Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
absurtip
absurtip

Siyahikaye

Yorum

Siyahikaye

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

750

Okunma

Siyahikaye

Siyahikaye

Merdivenlerden koşarak evin 2. katına çıktı. Arkasına bakacaktı ama ayakkabılarının bağının çözüldüğünü görünce durdu. Bağlamayı düşündü ama zaten birazdan çıkaracağı için vazgeçti. Fakat tam çıkacağı sırada iplere basıp düştü. Kafasını kapının altındaki lacivert renkli kalplerle süslenmiş mermerlere vurdu. Lacivert renkli kalpler çok dikkat çekiciydi çünkü bu kalpler tamamıyla bir karamsarlığın göstergesi gibiydi.

Bunları düşünürken kafasından fışkıran kanların , lacivert adında bir rengin varlığını dünyadan silmeye başladığını farketti. Oysa ki renkler henüz nefes aldığının birer göstergeleriydi… Oysa ki renkler dünyadaki en yaşamsal göstergelerdi zaten. Yalnızca tek renk bile kalsa ki bu rengin lacivert olma ihtimali varken, ölmüş olması mümkün değildi. Zira ölmedi. Ve kafasına aldığı darbe, onun için bir başlangıç ve anlama noktası olmuştu. 76 yaşına kadar öğrenmesi gereken en önemli şey belki de ayakkabı bağcıklarının bağlanması gerektiğiydi. Şu ana kadar bunu hiç önemsememişti bile, yağmurda ıslanan iplerin etrafa saçtığı suları farketmemişti. Çünkü hep kendini düşünürdü.

Yavaşca yerden doğruldu ve odaya girebilmek için zor da olsa bir iki adım attı. Odaya girdiğinde ise yerdeki ters dönmüş fotoğraf çerçevesine takıldı gözü, meraklanmıştı. Fotoğraf çerçevesine uzandı eli, aldı ve masaya kaldırdı , yine ters bir biçimde bıraktı. İçinde garip bir his uyandı, o çerçeveyi çevirdiğinde ters birşeyler çıkacağını sezerek öylece baktı. Çerçevenin üstünü yatağın üstünde bulduğu gazetenin bulmaca ekiyle kapattı. Beklemediği bir anda alt kattan bir kapı gıcırtısı duyuldu. Ev masallarda anlatılan perili köşklerin gerçek hayatta inşa edilmişine benziyordu. Ürperdi, oysa 76 yaşındaki bir adamın ürperme ihtimali herhangi bir Rus’un, rulet oyununda başarılı olma ihtimalinin kat ve kat üzerindeydi.

Merdivenden gelen ayak sesleri ise bu gelenin küçük bir çocuk olduğuna gösterilecek en geçersiz kanıttı. Davetsiz misafir, merdivenleri ihtiyarın aksine ağır ağır çıkıyor , elindeki 14’lüyü saklama gereği duymuyordu. İhtiyarın kalp çarpıntıları odanın içinde yankılanacak kadar hızlanmıştı. Bu da yetmezmiş gibi kaybettiği kan dolayısıyla, halsizleşmiş ve güçlükle ayakta duruyordu. Oysaki gelen ihtiyarın zannettiğinin veya görmek istediğinin aksine yoldan geçen ve kalacak yeri olmayan bir insandı, kapının açıklığından istifade içeri dalmıştı.

Bay kimsesizin 2. Kata geldiğinde silahı beline sokması kapı önündeki kızıllığı görmesinden hemen önce olmuştu. İhtiyarsa ani bir refleksle kapının arka tarafına geçerek kendince saklanmaya çalışmıştı. İnsana doğuştan kodlanan kendini koruma içgüdüsüyle masanın üstünde duran çerçeveye uzandı. Eğer ayak seslerini duyduğu ölüm bile olsa , o resmi görmeden ölmemeliydi, bunu kazıdı beynine. O uzun bekleyiş bay kimsesizin çamurlu kundurasının kapı eşiğinde görünmesiyle son buldu. Bir anda göz göze geldiler fakat , ikiside kardeş olduklarını bilmiyor, iki yabancı gibi bakıyorlardı. Hayat bu tür oyunları sıklıkla oynamaz…

Ortalığı çığlık çığlığa bir sessizlik kaplamıştı, sanki o an bakışlarla konuştular. Bakışlarla küfürleşip, bakışlarla kestiler birbirlerinin boğazlarını. Ve bay kimsesiz hiçbir şey söylemeden merdivenlerden koşarak indi. Hayat bu tür oyunlardan sıklıkla sıkılırdı. ‘’Zaten 76 yaşına kadar tek başına yaşamış bir adamın bu yaştan sonra kime ihtiyacı olabilirdi ki tanrıdan başka ?’’ diye düşünceler içerisindeyken binanın girişinden tek el silah sesi duyuldu. Bay kimsesiz kafasına sıktığı tek kurşunla hayatını sonlandırmıştı. Belki de herkesi ve o ana kadar yaptığı her şeyi göz önüne getirerek ölmek istedi ihtiyar adam.

Kapıya yönelirken en son yaptığı şey ayakkabılarının bağcıklarını yeniden çözmek oldu. 2. bir şansı herkes hak ederdi.


H. Barış Beledin - Kevser Beyaz
cellde.tumblr.com

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Siyahikaye Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Siyahikaye yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Siyahikaye yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
İbrahim ERZURUMLU
İbrahim ERZURUMLU, @ibrahimerzurumlu
18.10.2011 16:34:42
Tebrikler akıcı ve güzeldi...selam ve hürmet ile
inci*
inci*, @inci-
18.10.2011 14:28:05
Hım. Başarılı bir anlatım. Tebrikler ve sevgiler..
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL