh sabredenlerle beraberdir. “

Kuran 8/ Enfal Suresi 46. Ayet


‎"Dünyada nice diller var, nice diller,
Ama hepsin de anlam bir.
Sen kapları, testileri hele bir kır,
Sular nasıl bir yol tutar, gider.
Hele birliğe ulaş, hır gürü, savaşı bırak,
Can nasıl koşar, bunu canlara iletir." (Mevlana)


ey yüce rabbimiz; vatanımızı birlik beraberliğimizi güzel insanlarımızı gelecek nesillerimizi koru şehitlerimize insanlığa hizmet eden cümle ölmüşlerimize rahmet eyle mekanlarını pürnur eyle insanlığı evreni yok etmeye çalışanlara fırsat verme bizleri en güzel ahlaklarınla ahlaklandır içimize dışımıza huzur mutluluk ver dünyamızı cennet eyle ya rabbi el fatiha.. amin..



vatanımız üzerinde hep birlikte özgür insanca yaşama bayramımız kutlu olsun..:)





sağolasın Banu'm hayata kattığın eşsiz gönül güzelliklerine teşekkürler sevgilerimle...:)


Mesaj Yaz 29.10.2011 15:41:07
Ne güzel ne dolu dolu bir çığlıktı...

evvet bu " BİZİM BAYRAMIMIZ"

Gönlün dert görmesin Sevgili Banu Kalyoncu...


Mesaj Yaz 29.10.2011 15:38:59
...iyiki varsınız.


Yorum Yapın

Editörden... 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'mız Kutlu Olsun! ile ilgili yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üye Ol Üyelik Girişi Yap

Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.