Ey gönül merhaba, ey doğan güneş merhaba, ey yeni gün merhaba, Ey gökyüzü, ey yeryüzü ve ikisinin arasındakiler, merhaba. Neşeyle kalkanlar merhaba, hüzünle uyananlar, hüzünlerin neşeye dönmesi için dua ile, merhaba. Güneşi içlerinde bulanlar merhaba, enfüs ile afakın birleştiği gönüller, merhaba. Gününüz neşe ile dolsun, merhaba...

Ey gönül, bir yöne secde edene aşık derler, maşuğun secdesinde yön mü olur? Güzelim, sende görecek göz kaldı ise hala kendindesin, senin gözün hakkın gözüne perdedir. Bu alemde körün adın gören taktılar bilmez misin?

Aşk geldi de ortalığı viraneye çevirdi mi ne kapı kalır, ne de baca! Sonrada sultan gecenin bir vaktinde viraneye çevirdiği aşıkları dolaşıp gönül yapıp. Sakın ola viraneye döndüm diye ağlama, göz yaşların içinde gizli kalsın. Sultanı cezbeden gizli gözyaşıdır...

Ey gönül, bu akşam gönlümde fırtınalar esmede. Neler oluyor demeye takatim yok. Ne içimde durdurabiliyorum fırtınayı, ne de dışarıda. Ey güzeller güzeli, sen göründün mü herşey yanar yıkılır. Kim dur diyebilir ki sana...

Ey gönül, bir daireyi ortadan ikiye ayıran çizgisin sen... Kendini bildiğinde önce iki yay arasında olduğunu, yani yakını bilecek olansın sen. Sonra da varlık benliğini ortadan kaldırıp daireyi birleştirecek olansın ve böylece yakının da ötesine erecek olansın sen...

Ey gönül sen kendini küçük bir şey mi sandın, bütün alem sende gizlendi, sen de alemde apaçık salınıp gezmedesin. Önce kendini tanı da sonra aleme bir daha bak bakalım ne göreceksin...

Almuti