11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
671
Okunma
O değil de;
Pazar günleri niye bu kadar hızlı geçer ki...
Ayıptır söylemesi bide boynum tutulmuş, acıların çocuğu modunda evde tek başıma kendimi tatlıya verdim.
Babamlara da gitmedim telefon açtım. Annem telefonda;
- gelme bugün dinlen, incecik giyiniyosun hasta oluyosun! diye kızdı.
Ah annem ah! ben mi ince giyiniyorum... Millet sokakta yarı çıplak geziyor, onların ölmesi lazım o zaman soğuktan. Sana kalsa battaniyeye sarınıp sokağa öyle çıkacağım.
Anneme bunları söylemedim tabii. Cesaret ister...
O değil de;
Azarı işittikten sonra hemen konuyu değiştirip ’hafta içi gelirim, sizde kalırım o gece diyerek’ durumu kurtardım.
O değil de;
Gece yatmadan arayıp yarın için son tembihini yapar.
’Kızım n’olur kalın giyin üşütme, dikkat et kendine’
’Tamam anne tamam valla söz çok kalın giyincem... :))))))))))))) giderken yanıma tedbir olsun dye battaniye de alacağım...’
O değil de;
Bir arkadaşım var. Çocukluk arkadaşım. Önceden cin gibiydi evlendikten sonra konuşma biçimi ve dünyaya bakışı değişti.
Yaptığı aldığı herşeyin başına ’ayıptır söylemesi’ söylemini getiriyor.
Temsil;
-ayıptır sölemesi, akşam televizyon izlerken uyumuşum
- ayıptır sölemesi, keke portakal suyu koydum
Niye yapıyor anlamış değilim...
O değil de;
Birgün öyle bir laf etti ki...
- ben kocamdam hiç dayak yemedim diyen kadına inanmam...
O değil de;
Aıptır söylemesi, iyi bayramlar...