11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
938
Okunma

İbrahim Paşa dikkatlice baktığında içinde bulunduğu ilçeyi tanıdı. Burası 1315 yıllarında adı Mainomenou Kampos, 1511 de Tarxaniyat idari bölgesi, 168O de de Cennetmekan Sultan Mehmed-i Râbi(IV. Mehmet ) döneminde adı Menemenye yapılan küçük bir yerleşim yeriydi. İyi de Derviş Mehmet’in burada ne işi vardı? Hem Patrona Halil nerelerdeydi? Muslu Beşe de yoktu ortalıkta…Sadece Patrona serserisinin arkadaşlarından biri olan Derviş Mehmet vardı.
Ortada bir kıyam vardı besbelli ama Patrona Halil ortalıklarda görünmediği gibi isyan niçin Menemenye’den başlatılmıştı? İsyanın merkezi Sultan Süleyman Han’ın Camisi Süleymaniye, ya da Bayezıd-ı Sâni’nin camisi olsa neyse de Menemenye’de bir cami (!) O mızrağın ucundaki kanlı başın da kendisine ait olması gerekmiyor muydu? Daha önceki rüyalarında hep böyle görmemiş miydi?
Hem yeniçeri bölükleri nerelerdeydi? On tane garip kıyafetli çeri ile mi bastırılacaktı kos koca bir isyan?
Kan ter içinde uyandı uykusundan İbrahim Paşa…Bir bardak soğuk su içerek azıcık soluk aldı. Sonra kendi kendine konuşmaya başladı.
‘’Demek ki bir isyan olacak ama Padişahım Efendimin de belirttiği gibi İbrahim uğruna kellesini bıçağa uzatacak bir kahraman çıkacak. Mızraktaki baş benim başım değil. Her kim ise bu Kubilay, bir yerlerden ortaya çıkacak ve Hızır Aleyhisselam gibi beni kurtaracak. Benim yoluma şehit düşecek’’ diye yorumladı rüyasını. Oldukça rahatlamıştı.
Sonra, Padişahı , efendisi Ahmet Han’ın kızı olan Fatma Hatunun koynuna girdi tekrar. Hani şu Petervaradin Savaşında şehid olan Silahtar Ali Paşa’nın eski eşi Fatma Hatun’un.Yani Kendisini ‘’ Damat İbrahim Paşa’’ yapan hatunun. Kıymetli zevcesine sarılarak tekrar uykuya geçti. Uykuya geçmesiyle birlikte de rüyası geri sarmaya başladı.
Giritli Derviş Mehmet, Şamdan Mehmet, Sütçü Mehmet Emin, Nalıncı Hasan, Küçük Hasan bir adamları daha dahil olmak üzere altı kişi sabah namazı vakti Menemenye kasabasına gelmişlerdi. Menemenye ahalisinden bir kaç kişi namaz kılmak için camiye girerken gördükleri bu cehennem kaçkını ayyaş tiplere iğrenerek bakıp camiye girdiler ve namazlarını kılıp çıktılar. Onların hemen peşinden de bu iğrenç herifler camiye daldılar. Minbere asılı olan ve üzerinde La ilahe İllallah Mumammedün Resulullah yazılı örtüyü aldılar. Onu bir sırığa takıp camiden çıktılar. Kapısında acayip harflerle bir şeyler yazan bir binaya doğru yöneldiler. ( Kapıda Hükümet Konağı yazıyordu ama İbrahim Paşa elbette ki okuyamamıştı bu tanımadığı yazıyı )
Sonra bağırmaya başladı Derviş Mehmet:
‘’Ey ahali…Halifemiz Efendimiz Abdülmecit Han Hududa geldi. Arkamızda daha yetmiş bin asker var. Sizleri din-i islam adına kıyama davet ederiz. Her kim bize katılırsa ona saadet vardır. Her kim de bize karşı çıkarsa bilsin ki ona dünyada da ahirette de huzur yoktur’’
Biraz önce camiye girmiş olan birkaç kişi bu ‘’yetmiş bin asker ‘’sözünden korkmuştu tüm diğer Menemenye’liler gibi ama yine de aralarında fısıldaştılar
-Din-i İslam adına bizleri kıyama davet etmek kala kala bu babası Rum, kendisi ne idüğü belirsiz esrarkeşe mi kaldı?
-Bu namussuz alçak değil miydi Menemen Yunan tarafından işgal edilirken Yunan askerine öncülük edip, Kurtuluş Savaşından sonra gö.ünün korkusundan Yunanistan’a kaçan? Şimdi tekrar nereden çıktı bu köpek?
-Yahu Halifelik ilga edilmedi mi? Halife Abdülmecit ve Tüm Osmanlı soyu kovulmadı mı ülkeden? Halife nereden bulmuş da yetmiş bin askerle hududa gelmiş?
-Aman sus sus baksana heriflerin silahı var. Duyar muyarlarsa canımıza okurlar.
İbrahim Paşa bir kez daha fırladı yatağından. Bu sefer Fatma Sultan da uyanmıştı.
-Ne oluyor Paşam? Nedir bu halin? Sıçrayıp duruyorsun uykunda ?
-Hatun çok fena.Çok fana…Abdülmecit Halife olmuş.
-Paşam sen kabus görmüşsün anlaşılan. Abdülmecit? , Ağabeyimin en küçük evladı ? Henüz daha bebe. .. Halifelik kim Abdülmecit Kim? Hay Allah iyiliğini versin. Yoksa koskoca sarayda korkacak bir o zavallı sabiyi mi buldun? Haaa haaa haaaa ! Hem Çok şükür Ağabeyim Ahmet Han -Allah başımızdan eksik etmesin- başımızdadır. Rahat ol haydi uyu.
-Hatun daha da kötüsü var. Osmanlıyı kovmuşlar ülkeden. Osmanlı mosmanlı kalmamış.
-İbrahim…Saçmaladın ki o kadar olur. Bak bakalım burası neresi? Ben kimim? Koskoca Osmanlı’yı kim kovabilirmiş ülkeden? Kimin Haddine?
-Aaahhh hatunum ahhh. Bundan dahi kötüsü var.
-Yahu İbrahim haydi gel yat uyu. Devlet işleri iyice yormuş seni anlaşılan. Bundan daha da kötüsü ne olabilir ki?
-Yunanlılar Menemenye’yi işgal etmişler.
-Yunanlılar mı? Menemenye’yi mi? Yahu adam kusura bakma ama artık sana sapıttın demek zorunda kalacağım. Rus domuzu desen haydi neyse ya da Nemçe desen yine anlayacağım da Yunan keferesine mi kalmış Menemenye’yi işgal etmek?
-Hatun daha da kötüsünü diyeyim mi?
-Daha kötüsü de mi var?
-Var hatun var. Yunan dölleri kafa kesiyor hem de ‘’din-i islam’’ adına diyerek. ‘’Şeriat adına’’ diyerek. Alınları secde görmemiş ayyaşlar, esrarkeşler Dini de , İslamı da , Şeriatı da ağızlarına, daha doğrusu ayaklarının altına almış, sakız etmiş çiğner de çiğner.
-Ah Paşa ah…Bir iki cami, imaret, çeşme yaptırdın diye – ki onları da Devlet-i Âliyenin imkanlarıyla yaptırdın- kendini onlardan farklı mı görürsün? Sen dahi mey meclislerinde ömür tüketmekte değil misin? Neyse… Korkma Allah’ın inayeti , Sultan Ahmet Han Hazretlerinin kudreti ve dahi senin gayretlerinle ne o ayyaşlar isyan edebilir, ne de Yunan Menemenye’yi işgal edebilir. Hele hele şehzade Abdülmecit’ten hiç korkmayasın. Sabi o sabiii.
-Hatunum sen hiç Kubilay diye birinin adını duydun muydu?
-Okuduğum Tarih kitaplarında Cengiz Han’ın oğlu Kubilay’dan bahsediyor ama şimdi alakası ne anlayamadım.
-Hatunum alakası şu ki : Bu Kubilay başka bir Kubilay , şayet bir gün benim canıma kast edilecek, kellem istenecek olursa ortaya çıkacak ve İbrahim’in İsmail’i gibi kendini feda edecek benim için. Ama ne yazık ki bu sefer bıçak kesecek. Kesen ise İbrahim değil adi bir herif-i nâşerif( şerefsiz ) olacak.
Fatma Sultan’ın da uykusu kaçmıştı.
-Hele sen şu rüyayı başından anlat bakalım. Merak ettim ben bu Kubilay’ı
Nevşehirli Damat İbrahim Paşa başladı anlatmaya: