ŞURADAN






Bugün hayatımın en mutlu günlerinden biri...



Bir sana rastladığımda yüzümün bu kadar gülümsediğini söylüyordu aynalar, bir kızımızın doğduğu o sabah...işte bir de bugün.

Bütün işlerini öylece bırak ve hemen giyin, karşımda eski sevgilimi görmek istiyorum.
Onu hep gitmek istediği yere götüreceğim.Sakın duymasın, ona güzel bir sürprizim var.

- Senin sürprizlerinden ne olacak ki bey, sende Allah aşkına.Çıkar ağzındaki baklayı da rahatla.Yine hafta sonu kim geliyor bakalım.

Giyin sen, giyin de gidelim...görürsün gelen misafirimizi.

.

Şık bir restaurant;


- buraya neden geldik ?

Misafirimizi kutlamak için.Emekli oldum, bu misafiri başbaşa kutlamak istedim.
Yıllarca çalışırken hep bunu hayal etmiştim, emekli olduğum gece yaşlanmıyacağım dedim.
Eşimi alıp onun istediği yere gidip beraber yemek yiyip, dans edeceğiz demiştim.
Bu dansı bana lûtfeder misin liseli sevgilim ?

- delisin sen, tabi ki...buyrun efendim.

.


Herşey güzelde, bu kadar danstan sonra eve giden bu yokuşu çıkmak zor değil mi ? Şu
köşedeki bankta oturup biraz dinlenelim.

-keşke bugünümüzü kızımızda görseydi bey.Onsuz olmak çok zor geliyor.

Olsun, en azından giderken bize bir torun bıraktı, onunla eğleşiyoruz.Üzme kendini.

- o daha da zor ya, ona her baktığımda kızımı görüyorum.Şu an bile, sanki bize bakıp
birşeyler söylemek istiyor.Neden hep böyle oluyorum anlamıyorum.

Sana öyle geliyordur.

- kalkalım mı, içim ürperdi sanki...

Biraz daha dinlenelim, ne acelemiz var ki.Şu gökteki yıldızlara baksana ne güzel...ışıl ışıl.

- yok gidelim ne olur...

Otur yahu, şunun şurasında kırk yılın başı bir emekli olduk.Canım eve gitmek istemiyor.

Kaza mı olmuş ?

- evet, gençler şurada oturan iki yaşlıya çarpıp öldürmüşler.

BURADAN

öyküsatıcısı2011Davidoff