8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
4555
Okunma

AZ YAŞA, ÇOK YAŞA, AKIBET GELİR BAŞA.
Hiç merak ettiniz mi Dünyanın en uzun yaşayan insanının kim olduğunu?
Ben merak edip araştırdım ve gözlerime inanamadım. Bunlardan biri Çinli. Adına, sanına neyin nesi, kimin fesi olduğuna dair bir bilgiye ulaşamadım. Rivayete göre 253 yıl yaşamış. Bu Çinli 1680 yılında doğmuş ve 1933 yılında ölmüş. Dediğim gibi adına sanına ulaşamadım.
İkincisi bir Türk. Adı-sanı, nerede doğduğu, ne işler yaptığı, nerede ve nasıl öldüğü belli. Fotoğrafları filan da var.
Bu Türk Zaro Ağa…
Bitlis’in Mutki İlçesinin Bu günkü adı Meydan olan köyünde 1777 yılında doğmuş. Yani Osmanlı Devleti’nin tarihindeki en en kötü Barış Antlaşması olan Olan Küçük Kaynarca Antlaşmasını imzalamasından üç yol sonra…Mutki’nin Şerif Mirza aşiretinden dir ve Kürt asıllıdır… Hayatı boyunca altı tane savaşa bilfiil katılarak çarpışmış ve yaralar almıştır. O’nun doğduğu yıllarda Osmanlı Tahtında I.Abdülhamit oturuyormuş. Daha sonra III. Selim, IV. Mustafa, II.Mahmut, Abdülmecit. Abdülaziz , V.Murat, II.Abdülhamit, V.Mehmet ( Reşat ), ve VI. Mehmet( Vahdettin ) tahta geçti.Yani on tane padişah gördü. Sadece bu kadar değil tabii ki. Atatürk’ü de gördü. Hatta ölüm tarihi olan 1934 yılına kadar iki kez Atatürk’ün huzuruna çıktı. Atatürk’e ‘’Sultan ‘’ diye hitap etti.
Bayan okuyucular belki pek sevmeyecekler bu dünyanın en uzun ömürlü Türk’ünü çünkü Atatürk’ün huzuruna çıktığında ona, yaptığı tüm işlerin çok güzel ve faydalı olduğunu söylemekle birlikte kadınlara çok fazla hak verdiğini söyleyerek kadın haklarını eleştirdi. Zaro Ağa’ya göre Atatürk kadınlara çok fazla hak vermişti.
Zaro Ağa bu uzun hayatı boyunca neleri yaşadı? Aklıma gelen en önemlilerini sıralayayım:
1- 1783 te Kırım’ın Rusya’nın eline geçmesi
2- 1798 de Napolyon ile yapılan Akka Savaşı
3- 1807 deki Kabakçı Mustafa İsyanı. III. Selim’in öldürülüp IV Mustafa’nın tahta çıkması.
4- 1809 da II. Mahmut’un ayanlarla imzaladığı ve Osmanlı Devleti’ndeki ilk demokrasi hareketi olarak kabul edilen Sened-i İttifak
5- 1826 Yeniçeri Ocağının kaldırılması
6- 1827 de Navarin de donanmamızın yakılması
7- 1829 da Yunanistan’ın Osmanlı devletinden bağımsızlığını koparması
8- Kavalalı Mehmet Ali Paşa İsyanı..Boğazlar sorunu
9- Tanzimat ve Islahat fermanları ( 1839- 1856 )
10- Sultan Abdülaziz’in öldürülmesi ( 1876)
11- I. Meşrutiyetin ve Osmanlı Devleti’nin ilk Anayasası olan kanun – u Esasinin ilanı
12- 1877-1878-Osmanlı-Rus Savaşı ( 93 harbi )…Gazi Osmanpaşa ve Plevne müdafaası- Nene Hatun ve Erzurum savunması-- Berlin Antlaşması ( Ermeni sorunu bu antlaşma ile başlar)
13- Tunus, Fas, Cezayir, Mısır, Kıbrıs gibi toprakların elimizden çıkması
14- 1908 deki II. Meşrutiyet
15- 1911-12 yıllarındaki Trablusgarp Savaşı- ( Libya’nın elimizden çıkması )
16- 1912-1913 yıllarındaki Balkan Savaşları ve Balkan toprakları ile Ege Adalarının elimizden çıkması.
17- I. Dünya Savaşı
18- Kurtuluş Savaşı
19-Cumhuriyet dönemi…Atatürk ve İnkılapları.[ Cumhuriyet gazetesi onun 1925deki Şeyh Said İsyanı ile ilgili demecini şu şekilde aktarmıştır:‘’İstanbul’daki Kürtlerin en yaşlısı Zaro Ağa, İsyanı kınayıp mahkum etmiştir. Zaro Ağa, ben ne Şeyh Said denen o mel’unu tanırım ne de adamlarını bilirim. Allah belalarını versin!
III. Selim’in tahta geçtiği yıllarda İstanbul’a gelen Zaro Ağa bu şehirde önce inşaatlarda amele olarak çalışmıştır. Şimdi yanlarından geçip gittiğiniz Ortaköy Camii, Nusretiye Camii, Selimiye Kışlası, Dolmabahçe Sarayı’nda onun emeği vardı.
Ellili yaşlarında ise Dr.Emin Bey’in Şehreminliği ( Belediye Başkanı ) zamanında Belediye Serhademeliğine ( Baş hademelik ) Getirilmiştir.
Başhademe olmadan önce uzun süre İstanbul’da hamallık yapan Zaro Ağa İstanbuldaki hamal teşkilatının da kurucusudur. Ömrünün sonlarına doğru kapıcılık yaparak sürdürmüştür hayatını.
Bu kadar uzun ömrü esnasında tam yirmi kez evlenmiştir. Ancak hem Bitlistaki, hem de İstanbul’daki karılarını hiç ihmal etmemiştir. Kadınlara verilen hakları çok fazla bulan Zaro Ağa’nın kadınlarına bir tokat bile vurmadığı söylenir.
Zaro Ağa’nın, tam olarak kaç evlilik yaptığı ise bilinmiyor. Bazı kaynaklara göre 13, bazı kaynaklara göre 17, hatta bazı kaynaklara göre 27 evlilik yaptığı iddia ediliyor. Zaro Ağa’nın Beşi kız olmak üzere 13 çocuğu, 29 torunu olduğu söylenir. Zaro Ağa’ya "Neden bu kadar çok evleniyorsun" diye sorulduğunda, "Ne yapayım, aldığım kadınlar çabuk ihtiyarlayıp ölüyorlar" şeklinde cevaplamış.
Bazı kaynaklarda evlendiği kadın sayısı yirmi dokuza kadar çokmasına rağmen aslında kadınla kızla pek fazla işi de yoktur Zaro Ağa’nın.
Bir kaynakta Mihri Hanım adlı resim öğretmeninin Zaro Ağa’ya ilişkin bir anısına yer veriliyor. Gedikpaşa’daki Nefise Mektebi’ne çağrılan Zaro Ağa, burada model olarak 3 gün çalıştıktan sonra bir daha uğramıyor. Nedenini ise Zaro Ağa şu şekilde açıklamış: "Kızlar hep bana bahiyler. Aha biyle biyle göz kırpiyler. Sonra başımı, yanağımı okşiyler. Buraya bah, beri bah dirler, hangisine bahayim, bilmirem. Hepsi huriler gibi, bir iki dene olsa ne ise. Emme ben bu kadar kızı nideyim, daha gelmem vallah..."
Zaro Ağa’nın bu kadar uzun yaşamasının sırrı neydi?
Biz Türk Milleti olarak çok da merak etmeyiz bu adam nasıl olmuş da bu kadar uzun yaşamış diye ama yabancı devletler merak etmişler. Sık sık onu ziyaret ederek bunun sırrını öğrenmeye çalışmışlar. Aldıkları cevap ise o kadar basit, o kadar sadedir ki: ‘’Bol bol yoğurt yiyin. Yoğurdu sofranızdan asla eksik etmeyin.Bir de bulgur pilavı..’’ Hepsi bu…İşin sırrı yoğurt ve bulgur pilavıdır Zaro Ağa’ya göre.
Uzun bir ömür sürmesi sebebiyle yurt dışından oldukça fazla ilgi gören Zaro Ağa 1925 te İtalya’ya, 1930 da -Bir anti-alkol derneğinin daveti üzerine Yunanistan’a gitti ( O hayatı boyunca ağzına alkol sürmedi ) Yunanistan’dan sonra İngiltere ve oradan da Amerika’ya gitti. Daha doğrusu götürüldü.
İki Amerikalı Musevi, Zaro Ağa’yı "yeni bir hayat vaadi" yle Amerika’ya gitmeye ikna etti.
Zaro Ağa, New York’ta büyük bir törenle karşılandı. Ancak onu götürenlerin niyetleri başkaydı: Özel bir kostüm giydirip, sirklerde "dünyanın en yaşlı insanı" diye teşhir ettiler. Fotoğraf çektirmek 10 dolar, öpmek 15 dolardı. 150 yaşındaki Ağa’yı, eyalet eyalet dolaştırıp posasını çıkardıktan sonra, beş parasız getirip İstanbul’a bıraktılar.
Bundan sonraki hayatını İstanbul’da Tophane’de mütevazi bir evde geçirdi. 29 Haziran 1934 te Şişli Etfal Hastanesinde hayata gözlerini kapatan Zaro Ağa’nın cesedi daha sonra otopsi ve incelenmek üzere Amerika’ya gönderildi ve bunca uzun bir ömür yaşamış olmasına rağmen Zaro Ağa’nın ciğerlerinde tüberküloz ve kalbinde büyüme olduğu tespit edildi. Ölüm sebebi ise prostat kanseri olarak geçti kayıtlara. Dünya gazeteleri Zaro Ağa’nın ölümünü "Dünyanın en yaşlı adamı öldü" şeklinde duyurmuş.
Toprağa verilirken torununun torunlarından biri şöyle bağırıp göz yaşları içinde arkasından yas ediyordu:
"Hoy hooy öldü babam! Dünyasına doyamadan gitti!"
Dünyanın en uzun yaşayan insanlarından biri olan Zaro Ağa’nın İstanbul- Eyüp Kabristanındaki mezar taşında yazanlar sanırım söylenmesi gereken en doğru söz:
‘’Az yaşa, Çok yaşa, akıbet gelir başa. ‘’
Allah Rahmet eylesin. Makamı cennet olsun…