“Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri oluşmaya başlamışsa orada güneş de batmaya başlamış demektir.” (Kızılderili Atasözü)

Siyasetin sath-ı maili giderek ısınıyor. İbretlik hadiselere şahit olmaya başladık. Siyasetin yapı taşları bu günkü şekli ile oluşmaya devam ederse, önümüzdeki dönemden de fazla ümit var olamayacağız demektir. İktidar, meclisteki mecalsiz muhalefetin oluşturduğu zeminde “götürü usulü idare”’ye, muhalefet de ana ve yavruları ile beraber ayaklarının üzerinde durabilmeye ve dizlerine derman gelmesi için bağırıp-çağırmaya devam edecekler demektir. Tozdan dumandan göz gözü görmüyor. Milletvekilliğini “meslek” haline getirenler mi dersiniz, esas mesleğinde başarılı olamadığı halde milletvekili olmak için cansiperane kendisini helak edenler mi dersiniz? Mebzul miktarda siyasi aktörün rol icra ettiğini seyrediyoruz.
Seçmenler mi? Böylesi durumlarda onların oldum olası kafaları karışır/karıştırılır. Herkesin medyası, diğerinin seçmeninin kafasını karıştırmakla meşguldür. Hâlbuki fazla dolambaçlı yollardan ölçüp-biçmeye, çetrefilli ve felsefi problem çözmeye lüzum görmeden adayları değerlendirebiliriz/değerlendirebilirsiniz:
Meselâ oy verdiğiniz/vereceğiniz adayı, tereddüt etmeden borç para verebileceğiniz dürüstlükte görebiliyor musunuz?
Meselâ oy verdiğiniz/vereceğiniz adayı, tereddüt etmeden evinize misafir edebilecek yakınlık, samimiyet ve kendinizden sayabilecek hususiyette görebiliyor musunuz?
Meselâ oy verdiğiniz/vereceğiniz adayı, tereddüt etmeden iş ortağı olarak birlikte çalışabilmeye uygun birisidir diye görebiliyor musunuz?
Meselâ oy verdiğiniz/vereceğiniz adayı, tereddüt etmeden çok önemli meselelerde temyiz kudretine sahip, kendinizden daha ön görü sahibi birisi olarak görebiliyor musunuz?
Meselâ oy verdiğiniz/vereceğiniz adayla tereddüt etmeden sonunda ölüm olan bir yolda yolculuk yapabilir misiniz?
Meselâ oy verdiğiniz/vereceğiniz adayın hayatı ve ahlaki değerleri hakkındaki bilginiz, kızınızla evlenmek isteyen damat adayı veya oğlunuzla evlenecek olan gelin adayı hakkında yaptığınız araştırma sonucunda ulaştığınız bilgi kadar var mıdır?
Meselâ oy verdiğiniz/vereceğiniz adayın sizi fakirleştirmesi, muhannete muhtaç etmesi ve düzgün moralli bir hayat yaşatmadığını görmeniz için onun elini sizin cebinizde yakalamanız mı gerekiyor?
Meselâ oy verdiğiniz/vereceğiniz adayın kirlenmiş olan elini, cürüm ortağı yol arkadaşları ile birlikte kirlettikleri suda temizleyeceklerine inanıyor musunuz?
Meselâ oy verdiğiniz/vereceğiniz adayların temiz elleri olanlarının bulunması gerektiği, bulunabileceği ve aramanın meşakkatli olmadığı bilinemez mi?
Ve meselâ oy verdiğiniz/vereceğiniz adayın seçildiği taktirde; sizin adınıza kanun yapacağını, kanun değiştireceğini, başka bir ülke ile savaşa karar verebileceğini, başka bir ülke ile bizim geleceğimizi önemli ölçüde ilgilendirecek anlaşma yapacağını ve çocuklarınızın/gençlerinizin istikballeri ile ilgili kararlar vereceğini bilerek, tefekkür ve tezekkür ederek mi seçiyoruz?
O zaman söylenecek birçok sözün içerisinde benim söyleyeceğim şunlardır: İnsanların gölgelerinin uzunluğunu sabah ve ikindi güneşinde ölçerseniz, yanılmanız kesindir. Öğle güneşinde ölçerseniz, yanılma payınız en aza düşer. İnsanların imtihan edildiği yerin; sevgisi ile menfaati arasında kalınca tercihte göstereceği asalettir. Yine insanların korku ile menfaati arasında kalınca tercihte göstereceği şecaattir. O insan, ölüm tarlalarından geçerken sizin elinizi bırakıp kaçtı mı, elinizi sımsıkı tutmaya devam mı etti? Bir menfaati paylaştığınız zamandaki tutumu nasıldı? “İnsan darda, altın narda belli olur.” Diyen atalarımız, yüksek tecrübe ile söylemiş bu sözü…İş başına getireceğimiz/getirdiğimiz insanların kalbî, zihni ve ahlâki kaliteleri yüksek seviyede olmazsa, bizim Milli Şahsiyetimizi kirletirler. “Bizi aldatan, bizden değildir.” Resul sözü bir pırlanta gibi hayatımızın en müstesna yerinde durmaktadır. Bizi aldatanlar, küçük insanlardır. Küçük insanlarla zorlu hedeflere varılamaz. Nefsini ve süfli arzularını aşamamış bir insanla siz hangi dağın zirvesini aşacaksınız?
Hata sadece vekillerde mi dersiniz? Herkes gömleğinin düğmesini düğmelerken baştan bir baksın. Eğri okla hedefi doğru vuramayınca hayıflanmak “seçen”i kurtarır mı?
Allah(c.c)’a emanet olun.

Mustafa ÖZARSLAN