Bir fidan diktiğimizde öncelikle fidanın serpileceği büyüyeceği ,gürbüzleşeceği yeri ve toprağı seçmek lazım, fidanı diktikten sonra hemen suyunu verip, gerekli zamanlarda yabancı otlardan temizlemek gerekir. Fidan büyüdükçe zaman zaman budamak gerekir ki; daha güzel görünsün ve enine vereceği büyümeyi boya versin.Her fidanı böyle özenle, titizlikle yetiştirdiğimizde ülkemiz orman cenneti olmakla birlikte birçok canlının yaşamasına vesile oluruz ve böylece ekolojik dengeyi sağlamakla birlikte azda olsa görevimizi yapmış oluruz.
Yarının geleceği olan çocukları bir fidan yetiştirir gibi, onları yetiştirirsek geleceğe güvenle bakabiliriz. Çocuğun ruhsal gelişimi tamamlaması için öncelikle neler yapmalıyız özgüveni yüksek kendinden emin hayatın zorluklarına karşı dirençli bireyler yetiştirmek gereklidir.Bunları yaparken çocuğun çocukluğunu gerçek anlamda yaşaması gerekiyor. Çocuğu sadece okula göndermekle ,cebine harçlığını koyarak görevi yaptığını zan eden bireyler çocukları büyüdüklerinde, hayata atıldıklarında özel hayatlarında başarısız bir evlilik yapacaklardır. İş yerinde de takım ruhundan yoksun , geçimsiz her gün sorun yaşayan birey olduğunda, o zaman çocuklarını ne kadar yanlış yetiştirdiklerini anlayacaklar; fakat iş işten geçmiş olacak Şöyle dönüp tarihimize baktığımızda Fatih Sultan Mehmet dersteyken yaptığı bir yanlıştan dolayı hocası kendisine kızıyor, fırça çekiyor.Fatih üzülüyor ben diyor padişahın oğluyum bana nasıl kızar diye dönemin padişahı olan babası 2. Murat’ta hocasını şikayet ediyor. Babası bunu olgunlukla karşılayıp hocasıyla görüşürken olanları aktarıyor.Hoca kendi kendine acaba benim sonum ne olacak derken Padişah hocam Fatih yanınızdayken beni çağırın ve ders konusunda yapılan hatayı kabul etmediğinizi sert bir şekilde söylersiniz bana kızarsanız çocuk o zaman bana güvenmez ve sizi dinler en güzel şekilde eğitimini alır. Fatihin hocası babasının yanında kendisine kızıyor. Ben padişah madişah dinlemem diyor.Küçük Fatih kendi kendine şöyle diyor. Hocam babama kızdığına göre babamdan daha itibarlı, daha üstün ve o çocuk 21 yaşında herkesin rüyası olan İstanbul’u fethetme şerefine nail oldu. Fatihin babası şunu biliyordu ki bu fidanın meyve vermesi için sert rüzgarlara ihtiyacı vardır.Çocuklara gerekli mesuliyeti vermek gerekir.Maddi durumu iyi olup ta bütün imkanları çocukların önüne seren aileler şunu bilmelidirler ki çocukların cepleri doldurulduğu gibi ruhları doldurulmazsa hayata atıldıklarında başkasını önemsemeyen,herhangi bir zorlukta bunalıma giren, duvar diplerinde ben depresyondayım şarkılarının ağızlarından düşmediklerini görecekler. Keşke insanın anne ve babası hayat boyunca yanında olsa fakat bu hayatın kanununa ters bir düşünce öyle ise anne ve babalar kendileri öldükten sonra hayatın zorluklarını göğüsleyecek, zor koşullarında dimdik ayakta kalması için duygusal davranmamak gerektiğine inanması gerekir.
İnsanlar hayattayken kendisine farklı roller verilir. Bir şekilde bir çocukla bağlantısı olur. Çocuk eğitimiyle ilgilenmek için illaki çocuk sahibi olmak gerekmiyor. O yüzden yarının yöneticileri,yarının ekonomistleri kısacası yarınlarımızı şekillendirecek çocuklarımızı en güzel bilgilerle donatmak, bizim temel görevimiz olmalı. Evlerimiz küçük bir bahçe ve çocuklarımız o bahçenin içinde serpilmeye, büyümeye, budanmaya hazır fidancıklar. Gelin bu fidancıkları gelecekte gölgesinde oturulacak ,dalları kimseyi rahatsız etmeden üzerinde çeşit çeşit kuşun hayat bulduğu altında keyifle piknik yapılacak güzel ,güçlü , vakur ve ayakta dimdik duran ağaçlar olsun.Yüreklerimiz her zaman için bir fidancık için atsın.