8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
601
Okunma
O değil de;
Karşı binaya birileri taşınmış. Sadece apartman dairesine değil sanki mahalleye taşınmışlar. Gün boyu mahallecek onları dinledik.
Muhtemelen orman sakinlerini rahatsız ediyor diye ormandan kovulmuşlar. Anne-baba- çocuk üçlüsünden oluşan çekirdek bir aile. Mümkünse hep çekirdek kalsınlar...
Kadın balkonda çamaşır asıyor ve çocuk sürekli ağlıyor. Kadın;
-Allah belanı versin ne istiyosun neeeeeeee!
Çocuk oralı değil. Şiddetle ağlamaya devam ediyor. Kadın birara çocuğu kucağına aldı ve balkon kenarına gelerek ’atacam seni artık aşağı bıktım ben senden! diye haykırdı.
Adam da balkonda ve elinde telefon. Canlı yayın yapıyor. Sanki kadınla ve çocukla aynı balkonda değilmiş gibi...
’bunlar insansa biz neyiz, biz insansak bunlar ne...’
O değil de;
Bunları yazarken sayfanın başındaki yazı gözüme ilişti,
’Çoğu zaman babama acıdığımı hissederdim, ona sevdiğimi söylemediğim için. Aslında kendime acıyordum. Benim söylemeye ihtiyacım, onun duymaya ihtiyacından daha fazlaydı.’ (Trevanian)
Bu sevgi ne tuhaf şey. İnsanoğlu hem söylemeye hem duymaya ihtiyaç hissediyor. Daha da önemlisi sevgiyi hissetmeye...
Böyle çetrefilli durumlar için ben yine KİNDER önereceğim...
O değil de;
Sayın Yazarım ’İbrâhîmî Feyzullah Yalçın’ bir yorumunda,
Bu ne kalabalık bir sâdelik Sevgili Esmâ!?
Seyrândan payına düşen:
“Hüsnâ’dan” Sevgili Esma Kahraman içün…
Ezgileri meleklerin dilindE
Sesi ve soluğu göğüste kafeS
Melodisine cümle kâinât raM
Âsumanın asmasında ritm esmÂ
Berceste: “Ezgileri meleklerin dilindE”
İsimlerimiz, isimlerinden…
İzzet
İkrâm
Hürmet... demiş.
Sayfasına gittim bir de ne göreyim...
İnanılmaz bir emekle birçok kişinin kendince özelliklerini yansıttığını düşündüğü şiirler yazmış.
Bu emek bu özveri karşısında saygı duymamak mümkün değil.
Teşekkürler Sayın Yazarım İbrâhîmî Feyzullah Yalçın. Emeğine yüreğine sağlık.
O değil de;
İyi bayramlar.