Aziz NESİN’nin oyunlaştırılmış eserlerinden biri de Toros Canavarı’dır bilindiği üzere.
Yıllar önce sergilenen ve izlenme rekorları kıran oyun bu yıl da yine kapalı gişe oynuyor.
Ben oyuncuların bir oyuna kendilerini böylesine kaptırdıklarına. Oynadıkları karakterlerle bu denli bütünleşip sahip çıktıklarına tanık olmamıştım bu kadar çok. Perde kapanmak bilmedi Alkışlar dinmek.
Bunun nedenini anlamak hiç zor değildi oysa..
Çünkü o bir Aziz NESİN eseriydi.
Ve yıllar sonra onu daha da artan bir hayranlık. Dinmeyen bir özlem ve derinden anlamanın coşkulu hazzını ve haklı gururunu yaşıyorlardı oyuncu-seyirci bütünlüğü içinde yürek yüreğe.

Azizim Aziz…Gerçeğe hu!..Ne ki binlerce öyküsünden, seksen yüz kitabından, seksen yıl haykırdığı düşüncelerinden, dobra dobra sözlerinden nasıl kurtulacaklar?
Fikret Otyam

O bir bayraktı…Büyük bir uyarıcıydı! Sarsıp silkeleyen bir aydındı! Türkiye’nin de bir şansıydı… Böylesi bayrak açan aydınların kıtlığını yaşıyor dünyamız.
Server Tanilli

Aziz Nesin, bugün, yazdığı ve yazmakta olduğu öyküler anlatılar, yergi romanları ve oyunlarıyla ülkesinin onurudur. Fakat o sadece yazar değil, tıpkı yazarlık yeteneğinde olduğu gibi, zaptolunmaz bir toplumsal canlılığa sahip toplum eylemcisidir.
Leonid Lenç

Bütün Renkler Aynı Hızla Kirleniyordu. Birinciliği Beyaza Verdiler.
Ne güzel söylemiş Özdemir Asaf yine...

Kendimizi kirli hissetmeden. İçimizdeki canavarın uyanmasına izin vermeden. Dünyadaki her şeyden daha önemli olduğunu sandığımız çok yakınlarımızın bağımlısı olmadan, kendi başımıza özgür bir birey olduğumuzu düşünelim öncelikle.
Ve yapacak ne çok anlamlı güzelliklerin. Kalıcı eylemlerin varlığının farkına varalım hızla.
Silkelenelim! Uyanalım!
Uzanalım çok uzaklara
yeni bir yılla birlikte.
Yükselip, dokunalım yıldızlara bir bir…