5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1614
Okunma

Biliyorum ki,Ademoğlu olan erkek olmaz ise, biz bayanlar da olmaz idik. Şu bir gerçek ki;
ne kadın erkeksiz, nede erkek kadınsız hayat idam ettirmek güç.
Bir birini tamamlayan iki unsur, yarım elma, bütünleme parcalar olarak kurmuş bu düzeni güzel yaratıcımız.
Şöyle düşünürsek, hayat zahir-i gözle kadın erkek ilişkileri üzerine akıp gidiyor. Ardından sıralı gelen zincirleme bağlar. Ama hepsinin kökeninde kadın erkek ilişkisi yatıyor.
ßir baba kız ilişkisinde, bir dostla olan aramızdaki bağda,bir mürid-derviş ilişkisinde bile
o ilişki seviyesine gelene kadar, süremec kadın erkek ilişkisinden geçmiştir.
Erkek ! diyor bir büyük üstadım;
Bir nefse, kadın ise dokuz nefse sahiptir. Kadın gerekirse
dokuz nefsin sekizine gem vurur da, erkek bir nefsine gem vurmaktan acizdir, diyor.
Bende çokca katılıyorum bu sözüne değerli üstadımın.
Kalplerimiz kadın olsun erkek olsun okadar gereksiz şeylerle doluki. Gerekli gereksizlerden
yaradana yer yok kalbimizde..
Bu kadar dışlamamıza rağmen , unutmamıza rağmen, adını bile anmaktan utanmalarımıza rağmen, ona yakın olmayı gerilik, örümcek akıllı olarak görmemize rağmen, O okadar sabırlıki..
Halen rızıklarımız gönderiyor. KAderimizi tepetaklak etmiyor, sabırla bekliyor.
Günahdan günaha akan bizler, kulluk sıfatımızı bize verilen güzellikleri, zahiri olsun sıfat olsun iyi yönde değerlendirmiyor, zararı dokunacak yollarda heba ediyoruz.
Sadakat konusunda sebat etmeyen genelde erkekler oluyor.
Genelde diyorum, yapıları gereği bir gül ile ömür gecmez düşüncesi onlarda yer etmiş.
Büyük aşkla başlayan ilişkiler, evlilik ile sonuçlansa bile zamanla aşk ibresi heyecanını düşürünce, sayın eş gözünü kaydırmaya başlıyor artık dışarı dışarı, başka başka gemilere yelken açmak hayali ve heyecanı içersinde.
Enerjisi düşen aşkı ; Aşk bitti evlilik aşkı öldürüyor diye de bir tabir ile kendi acizliğini kurtarmak çabasında iğrenc kelimelere de baş vurmaları cabası..
Genel düşünce şuki; Bizzat ben de böyle düşünüyorum. Evlilik temelinde aşk sevgi yok ise o evlilik gercekleşmemelidir. Gün gelir o evlilik kötübir sonuc ile biter yada bitmese de binbir eziyetler ile sürer gider. Ama iki çiftte eziyet çekmektedir kimse bilmez.
Kızılcık şerbeti içiyorum, şarap içtim diye yutturuyorum etrafa...
Yıllarca böyle oldu benim..
Kırmızı şarab içtim , kimseler bilmedi elimdekinin kızılçık şerbeti olduğunu =)
Eee ozaman söyle bir soru doğuyor.
Evlilikler aşk üzerinemi kurulmalı ?
Cevap evet, tabiki evet
Ama her iki durumda da evlilik sadakatsizlik ile sonuclanıyor.
Sevgisiz aşksız temeller üzerine kurulan evlilikler de,büyük aşklar üzerine kurulan evlilikler de, sadakatsizlik sonucu doğan ihanetle bitiyor.
Ozaman ne gerek var diyor devrin gencleri. Ne gerek her şekilde boşanma ile biteçekse evliliğin ne gereği var ? Üzülüyor insan inanın..
Bir kaç genc ile bu muhabbeti yaptık, biraz önce cafede cay içerken..
Evliliğin temeli asıl amacı; İnsanların özgürce helal yoldan ihtiyacını karşılaması değilmidir ?
Pek tabiki öyledir .Gerisi teferruat, fedarlık ile bir şekilde yürütülür.
Haram düşüncesi okadar hiçe sayılmışki ,
evli olsa bile erkek-kadın, soluğu haramda alıyor. Neden peki ?
Haram hem daha tatlı ve heyecanlı, hem de kacamaklar yada arsız ilişkiler, yasak ilişkiler
daha pozitif tutuyor insanı..Nefsen pozitif, ruhen ızdırap içinde..
Ama ruhu takan kim..? Zamanla ruhlar da işlediği haramlardan katran karası pas tutuyor ve sızlanmayı bırakıp, gidişhata sessiz kalıyor.
Nasıl olsa diyor genclerimiz, evlilik olmadan da , bu iş oluyor. Evli, bekar,kız, dul, yaşlı, genc
farketmiyor bir şekilde yaşıyor insan ihtiyacını , bir şekilde temin ediyor.
Ozaman negerek var helalinden evlenmeye ve okadar masrafa ?
Monotonlaşan evlilik eninde sonunda soluğu mahkemede alıyor ise...evlenmiyorum
Kaç genc tanıyor isem hepsi bu düşüncede. Bayan yada erkek, üzülüyorum..
Evlilik kustal bir müessese. Kutsallıktan çıktı, ayak altlarına paspas oldu.
Çocuk oyuncağı nişanlar, evlilikler ardından ayrılmalar..
Hepsinin tek sebebi doyumsuzluk, sadakatsizlik, ihanet..
ARTIK BİR ÇEKİ DÜZEN VERİLMESİ GEREKMİYOR MU ? KENDİMİZE OLAN SAYGIMIZ ADINA ?
ÖMÜR ÜÇ GÜN GİBİ AKIP BİTİYOR, GEREK DİNİ İNANCLAR ADINA, GEREK OTURMUŞ GELENEK ADINA,EVLİLİĞİN AMACINA ULAŞMASI,ESKİ DEĞERİNE BÜRÜNMESİ, KUTSALLAŞMASI ADINA..
İlişkiler en büyük aşklarda bile kısa ve güvensiz. Arkanı dönmeye gelmiyor.
imkansız-ı başardım;
Gökyüzünden yıldız topladım,
yar/yüzlüme sunmak için..
İndim ki yeryüzüne...
İhanet kustu yar/yüzüme !!
£deb-i