- 736 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
'İNSANLIK NÖBETİ...'
İyiliğin bilgisine sahip olmayanlara, diğer bütün bilgiler zarar verir...Bilgi bilgisizleri acıtır..’ bu ifadeleri İ.Pala’nın İki Darbe Arasında isimli kitabının bir bölümünde okumuştum.Bir alıntıydı bir düşünürden hatırladığım kadarıyla…
İnsanlık ailesi, uzunca sayılabilecek tarihinde şüphesiz ki çok dramlar yaşamıştır..Çok iddialı kategorik ayırımlara girme niyetinde değilim ama; yaşadığımız şu ‘ ilginç zamanlar’(1)da yaşanılan dramın bir benzeri yaşanmışmıdır bilemem…modern zamnların insanlığa armağanı olan ‘açlık’dan ziyade ‘açgözlülük’ ün getirdiği bu nokta insanoğlunun maşer-i vicdanında hep acıyla hatırlanacaktır.
Afrika kıtasındai bugün özellikle Somali’de son 60 yılın en büyük kuraklığının sebeb olduğu insanlık ayıbından bahsediyorum..Öncelikle bir ön bilgi anlamında biraz arka plana bakmak istedim:
Afrilerin ülkesi anlamında ilk kez Kartaca savaşlarında Romalılar tarafından bu isim kullanılmışdır.Başlangıçta yalnızca Tunus için kullanılan Afrika ismi daha sonra Mısır’ın batısında ki diğer kıyı ülkelerinin tamamı için kullanılmış, nihayet daha sonraları bütün kıyı ülkelerine teşmil edilmişdir. Afrika Eski Dünya denilen karalar topluluğunun güney batı parçasını oluşturur. Doğuda Kızıldeniz ile Asya’dan, kuzeyde Akdeniz ile Avrupa’dan ayrılır.Batısında bulunan Atlas Okyanusu’nun ötesinde (3000 km ) kdar uzaklıkda ise güney Amerika kıtası yer alır..Yüzölçümü yaklaşık olarak 30.328.000 kmkaredir ki bu yüzölçümü Avurpa’nın üç misli kadardır..Bugün irili ufaklı 55 ülkeyi içinde barındıran kıtanın nüfusu ise 1.000.010.000 civarındadır.. İslam öncesi dönemlerde Afrika Fenikelilerin, Kartacalıların ve Romalıların hakimiyetinde bulunmuşdur.
Afrika denilince benim aklıma hemen sömürgecilik geliyor… Bilinç altımıza yerleşmiş .. Afrika’nın İslam’la ilk teması birinci ve ikinci Habeşistan hicretleriyle olmuştur.(615-616) Daha sonraları ise Hz. Ömer devrinde ( 634-644) Amr Bin El As (641) tarafından kıta toprakları Müslümanlara açılmışdır.
Ekonomik stratejik ve ticari amaçlarla Afrika kıyılarına yerleşen ve buralarda üsler.çiftlikler ve koloniler kuran Portekizliler, İngilizler ve Hollandalılar arasında 17.yy başından itibaren rekabet başlamışdır.Batı Afrika’dan Lizbon’a her yıl ortalama 700 kg altın ve 10.000 kadar köle getirilmesi diğer Avrupa ülkelerinin ticari ve emparyal duygularını tahrik etmiştir.Avrupa’nın büyük ülkeleri Hindistan ticareti amacıyla özel şirketler kurup Afrika’nın sömürgeliştirilmesi hareketine katılmışlardır…Bu amaçlarla 1600 yılında İngiltere’de,Hollanda’ da ve Fransa’da çok sayıda çok uluslu şirketlerin kurulduğu gözlenmiştir.
Bu yoğunlaşma beraberinde rekabeti de getirmiştir ki ; bilhassa Portekizlilerle rekabet eden Hollandalılar kısa zamanda Portekizlilerin Batı Afrika kıyılarındaki değerli maden ve köle ticaretini ele geçirip Ümit Burnu’na yerleştiler ve burada Cope Colony’i kurdular.(1652) Cope Colony, Avrupa Hindistan denizyolu üzerinde önemli bir ikmal merkezi ve antrepo olarak hizmet etmiştir.
Bölgede bazı ülkelerin bağımsızlık hareketleri 1. Dünya savaşı sonrasında kıpırdamaya başlamış olsada ( K Afrika’da Abdülkerim El Hattabi’nin Rif Cumhuriyeti’ni kurması ‘1921-1926’ Fransız ve İspanyo egemenliğine karşı başlatılan bu ve bezeri hareketler güçlükle bastırlımıştır..
Senüsilerin İtalyanlara karşı Libya’daki destansı mücadeleleri büyük yankı uyandırıken asıl bağımzılık dönemleri 2.dünya savaşından sonra başlamıştır..
Bugün Afrika’da görülen istikrasızlık, iç çatışma, karmaşa ve sefaletin esas nedeni sömürge yönetimleri ve onların doymak bilmeyen iştahalarından arta kalan suni sınırlar ve azınlıklar gibi siyasi meselelerdir..
Berlin Konferansı (1884-1885) ve Brüksel Kongresi ile (1890) ile sömürgeciliğin fiili işgal esasına bağlanması sömürgeler arasında ortaya suni sınırlar çıkarmıştır.
İşde böyle bir arka planın bulunduğu kıtada üstüne son 60 yılın en büyük kuraklığı yaşanınca iç çekişmeler siyasi istikrarsızlık, eşkıya vari yönetimler ,açlık ,sefalet, salgın hastalıklar bölge ülkelerini öncelikle bugün Somali’yi yarın diğer kıyı ülkelerini büyük bir insanlık dramıyla karşı karşıya getirmiş oldu..
Her gün 240 çocuğun öldüğü yüzlercesininde ölümle teğet yaşamaya çalışdığı bi dünyayla karşı karşıyayız..
İnsanlık modern zamanlarda gerçekden insanlığından çıkmış bir biçimde yeni bi durumla karşı karşıya…Burda Modern Batı Toplumlarının küresel emperyal duygularla İslam Dünyasını sömürgeleştirme ameliyesi üzerinde durmak yerine, İslam Toplumlarının hali pür_melali üzerinde kafa yormak daha yerinde olur diye düşünüyorum.Tv ekranlarımız bir yandan bu sefalet diyarından sahneleri hergün iftarda önümüze getirirken, diğer yandan gene bizim ülkemizde iftar menülerinin 75 tl ile 750 tl arası değişdiği Ramazan’ ı magazinleştirme sahnelerine yer veriyoruz.Yada Dubai’de 160 katlı gökdelenin orta ve en yüksek katındaki iftar vaktiyle en alt katla arasından ki açı farkını çok merakla izliyoruz…….
Somali,Kenya, Cibuti, Bangladeş ,Eritre,Moro…….
Zihnimizin kalbimizin yıkık bir yanı olmalı..Vicdanımız, sesimiz ,yüreğimiz olmalı..Bu insanlık ayıbına dur demek insanlık nöbetini devralmakla mümkün…bu nöbeti devralmak da ; dünyaya adalet bakış açsıyla bakan ve bunu medeniyetinin gözelerinden insanlığın damarlarına asrılarca akıtan bu medeniyetin çocuklarının hem asil görevidir hemde borcudur..
Bugün çok söz söylemek yerine önemli görevler üstlenmek gerek..akleden kalbimizi, fıtraımızı vicdanımızı hareket geçirmeliyiz. Yarın çok geç olmadan bu insanlık nöbetini yeniden kuşanmalıyız…
İnsan saadetini ve felaketini kendi elleriyle hazırlar .Zamana, mekana ve çağa kabahat yüklemesi onu sorumluluktan kurtarmaz…Müslüman toplumlar, iman edip salih amel işlemekle ‘iyi’ olabilirler…Ama hakkı ve sabrı tavsiye etmek ise ‘aktif iyi ‘ olmak anlamına gelir ki bugün yaşadığımız dramların yaşanmamasının yolu ‘aktif iyi’ olmaktan başkası değildir…
Yararlanılan kaynaklar:
1.İskender PALA:İKİDARBE ARASINDA
2.WİKİPEDİ: ÖZGÜR ANSİKLOPEDİ
3.M. İSLAMOĞLU:HAYAT KİTAB-I KURAN
4.TÜRKİYE DİYANET VAKFI: İSLAM ANSİKLOPEDİSİ
5.J.BOİS MENU,L.LEFEBURE, P.REGİMBALD: 20.YÜZYIL TARİHİ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.