gün gelir , dün’den bu güne sohbetler , anlamlı olmaya başlar dostlar . Yaşanmışlıklar , yılar ve yılar üst üste gelir ve insan dolduğunu hisetmeye başlar ... Dün ile bu gün arasında , zaman su gibi akıp giderken , toplum hayatımızda yeni yeni gelen genç kuşaklar gibi , yaşanmışlıklarımızın birazcık da olsa yararı olabileceğini düşündüğümüz nesiler gelir önümüze . Onlar için yararlı olabilecek şeylerin başında , bence , yaşanmışlıklarımızı eğip bükmeden , olduğu gibi onlarla paylaşmak gelmeli . Bu yazı dizisinin de amacı aslında bu ... Yaşanmışlıklarımızın süzgecinden geçirerek dün ile bu gün arasında bir köprü kurabilmek . geçmişi olmayan insan da toplum da olmaz . Geçmişi bilebilmek ise , dün ile bu gün arasında köprü olabilecek yaşanmışlıklarımızdan geçiyor bana göre ..

Eefendiim .. Yaşanmışlıklarımız öylesine çoktur ki , neresinden , nasıl başlamalı diye düşünüyor insan . Günün öne çıkan konuları sanırım bizi yönlendirecektir bu konuda ...

yazılarda , okuyan dostları sıkmamak için , fazla uzun tutmamaya çalışacağım . Eğlenmek ve eğlendirmek gibi bir amacım yok . Konular , genelde gerçek dert ve sorunlarımızdan ve yaşanmış üzüntülü olaylardan da yansımalar biçiminde sunulacak sizlere . En baştan bilinmesi iyi olur diye burada yazmak gereği duyuyorum . Elbete ki , gülen güldüren neşeli , komik yaşanmışlıklar , anılar da vardır . Ama bu benim bu yazı dizisinde sizlerle paylaşacağım şeyler o tip olmayacak ...

buradan devam ediyoruz.zaman zaman sayfa yenilediğinizde , yazı içeriğinin artığını göreceksiniz. :))





Mert YİĞİTCAN
26 03 2012
beykoz / istanbul