6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3674
Okunma

Babam hastalandı , kalp şeker derken ,iyice kötüleşdi.
Babam haber gönderdi eve dönün dedi, ben artık istemiyordum dönmek falan ama mecburduk ...
Annem zaten hiç hal hatır sormuyor vede gelmiyordu herşeye inat ediyordu....
Hoş gelsede hiç bir şey değişmiyordu,ya annemin inatçı tavırları ,babama yasak olduğu halde yağlı tuzlu, don yağlı yemekleri pişiriyordu ..
Fenalaşıncada hastaneye yatırıyorduk, orda babam biraz düzeliyordu ,ama hastane yemekleri diyetli diye tadı tuzu yok diye ,annem el altından hastaneye yasak olan yemekleri götürüyordu...
Babam,da yasak olduğu halde , gizli saklı ,sıgara içiyor sanki bu dünyadan kurtulmanın yollarını arıyor gibiydi, derken babam hastaneden çıktı....
Baktım düzeleceği yok ,dedim,ki özele bakıtalım
Hani derlerya denize düşen yılana sarılır ...
babam para yok dedi, bense maaşımı almamıştım,eşime durumu anlattım...
evde iki tane küçük altın vardı ,dar günler için , eşim, Ona buna örgü örüp biriktirmiş, dedi al bunları götür babanı doktora, özele gösterin belki faydası olur...
babama hadi gidiyoruz bunları bozduralım önce dedim...
Annem olmaz dedi, oysa annemin altınları yüzükleri çoktu üzerinde ,ve hiç birini çıkarıpda vermedi babama...
babam tamam oğlum dedi , hadi gidelim ..gittik
çare yoktu yağlı yemeklerden dolayı bütün damarlar tıkalıydı...
Evde ne kadar kurban yağı varsa attım çöpe
annem bana kızıyor o yemez,se ben yerim diye fırça atıyordu....
Sağlık herkes için geçerli değilmiydi, tehlike varsa uzak turmak gerekirdi
bazı yiyeceklerden,ama annem işin ciddiyetini anlamıyordu.....
Baban senin yüzünden hasta oldu kiralara gittin onu üzdün sen diye suçu bana atıyordu .....
Annem affedersiniz ama gökten taş yağsa benden bilecekti,
cahililğin bu kadarınada pes diyordum, pes..
Çok geçmedi kısa bir zaman sonra babam vefat etti,inanamıyordum koca adam gözümün önünde akıp gitti...
Benim kanatlarım kırılmıştı..
Cenazede ev matem evimi ,yoksa düğün evimi anlamıyordum...
Annem gelene kahve pişirttiriyor yemek yiyor gülüp şakrıyordu,bir yandanda eşime laf sokuşturmayı ihmal etmiyordu.....
Hısım akraba kim varsa bizi kötülüyor herkesde onu yaşlı bulduğu için ona inanıyordu...
Biz kötüydük onun gözünde ve kardeşlerimin gözünde ve ben bunları yediremiyordum kendime
ablamlar herikisi,de yabanlar,da oldukları için , gerçekleri bilmiyorlardı
Annem herkesi çok güzel işliyordu ..
Ben o gece dayanamadım ..
Evime gitmek zorunda kaldım...
eşim rahatsızlandı ertesi gün doktora götürdüm
bizim yokluğumuzda annem herkese bizi kötülemiş
arkamdan atıp tutmuşlar babamın özel eşyalarını bölüşmüşler....
şimdi ye kadar tek oğlan onu yapmaz bunu yapmaz ,evin sorunlarıyla hep ben ilgilenirken .. Babam öldükten sonra dışlanmıştım,artık annemden nefret ediyordum ....
Benim annem gibi gelmiyordu artık
Babam öldükten sonra annem oğlumun harçlığınıda kesmişti,,,
dedesinin vaad ettiği parayı yani, oğlum yazları çalışıyor düğünlere gidip piyanistlik yapıyordu kışınsa okuyordu, bir yandanda benim maaşım yetmediği zaman evin masraflarını üstleniyordu...
Onda yoksa ben ona yardım ediyordum, bende yoksa o bana
Derken oğlum hastalandı , sedef hastalığına tutuldu
sitres sıkıntı onada bu hastalığı vermişti,
Annem,se el alemi evine davet ediyor yediriyor içiriyor ,çocuklarımıda zor şartlarda olduğu halde cezalandırıyordu.... Arada yalandan hal hatır soruyor askari ücret aldığımı bildiği halde sıkın harcamayın yemeyin dişden artar diye alay ediyordu..............
Diğer ablamın çocuklarına vah vah çeker onlara acır hatda yardım etmeyi düşünürdü...
Oysa o ablamın eşinin durumu çok çok iyiydi ,vardiye amiriydi ve askeri ücretin 10 kat fazlasını alıyordu ,durumlarıda çok çok iyiydi ve öksüz yeğenlerine herne kadar ablam söylensede ,eniştem onu dinlemez sen karışma derdi....
Annem hep onlara acırdı,ve zenginin güçlünün tarafını tutardı her zaman...
Ben askeri ücretle ev gecindirdiğim halde bana hep yedirme bunlara, biriktir, artır paranı derdi..........
Neyini artıracaksam artık bilmiyordum
Annemse hacıya gitmek için müracat etmiş,
duyduğuma göre ,ben İse kırgındım ona ..
Gitmeden önce helallik için gelmişti evime ,benim iişlerim ters gidiyordu ve aksiliklerin ardı arkası kesilmiyordu.
Kış günü dağlardan odun kesip, sobada evimi ısıtmaya çalışıyordum..
Hem çocuklarımı okutuyor hemde kira veriyor hayatın zorluklarıyla savaşıyordum
anneme hoş geldin , sefa geldin,dedim nedir niyeti ziyaret ve malul durum..
Açtı ağzını yumdu gözünü, ben dedim , çok sıkıntılar çektim ,senden yada babamın mirasından hiç bir şey istemedim....
Sen hiç düşündünmü bu oğlan nasıl idare ediyor evini geçindirebiliyormu ,hangi gün sordun halimi dedim....
banamı sordun evlenirken dedi.....
peki sen beni doğururken banamı sordun,Dedim..
Geçmiş geçmişde kaldı , bırak artık bunları
Bak iki tane evladım var sen bana ceza verirken bunun ceremisini
onlarda çekti görüyorsun değilmi dedim......
Banane dedi banane ............
Fazla konuşmicam günahada girmicem sen adamı katil edersin dedim ,
Senden son bir dileğim var gerçi yapmazsın ama umudum yok artık bundan sonrada....
neymiş o dedi , madem hacıya gidiyorsun ,gitmeden bir ton yada 500 kğ kömür alıverde öğle git ,gitmeden bir iyiliğin dokunsun dedim...
almam dedi ,almammmmmmmmm keseni yılanmı soktu,
kiraya çıkıyosan onuda kendin al dedi...........
Dedim sende hakkını helal etme bendende varsa hakkım ,halal değildir sana
sen benim anam olamazsın ,anam olsan , şu kışda beni bu halde bırakmazsın
hacı olsanda içindeki bu kini nefreti bir kenara bırakırdın ,atalığını yapardın
bana ,işte o zaman ben sana hacıda ,da derdim anamda....
Hadi güle güle dedim.
Bağıra bağıra gitti....
Buna benzer daha çok olaylar yaşadım ,
bir dilim peyniri dolabı doluyken evladından zakınan ,
anaya ne denir sorarım size .....hacı denir....
hacı benim içimde acı ,
evladı zordayken iki defa hacıya gidene ne denir
gösterişmi denir acaba ibadetmi sorarım size.......
Rabbim görüyor bunları ve öğle bir genişlik varki yaradanımda ,sabrediyor
Allahın selamıyla gezer ama sabahdan akşama kadar ,onun bunun dedikodusunu eder ,kalp kırar ,işte bunada hacı deniyor.....
bilemicem artık ,insanmı insan ,böyle bir anadan doğdum,ya lanet olsun.............
Hacıdan geldikten sonra eve dönün dedi.
Söz karışmıcam dedi,eşim asla gitmem ,istersen ,sen boşa beni dedi ..
gitmem ben o eve bir daha o kadın , iki ruhlu şeytan dedi....
dedim bak o cahil ona laf anlatamıyorum sen benim eşimsin ,sen anla ne olur hatırım için dedim .
Çok ağladı sırf çocuğum okuyor diye,
öğretmen olacak diye ,onun için ve senin için dönüyorum değilse aslan dönmem dedi....
İstersen hiç dışarı çıkma ,hiç konuşma onla ,ama madem çocuk okutuyoruz
fedakarlık edecez onun istikbali için seyhan dedim,
peki dedi...Döndük....
beş altı yıl orda kaldık .....
Oğlum öğretmen oldu , ama eşim evde kapalı ceza evini yaşadı...
Aslında tek hatamız tekrar tekrar o eve geri dönmekti....
ama son aşamada asla dönmem diyen eşim , evladımızın istikbali için boynunu bükmüştü..
oğlum ise çok önemli bir okulu kazanmış, ankarada üniversitede okumaktaydı....
tam altı yıl kendini eve hapis etti,
Herkesden uzaklaştı ,annemse kim geliyo kim gidiyo ,eşimi hiç durmadan kontrol etmekteydi, bir gün iftar açtıralım dedi , eşim seyhan ............
Annemi ve kayınvalidemi yemeğe çağıralım dedi, çağırdık..
Annem gözlük altından sinsi sinsi eksik arıyor,eşimin annesine laf sokuştururdu. Eşimin annesi fazla durmadı ,bazen oda eşime ben sana bu eve gelin olma dedimde dinlemedin al işte çek kahrını , hiç dert yanma bundan sonra diyormuş...
Eşim kimselere hiç bir şeyini anlatmıyor aksine içine kapanık çok asabi olmuştu....
O eski halinden eser yoktu..
Ertesi gün ,birgün önceki davetden dolayı , biraz pilav artmış ve ben çöpe atmıştım ....
Karşımızda annemin yaşlı bir komşusu vardı....
Bunlar annemle birlik olup pazar sabahı zili basarlar ,eşim kapıya çıkar ..
İkisi birden bağırmaya başlarlar ,vay efendim müsrüfmüş gelin ,oğlunu adam etmiyormuş falan filan....
Ben çıktım sizemi kaldı benim çöpümün bekçiliği , ayıp ya ayıp ..
İçeriye girdiğimde seyhan hem titriyor hemde ağlıyordu.. ondan sonra çöpe ne atarsak annem laf ediyordu.....
hatda yukarda çöp tenekesi olduğu halde ,bulduğunu aşağıya atar olmuştu....
Daha sonra ben işime geri döndüm ,oğlumda yazları çalışmaktaydı ... kızım işe girmiş gündüz çalışıyor gece üniversitede okuyordu....
durumunuz eskiye nazaran biraz düzelmişti , ben bir eve yazıldım ,uzakda olsa bir evim olsun kendimin olsun diyordum.....
bıkmıştım annemin benim evim lafından, sanki ben kiracımıydım yoksa oğlu değilmiydim bilmiyordum , düşündükçe anlam veremiyordum .
Annem durumunuz düzeldi artık,bana kira verin demişti ,yada boşaltın evi...
aslında babam öldüğünde bankada baya bir para bırakmıştı...
lakin annem ölmeden kandırmıştı babamı ,bu paraları kendi üstüne yaptırmıştı
babamın hiç bir şeyi miras kalmamıştı bir ev kaldı miras onuda ikisinin adına yaptırmış annem ,iyilik olsa hadi tenezzül bile etmem ama bazen deli gönül ver mahkemeye diyor sonra el ne demez adama,annem ablamlara teklif etmiş ,evi üstünüze vereyim o alamasın hakkıyla hakkını ....
eşimin sağlık durumu hiç iyi değildi, perdeler arkasında kapalı kalmaktan kemiklerinde rahatsızlık başladı, yürüyemiyor hareket edemiyordu.....
Her daim tedirgin her daim alıngan ve ruh hali hiç iyi değildi ,annem,mi o turp gibi
derdini tasasını, hep dışarıya aktaran insan, hasta olurmuydu hiç....
Huylu huyundan geçermiydi hiç,o değişmedi sadece değişmiş gibi yaptı ,
hayatı roldü onun hep sahte...
Kapımın önüne çöp atmalar , balkondan su dökmeler,
alt katta oturanın canı çıksın misali ,düşünceden yoksun benim çıkmam için elinden geleni yapıyordu......
Zararımız varmı yokmu düşünmez, çok ses, çok gürültü , ne diyim artık ,allah görsün
Diğer ablam her sene yazın trakyadan gelir , maddi durumunun çok çok iyi olmasına rağmen oldukça aç gözlü ve kendini beğenmiş bencil tok sözlü birisiydi ...
Annemin ikiz versiyonu .......