sayfalar geziyorum... şiir arıyorum... farklı bir duyuş farklı bir duruş... ellerim boş göğsüm öfke dolu... kim bu insanlara şairliğin böyle kolay olduğunu söylüyor... çok güzel beğendim yazılmış garip kekremsi mısraların altına... okuyorum, okuyorum anlamıyorum... bir ikisi imlayı eleştirmiş büyük cevher buldum tavrıyla... bilinsin ki sayfalar çöplük değildir. bilinsin ki her yazılan asla şiir... önce saygı duymalı insan gönül verdiği şiire önce öğrenmeli sonra ben şairim desin diyebiliyorsa boynum kıldan ince... godot seni görünce işte dedim belki gelecekte okunur şiiri aşkla , sevgiyle, hüzünle, kinle... bir tınısı var evet bir özlem mısralardan işliyor ruhuma, bilmem şair kimi özler kimi çağırır ama benim özlediğime sesleniyor şiir... öyleyse şiir. öyleyse emek. durmuş şair düşünmüş, bu sesi nasıl dökerim kağıda diye emek vermiş yada hiç düşünmemiş, emek vermemiş şair işte yazıvermiş okursun şiir. ünlü bir şair şiiri yıllarca fotokopiyle çoğalıyor. bir neslin tüm aşıkları kah kendinden kah şairden okuyor sevdiğine o mısraları. şair hiç oralı olmuyor. şair kitabına basmıyor şiiri. ah ah ne çok şair var ne az şiir. böyle saygı duymasam şiire aman yazsınlar banane derdim lakin öyle mi şiir diye yazılan her mısra yüreğimi hançerliyor. çünkü ben şiire sığınıyor şiirle yaşıyorum çünkü ben şiire inanıyorum. önce şair olmalı insan sonra yazdırır şiir kendini... yok illa ben yazacağım şiir olacak dersen güldürürsün kargaları kendine. çok şiir gezdim bugün godot çok şair üzdüm. lakin anlasınlar beni nasıl evladına el uzanınca bir anneden daha vahşisi yoktur ben de öyle işte şiire el uzanınca gözüm dönüyor. tahammülüm yok birilerinin göz önünde gelişmesine. şair içinde gelişmeli eğer gerçekten şairse. yok değilse ayrı tabi dilediğini yapsın ama ben affetmem bu da böyle biline. ŞİİRİNİ ALDIM GİDİYORUM içimi döktüm bir şair görünce affola... |