Kıymetli okurlar;Dünyaya insan kendi tercihiyle gelmediği gibi,dünyadaki yaşam koşullarını ve standartlarını da kendisi belirliyemiyor malesef.Daha doğarken adil olmayan bir Adalet le karşılaşıyor.Kimi özel lüks hastahaneler de doktorların olağan üstü gayretiyle acı çekmeden,sezeryanla,kimi ise ilkel koşullarda ölümle yaşam arasında gidip gelerek acıyla tanışarak doğuyur.Doğumla başlayan bu sunulmuş gayri adil süreç yaşam boyunca sürüyor.Ölürken bile kimi lüks manzaralı bir mevkide kimi ise kimsesizler mezarına gömülüyor.Adil olmayan "dönek dünya" şamarı yiyene şamar üstüne şamar atmaya devam ediyor.Sosyo ekonomik,sosyo kültürel adaletsizlikler her platform da kendini gösteriyor.
Kahırla doğanlar kahırla,ezilerek,sürünerek yaşamda yol alırken,talihli dünyalılar da zevkle,sefayla,boluk için de talihsizlerin kanını sülük gibi emerek ve hiç sayarak hayatlarını sürdürürler.
Eh her şeye sahip çıkanlar dünyaya çoktan sahip çıkmış,düzenlerini,kuralsız kuralara dayandırıp,ötekilerine sığıntı olarak bakıp sığıntı muamelesi yapmaktadırlar.
Dünyaya hükmen mağlup gelenler;beraberliğe oynarlarken,galipler farkı her an artırmaktadırlar. Rekabet adil başlamaz hiç bir zaman ön de doğan ön de gider. Yaşam Arenasında Matador her zaman haklıdır.Boğa nadiren kazansa bile,sonunda sırtın da bir yerine bir kaç kılıç birden saplanır.
Mavi gezegen kimine tam bir Cennet kimine Kabus, Saltanat düzeni vardır bunda,kabus da devr edilir,Cennet te Patronun oğlu çoğunlukla patron,işçinin işçi,kölenin köle eh lafı çok uzatmanın manası yok Adalettin bu mu dünya?