Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Nil Gün
Nil Gün
VİP ÜYE

Hadi Bakalım

Yorum

Hadi Bakalım

3

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1089

Okunma

Hadi Bakalım

Hadi Bakalım

Yazarlık nedir? Bir hüsranın avuntusu.
Bütün hüsranların avuntusu. Yazarlık bir
narsis kompleksi: "Bak ben yazdım. Ne
marifetlerim var benim. Okuyun beni.
Beğenin zekamı, buluşlarımı" demek mi?
Gerçek yazar beğenilmeye boş vermiştir.Mutluluğunu
yazmakta bulmuştur, gerisine aldırmadan.
Yazmak
kusurunu biliştir, hiç değilse,
dürüstlüğümüzün bir kırıntısıdır...alıntı






Uyanmak yetmiyor bazen
güneş afyonuma inememiş daha
düşlerimin basıncı çarşaflarda iz bırakmış
Terliğim, güzel bir kadının tabanını öpememiş
beraber uyumuş olsaydık...
Uyanmaktan önce güzelleşirdi kadın, sevdiği adamın kolları arasında uyanmışsa!
Yaşamadan bilmek bu olmalı..
Veya yaşasakta, yaşadıklarımız hep mi eksik görünür?
Veya hayallerimizin uyduduruk günahlarından, çırpındığımız gerçekçiliğimize dönmekte yarar var galiba...

Düşlerimiz, kimseyi ilgilendirmeyen ama hep birbirimizinkine benzeyen düşlerimiz!!

Düşlerimiz ne kadar da benzer
Kimsenin düşüne benzemeyen düşün var mı senin?
Yok:)
Gizli bir kitabın yırtık bir sayfasında kalmış, kimsenin düşüne benzemeyen bir düş.
O sayfa, hala uçuşur karanlık rüzgarların anaforunda...O sayfa, mezarın yakınındaki bir çalıya takılı kalır belki bir gün...


’Çoğu düşler gibi, bu düş de, içinde bulunduğu
durumla ancak kasvetli, üzücü bir şekilde
ilgiliydi, ama onu etkiledi. (...) Düş ne olursa
olsun, onu ihmal edecek olursak o gecenin
hikâyesi eksik kalacaktır. Hasta bir ruhun
karanlık macerasıdır bu.
Istırabın uykuda aldığı şekiller’
SEFİLLER, V. Hugo

Kavrulmuş kekik kokusu kaybolana kadar uykulu dolanıyorum
düşlerden gelen bu koku, beni bedensiz bir ruh gibi hissettiriyor.

Düş ünün, hepiniz düş ünün, hepimizin içinde, içi kangren olmuş bir sürgün yok mu?
Düş lerden güneşe uyanmış garip bir burukluk..İçinizde yarım kalmış bir çığlık,,,
uykularınızda kalmış...


Tenim ürperiyor,
cismim şekilleniyor demek ki
mutfağa yürümeli.
Su ısıtıcısının metal yorgunluğu fokurduyor, bırakın ısınsın. Bir insanın içi kaynarken, haşlanarak ölmesi gibi, sesi kesilir birazdan sonra kahvemizi içeriz. Gördüğünüz gibi uyanmak karmaşayla başlıyor.Düşlerimizi, sonsuzlukta bırakıp yaşama yaklaşmalı. Her sabah tekrarlanan seramoni .. Düşlerden sıyrılıp, yaşama yakınlaşmada, ömrümüzü arıyoruz.

Kuru bedenime şimdi su sesi lazım
aynaya bakmak istemiyorum, geçmişin irin dolu zerrelerinin, aynadaki hareketlerini gözlerim takip etmesin.
Bir zamanlar(ben çocukken) babam mandolin çalardı, suyun sesinde mandolin var. Kırmızı renkli, ’yarınlarda, yarınlarda güzel günler var’ diyen kırmızı renk...
Yarınlar, henüz el değmemiş günler. Elimiz değince, çocukluğumuza, arınması için yollayacağımız yeni yorgunluklar.

Su

ÇoCUK luğunu kaybetmeyenlerin yüreğindeki afacanlığa gülümsemesidir...

Suyu açık bıraktım, hiç yorulmuyor su, hiç..Akıyor, akıyor, akıyor. Bir cesaret kafamı aynaya kaldırıyorum, su da yorulurmuş bak.


Aynanın arkasında ki sır, içimin dibinin dibinde çırpınan bu ruh, ’ötekim’ beni yok etmeye çalışıyor.
Yoksa, ben mi onu yok etmeye çalışıyorum. Sesimden korkuyor ötekim, paylaşmasını istemediği, kağıda dökülmemiş sırları duyuyor.
Bir an, sadece bir an, dış dünyanın beni ile ötekim aynı anda bakıyoruz aynaya.
Anlam uğultusu...


kaybolmayan keşkelerin çatık kaşla buluşması
yaşayabilirdimlerin, şeffaf gürültüsü
unut emri verilen keşke yaşamasaydımların
hayat, hatalara bedeldir e dönüşmesi
unutulmayan bir sarhoşluk anı
yok olmaya hazırlanan eski bir aşk
buruk görüntüler
tebessüm dahi edemeyen duvar dibi bekleyişler
inadı tutup, dağılmayan kum tanecikleri
içimizdeki toz dumanı içine tıktığımız
çok eski sandıklar


Her şeyi emen sessiz bir bakışma
ötekim ve ben..
hey ötekim, ben de seni bir ’sır’ sanmıştım
asırlarca bakışsakta bana sır vermeyeceksin.
Öyle ise

nedir görmek istediğin?


Öğlen oldu,
Günün savaşı çoktan başlamıştır..
Emektar dünyamızın tecrübesiyle
değişmez düzene, yeni söylemler edemeyen dillerimizle
içimizde tin yangınlarımızla, oramıza buramıza batmış anı kıymıklarımızla
popomuza yediğimiz şaplaktan bugüne nasıl geldiysek
yola öyle devam edeceğiz....


El değmemiş bir başlangıç bulmak için ya da eskiyi bırakmak, terketmek için de yola çıkmak gerekiyor...


Hadi bakalım..







Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Hadi bakalım Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Hadi bakalım yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Hadi Bakalım yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Davidoff
Davidoff, @davidoff
7.6.2012 12:31:18
Hadi bakalım yazar hanım/uzun bir yol var önünde.

En/ge/be/li.

Seç bakalım içinden hecelerin hangisini seçeceksin...

erolabi
erolabi, @erolabi
7.6.2012 09:25:10
hani derler ya "mutluluğun fotğrafını çekebilir misin?" ..
ve gülerler seyredenler...
aha işte çekmişler...
Dikçe
Dikçe, @dik-e
7.6.2012 01:03:15




yazarlık kesinlikle çok iyi Türkçe eğitimi almış çok çevreye sahip misyon sahibi insanların iş..

yazarlık kesinlikle ilkokul mezunu hayatı arbade içinde geçen insanların işi değil

yazarlık ne olduğundan çok nasıl olurum durumlarını gerektiren bir şey.

yazarlık gözlem ve tanımak becerilerini kullanmadan haksızca bir başkası hakkında iftira atmak veya iftiraya inanarak yapılacak bir şey

hele hele şiir kesinlikle becerileri olamaz.

vel hasıl ''Aşık veysel'' ne demiş!

-uzun ince bir yoldayım gidiyorum gündüz gece--...

geri kaldı bildiği 493 hece.

anlamlıydı Nilgün hocam kaleminize sağlık..




Dikçe tarafından 6/7/2012 1:03:58 AM zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL