4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
828
Okunma

Etrafta cılıklar toz dumana karışmıştı. İnleyen insanlar oluk oluk akan kan unzsuvlar ortalığa saçılmış.Yardım için çırpınan insanlar...
Gece bir etmangalda mola vermişti,canı sıkkındı sevdiğinden ayrılmıştı. Beş yılını ona vermiş ama bir başkasına kaptırmıştı kavuşamamıştı.”Gözü kör olsun şu parasızlığın”diyordu. Gariban diye vermemişlerdi sevdiğini ona istemesede rahat etsin diye kendinden yaşca çok büyük bir adama satılmıştı sevdiği. Gözlerinde iki damla yaş oluştu,kimseye göstermeden siliverdi elinin tersiyle. Garsona bir el işareti yaptı masayı donattırdı içi gittikce daha da sıkılıyordu tekrar garsonu çağırdı. Bir otuzbeşlik söyledi başladı içmeye yetmedi,derken bir şişe daha. Saatine baktı baya ilerlemizşti zaman .Kaltı yerinden ağır ağır, başı dönüyordu kamyonuna bindi radyoyu açtı Hüseyin Altın “Dargınım” diyordu. Şöyle bir arkasına yaslandı güneşliğini indirdi,karşısında sevdiğinin resmi duruyordu elini, uzattaı parmaklarıyla resimde saçlarını okşadı.Derin bir iç çekerek marşa bastı.Dalgındı,yorgundu bastıkca basıyordu gaza sanki yaşadıklarından kaçmak ister gibi. Yorgunluk ve alkol kendini belli etmeye başladı gözleri kapanmaya başladı.... Gözlerini açtığında bir kıyametin ortasındaydı.Direksiyon başında uyumuş ve kırk üç yolcusuyla bir otobüse çapmış,uçuruma yuvarlanmasına sebeb olmuştu.Çığlıkar kulaklarında çınlıyordu kendine geldiğinde ellerini semaya açıp ben ne yaptım diye haykırıyordu. Kendisi yara almamış ama onlarca insanın eceli olmuştu.....