Anlamlıdır bizim bayramlarımız. Hiç bir oyun, kaos, sıkıntı gölgeleyemez, değerini azaltamaz onların.

Ramazan bayramı ile birlikte Zafer bayramımızı birlikte kutluyoruz.

Her ikisi de kutlu olsun.

Dinimiz, özellikle vahiy olduğu coğrafyada karanlıkların aydınlığa çıkmasına vesile oldu. Daha sonra Dünyanın çeşitli coğrafyalarına kadar ulaşıp bir çok karanlığın daha bağrına doğdu.

Kitâbımızın indiği günlerin sonunda gelen bu bayramın anlamı elbette çok büyük.

Zafer bayramımız ise bir ulusun yok edilmek istenmesine karşı isyanı, kararlı duruşu ve ölümüne mücadelesinin sonunda kazanılmış , ülke tarihinin yine en almalı bayramlarındandır.

Bunlardan birini tercih eden her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hata eder.

Fakat burada gayri müslim olan vatandaşlardan ve kendini azınlık olarak gören yurttaşlardan sadece saygı bekleme hakkımız olabilir.

Dini İslâm olmayanlardan Ramazan bayramımızı kutlamasını, Ermeni, Rum, Alman, İngiliz asıllı yurttaşlarımızdan da Zafer bayramımızı kutlamalarını bekleyemeyiz.

Özellikle Kürt asıllı vatandaşlarımızın kendilerini zafer bayramı dışında tutmamaları gerektiğini de vurgulamak isterim. Çünkü Kurtuluş savaşımız Türküyle, Lâzıyla, Kürdüyle, Arnavutu, Çerkezi, Boşnağı ile düşman karşısında omuz omuza kahramanca çarpışarak, vurulduğunda, şehit olunduğunda da koyun koyuna al kanlar içinde yatarak kazanılmıştır !

Mustafa Kemâl birlikte savaşmanın ödülü olarak Yavuz Selim, Kanunî gibi padişahlarımızın yaptığı gibi belli topraklarda mülkiyet hakkı- özerklik vermemiş belki ama yurdun her tarafında serbestçe, tüm yurttaşlar gibi dolaşmalarını, yerleşmelerini, çalışmalarını, iş yeri açmalarını, okumalarını, memuriyet sahibi olmalarını sağlamıştır.

Bu çok güzel ve bence çok anlamlı ik bayramımızı birden en güzel dileklerimle kutlarken, bayram sonramızın ülkemize, halkımıza, öncelikle barış, huzur ve sonrasında refah getirmesini diliyorum.

Fikret TEZAL