13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2507
Okunma

rüya gibiydi baba !
Büyümüştüm , gözlerim dibine düşmüş gibiydi güneşin saçları , o kadar yoruyordu ışığı bakışlarımı . Etraf cenneti andırıyor sanki , çıkaramıyordum kendimi o büyülü sahneden. Bir pınar sesi ile iliklerimden geçiyor , serinliği ile sarıyordu esmer tenimi.Boylu boyunca uzanan bedeninin her yanı adını bilmediğim ağaçlarla çevrilmişti. Hatta o koca köklerinin ardında sen ve annem dinleniyordunuz . Toprağı bizimkiler gibi çıplak değildi üzerinde çiçekler , böcekler ne ararsan vardı anlayacağın. Hiç bu kadar rengi bir arada görmemiştim baba . . .
Yavaş yavaş yürüdüm gölgemin arkasından. Tanımadığım birileri yüzüme bakıp gülümsüyorlar , ellerinde kalmış son lokmalarını uzatıp benimle paylaşmak istiyorlar . Al ye bu senin kısmetin diyip cesaret aşıladılar bana . O kadar da açtım ki sana sormadan aldım uzatılan nîmetleri. Karnımın kuru gürültüsü susardı belki ha , ne dersin baba .
Kızma ama olur mu ? bir daha yapmam , söz !
Birden aklıma takıldı ,
Sâhi niyetliydiniz siz değil mi ?
Çok özür dilerim , tamam susturuyorum kendimi . Neyse ki ezan sesine az kaldı , birazdan o kuyrukta payımıza düşecek kuru ekmekle erzağı alıp güzel bir iftar sofrası hazırlarız artık . Annem , kardeşim bizi bekliyorlar zaten gözleri yolda her zaman ki gibi . . .
Kalabalık bir topluluğun içinde ezilme tehlikesi geçirerek aldık nasîbimizi. Sen her zamanki gibi başımı okşuyorsun , ben de gülücüklerimi uzatıyorum yanaklarına. Yolun başlagıcından bitimine kadar sıcak bir baba evlat sohbeti başlar aramızda . Laf lafı açıyor , bir kahkaha bir hüzün derken cevabını veremeyeceği bir soru karşısında dizleri çözülüyor babamın. Oysa ki bana göre çok basit bir soruydu.
Hatırlayamadım ! ben kaç yaşında oruç tutmaya başladım baba , kendimi bildim bileli niyetliyim sanki . Açlığım hiç bitmiyor dinmiyor kulak çınlamalarımın sesi .
Boynunu büküp hadi oğlum dedi ! annenler bizi bekler daha yolumuz uzun diyerek kapatıyor sorumun üzerini.Biraz mahçup , biraz endişeli dalıyor önde yürüyen abilerin ablaların ince uzun boylarına .Omuzlarına ağır gelen bu yükü ya o anlatacak kadar güçlü değildi ya da ben onu algılayacak kadar büyümemiştim.Sanki sessizlik içine saklanmış faça atıyordu , yüzü gözü çiziklerle dolmuştu yüreğimin.
Derken ; bir ezan sesi çalar kulağımdaki uğultuyu.Beklenen an gelmiş , toprağa örtülen bez ile değişmeyen misafirlerimiz kara sineklerle oturuyoruz sofraya .Ekmeğin her parçasını eşit çekilde paylaştırır babam.
Çok tuhaftı daha önce hiç görmediğim bir aydınlık ve yüzünde güller açan sonu ucu olmayan bir toplu sevinç vardı önünde. Hayırdır İnşallah dedim kendi kendime. Kimse benim dilimi konuşmuyor , yabancı bir dünyanın içinde kaybolmuş gibiydim. Ayıp olmasın diye tebessümler dağıtırken etrafa yalnız olduğumu hissettim ve korkmaya başladım.Kendimi sâkinleştirmeye çalışıyor tanıdık bir sîma bulmak için hızlı adımlar arıyordum. Nâfile çabalarım gözlerimde çürümeye başladı
Yok !
Hiç bir şey değişmiyor , ellerimi oynatamıyor ayaklarımı hissetmiyorum.
Baba açamıyorum gözlerimi , neler oluyor . . .
Neden kimseye sesimi duyuramıyorum ben duyarken .
Sana da cevap veremiyorum onlar gibi .
Baba bu üstümdeki yorgunluk da neyin nesi , göz kapağım ağır gelmeye başladı tutamıyorum.
Ya annem neden ağlıyor bana bakarak , ben sana sormadan gitmezdim ki bir yere .
Gitmek istemiyorum , bilmediğim bir yerde tek başıma ne yaparım bu yaşımda n’olur bırakma ellerimi baba.
Neden bana kimse sormuyor ne istiyorsun diye !
Daha senin gibi bir baba kendim gibi bir oğlum olacaktı ve başım dik yürüyecektim herkesin karşısında.
Çekilin çekin ellerinizi ...
Yarabbim sebebim olanlardan sor bu gidişimi...
Ve bir aile daha açlığın ağız kokusunu sindirdi nefsine , zamanından önce küçük bir bedeni daha , hem de hediye ederek toprağa.
Suç kimin, kimden sorulacak bunun hesâbı peki ?
Hangimiz ne yaptık onlar için !
16/08/2011
12;00
eMİNE