Her zaman hazırlıklı olamayız. Çoğu kişi de olamaz. Ayrılığa...

Bir yerden bir yere gidiş çoğu zaman kendi içinde belirsizleri, tanımsızları da götürmüştür. Yaşamın bu görece belirsizliği aslında bizlere beslenme imkanı da tanıyor. Aynen tabiattaki beslenme zinciri ve ekolojik denge gibi. Bu denge zincirinin herhangi bir halkasını çıkarmak neredeyse imkansızdır.

İnsanda da benzeri zincirler, iç içe halkalar, diğer halkalara bağlantı atkıları var.

Her sıkıntı, her acı, her ayrılık insana yeni fırsatlar sunar. Belli dönemeçlerde elimizdekiler bir bir erir gider. Yeni fırsatların gündoğumuna uyanırız.

Her yükü kaldıramayız. İnsan, karşı koyamayacağı, gücünü çokça aşan sıkıntılara karşı uyum mekanizmaları da geliştirmeli... Aslında o mekanizma vardır da keşif beklemektedir.

Dünün belirsizliği içinde yanıp yanıp durmak, geleceğe bir şey vermez. Mutlaka bugüne dair bir şey üretmeli insan.

Bazı yazı ve şiirlerimde fazlaca ’hasret ve ayrılık’ teması - yoğunluğu görülebilir. Bunun yanlış anlaşılmaması lazım... Elbet şimdi şiir detaylarına girmeyeceğim. Ama şu bilinmelidir ki insan geçmişe baka baka yaşayamaz. Geçmiş ’aynıyla’ bugüne taşınamayacağına göre, ekonomik davranıp bugün için bir şeyler yapmalı.

Başlıkta ’hazır mıyız’ dedim. Görüldüğü üzere soruyu sizlerle birlikte kendime de soruyorum. Sormakla beraber, bir de öneride bulunmuş oluyorum: kaçınılmaz olana hazır olmalı insan.

Durun hemen kahrolmayın. Kaçınılmazlıkların ’pişirdiği’ kişi hayatın çarklarını öğrenmeye başlamış demektir. İster guru deyin, ister ceo / ’coach’, isterse nirvana seviyesi, tarif etmeye çalıştığınız ’tecrübe’dir aslında.

Doğrusu ’yanmayın - üzülmeyin’ demek kolay ve risklidir. Bu cümleyi duyan pek çok kimse ’beylik’ bir tavsiye olarak görecek ve belki de kızacaklar.

Bir an için düşününüz ve ’fikirlerinizi karşıt fikirlerle test ediniz’. Tırnak içindeki ifadeyi nerede okuduğumu şu an hatırlamıyorum ama bana ait değil ve güzel bir ölçü.

Elbette herkes başaramayacaktır. Birlikte düşünmeyi istediğim nokta şu: sıfırdan başlamak... Tabii ki biliyorum, ’sıfır’ denilen şeyin ne kadar acı olduğunu. Veya ’sıfırı mı kalmış yıllar geçmiş’ serzenişlerini...

Yine de hazır mıyız diye tekrarlıyorum. İçindeki gizli öneriyi de hatırlatarak.

Güzel günler dilerim herkese.


FA.-

tinyurl.com/2o39gf