12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1120
Okunma

Günlerden Pazar hacı arkadaşlarla buluşup koyulduk yola.
Büyüğümüz olan hacı anneyi ziyareteydi gidişimiz. Güzel başladı yolculuk
Biz ayrılmaz bir gurup olduk yıllardır nereye gitsek hep beraberiz, sağ olsunlar bizide bırakmıyor alıyorlar yanlarına,
Diğer arkadaşları belemek adına yolda mola verdik çok güzel yapılmış bir yerdi çamlar altında tahtadan yapılmış bir dilenme yeri yalnız henüz açılmamış mevsim serin gidiyor.
Günlerdir bir yağmur bazen de bulutlu ve serin geçiyor, günler.
Kış gitmek bilmedi değişti mevsimler.
Arkadaşlarla telefon la heber leşil’di henüz yola çıkmamışlar.
Yine koyulduk yola köşke gelince bir çay bahçesine oturup arkadaşları bekledik çok geçmeden göründüler.
Sevgi dolu koyulduk yola dağlardı gideceğimiz yer. Yeşillikler içerisinde kıvrım kıvrım yol aldık önce uzun dereyi geçtik zeytin ağaçları çiçekteydi yeşil yaprak arasında sarı minicik çiçekleri bir başkalık vermişti.
Aralarında kiraz erik ve ceviz ağaçlarının süslediği dağlardan gitmekse ayrı güzeldi.
Manzara sa anlatılmaz güzeldi.kimi yerde uçurumlar oluşmuş
Tırmandık durduk Kızılca köye gelmiştik geriye bakınca harika bir manzara vardı karşımızda arkalı önlü dağlar kimisi mor görünümlü çoğu ise yeşildi her yar zeytin ağacı ve diğer ağaçlarla kaplı bizlerden daha yüksek dağlara uzunca baktım ne güzellerdi. Rabbim dedim rabbim nelere kadirsin.
Sevgi dolu oldu karşılamaları çok sevindi hacı annemiz hoş beş derken saatler geçti yemek faslının ardından çaylar içildi.
Ve yola koyulmadan kiraz bahçesine uğradık uğramasına da yoldan çok aşağı idi bahçe
Yol yoktu nasıl ineceğiz dedim .
Çok zordu önce yok ben inmeyeyim dedim baktım herkes iniyor üç kadın el ele tutuştuk.
Ağır ağır inmeğe başladık arkadaş nur dağına çıkıyoruz diye düşleyin deyip durdu.
Bense filimler de gördüğüm ormanlık içinde giden insanlara söylenirdim ne işiniz var yol yok
Böyle ormanda gitmeye diye söylenirdim kendimi ormanda yürür gibi hissettim.
Zar zor indik te bunun çıkması vardı boş ver deyip sarıldık kiraz ağaçlarına ben önceden de çok görmüştüm dalından kiraz yemiştim o günler geldi aklıma.
Beylerden kimisi ağaca çıktı kimi altından topladı. Güle oynaya topladık kirazları.
Çok güzellerdi de şimdi geri dönüş nasıl olacaktı.
Kendine güvenen hemen yola koyuldu sağ olsunlar beni yine bırakmadılar kimi elimden tutu kimi yerde emekleyerek çıktım ben de zor attım kendim yola ama güzeldi çok güzel
Vedalaşıp helalaşıp ayrıldık bu güzel yerlerden.
Uzun dereyi geçince başka bir arkadaşlara uğradık burada sohbet güzeldi.
İçilen çayların ardından dolaşmaya çıktık.
Ayni çiflik gibiydi tavuklar eşek gördük inekler ve bahçe nar ağaçları ile doluydu yeni çiçek açıyorlardı anlatılmaz güzellerdi yeşil yaprak kırmızı nar çiçekler
Ve tatlı şırıltılarla akan dere yeşillikler arsında nasılda nazlı nazlı akıyordu
Burada yaşamak ne güzeldi ki
İnsanın ömrüne ömür katmak bu olmalıydı
Veda zamanı gelmişti yine zaman durmuyordu ki
Az daha unutuyordum hacı annemizin bir toyunu vardı üç yaşında çok sevimli bir kız daha önce gittiğimizde ben fark etmemiştim eşim demişti kızın bir gözü mavi diğeri kahverengi diye
Kucağıma aldım hem sevdim hem de baktım gözlerine
Rabbim sen ki ne dilersen o olur işte bir evlat vermişsin nur topu gibi gözlerinin biri mavi biri kahverengi kim yapabilir böylesini ve öylede güzel ve sevim liki.
Evet zaman demiştim hiç dinlemedi bizi geçiverdi.vedalaşıp koyulduk yola.
Yine yeşillikler içinden kıvrım kıvrım yollardan geçip geliverdik aydınımıza
Güzel di günümüz çok kişiyi sevindirip mutlu etmiştik bizde mutlu döndük geri bir daha buluşmak dilekleri ile
AYŞE KARAN BİR GÜNÜN ANISINDAN