9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2736
Okunma

İYİ kelimesinin sözlük anlamı; (Eski Türkçe; edgü)
1.Beğenilecek, makbule geçecek şekilde olan ve kendisinde istenilen (aranılan) nitelikli taşıyan.
2.Faydalı, bol, kazançlı.
3.Elverir, yetişir derecede bol olan.
4.Yerinde, uygun
5.Hayırlı, iyilik getiren.
6.Sağlık, esen.
7.(Hukuk terimi) Bir hakkın kullanılmasına engel olan hukuki eksikliği bilmeme ve bilebilecek durumda olmama.
KÖTÜ kelimesinin sözlük anlamı;
İyi karşıtı.(İyi’de tarif edilenlerin tersi, zıddı)
İyi ve kötü’yü sözlük böyle tanımlıyor. İyi ve kötü gerçekten sözlüklerde tanımlandığı gibi mi? İYİ iyimi? KÖTÜ kötümü?
Düşünmeye başlayalım;
İyi ve kötü kavramı, üç kaynak vasıtasıyla bize telkin edilir.
Bunlar;
1. Din kaynaklı iyi ve kötü kavramı
2. Ahlâk kaynaklı iyi ve kötü kavramı
3. Hukuk kaynaklı iyi ve kötü kavramı.
Şimdi bunlar üzerinde sırayla düşünelim.
Her şeyin yaratıcısı Yüce varlık, kâinatı yoktan var eden güç. İyiyi de yaratan O’ dur. O yarattığı her şeyi iyi yaratır, kötü diye bir şey varsa bile, O yaratmıştır. ‘’Mevla’m neylerse iyi eyler’’ deyişinden hareketle, O kötüyü yaratmışsa iyi bir şey yapmıştır.
O halde kötü diye bir şey yoktur.
Bir başka açıdan düşünelim; Başka elmanın olmadığı yerde kurtlu bir elma iyidir. Kurtlu elmanın yanında yamuk yumuk ama kurtsuz bir elma varsa, ikinci elma iyidir. İkinci elmanın yanında birinci elma yani kurtlu elma kötüdür. Bunların yanında kıpkırmızı bir Golden elma varsa, bu elma diğerlerinden daha iyidir. Golden elmanın yanındaki diğer iki elma kötüdür. Oysa diğer iki elma da iyi idi.
Bunu kademe kademe yukarıya doğru taşıyalım. Her defasında, üstte olana nazaran altta kalanlar kötü olacaktır. İyiliklerin en mükemmeli Yaratan’dadır. Buradan, Yaratan’da olan iyinin altında olanlar kötüdür sonucuna varabiliriz.
O halde her şey kötüdür, iyi diye bir şey yoktur.
Doğrusu kafam karıştı!
Bir yerden bakınca, her şey iyidir diyoruz, bir başka yerden bakınca, iyi diye bir şey yoktur, yani her şey kötüdür diyoruz.
Şimdi bir de, ahlâk ve hukuk açısından bakalım İYİ ve KÖTÜ var mı, ya da iyi iyimi, kötü kötümü?
Ahlâk kurallarını bize toplum öğretir. Toplum bir davranışa iyi diyorsa iyidir, kötü diyorsa kötüdür. Acaba toplumun her kabulü doğrumudur?
Hukuk kurallarını ise güçlüler koyarlar. Hukuk kuralları konulurken, toplumun ya da bireyin faydaları değil hukuk kurallarını koyanların (güçlünün, yönetimi elde tutanların) faydaları gözetilir.
İYİ, sözlük açıklamasında da gördüğümüz gibi, insana faydalı olandır. İnsana faydası olmayan ise kötüdür.
Örnek olarak şöyle söyleyebiliriz; sigara içmek zararlıdır, O halde kötüdür.
Ya da, spor yapmak insan için faydalıdır, o halde iyidir.
Bu varsayımdan hareketle, insanın kendisi için yaptığı faydalı işler iyidir, sonucuna ulaşırız
Konuyu şöyle örneklendirelim; Bir şirkette çalışan bir muhasebeci düşünün.
Sabahtan akşama kadar çalışıyor hatta fazla mesai yapıyor, didiniyor, uğraşıyor yoruluyor ama aybaşında her zamanki kadar ücret alıyor. Bu durum muhasebeci için kötüdür. Oysa patron açısından, muhasebeciyi çok çalıştırıp fazla ücret vermediği için, iyidir.
Bu muhasebeci, yapacağı kalem oyunlarıyla hesaptan kendine pay çıkarıyor ve kendine bir fayda sağlıyorsa, kendisi için faydalı bir iş yapıyor demektir. Yani muhasebeci böyle yapmakla iyi yapıyordur.
Muhasebecinin bu davranışı patrona zarar verdiği için patron açısından kötü bir şey yapıyordur.
Oysa biz bunun tersini biliyorduk, muhasebeci çok çalışınca iyi idi, patron çok para verdiği zaman iyi idi.
Düşünmelerimiz iyiyi, kötüyü karıştırdı.
Hangisi İYİ ya da hangisi KÖTÜ’ydü?
Bir de iyiden hareketle tarif edilen ERDEM vardır.
ERDEM kelimesinin sözlük anlamı; Ahlâk’ın övdüğü iyilikçilik, acıma, Alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk gibi niteliklerin genel adı. Kendini aşma gücü. Eski Türkçe; fazilet
Pratikte, kendi zararına, başkasının faydasına yapılan davranışlara biz ERDEM diyoruz.
Bir örnek; Denizde boğulmakta olan birini, kendini hiç düşünmeden denize atlayarak, kurtaran bir kişi, ERDEM sahibidir. Kendisi için zararlı başkası için faydalı bir iş yapmıştır.
Muhasebecimiz bu defa, yapacağı kalem oyunu ile yılsonu hesaplarında geliri düşük göstererek patronunun daha az vergi vermesini sağlamıştır. Böylece, kendi geleceğini riske atsa da, patron için faydalı bir iş yapmış, dolayısıyla iyi bir şey yapmıştır.
Kendi zararına başkasının faydasına bir iş yaptığı için de ERDEM’li bir davranış sergilemiştir.
Meğer bizim muhasebeci ne kadar İYİ ve ERDEM sahibiymiş!
Bu düşüncelerimizi çoğaltmak mümkün olsa da görüleceği üzere İYİ veya KÖTÜ bize öğretildiği gibi değil. Farklı düşüncelerle, farklı anlamalar ortaya çıkıyor.
Aslında İYİ ve KÖTÜ kavramları soyut kavramlar olup, herkes için farklıdır. Hatta bizim İYİ’miz ile toplumun ya da hukukun İYİ’si farklıdır.
Ya da, İYİ VE KÖTÜ’yü tarif edenlerin, bu tanımları, kimin faydasına yaptıklarına bakmak lâzımdır.
Bana kalırsa, İnsan İYİ ve KÖTÜ nün ne olduğuna kendi karar vermelidir. Çevreden edindiğimiz karışmamış duru ve ham bilgileri akıl süzgecinden geçirerek İYİ ve KÖTÜ hakkında bir fikre varmamız ve bu fikir doğrultusunda İYİ ve KÖTÜ yü anlamamız gerekmektedir diye düşünüyorum.
Burada hemen şunu ilave etmeliyim. Algılarımız, bilgilerimizi bozmamalıdır. Aksi halde bozulmuş bilgilerle doğru düşünmemiz ve doğru fikre ulaşmamız mümkün olamaz. Bozulmuş bilgiye de bir örnek vererek yazımı bitireyim.
Hep şöyle biliriz; ’’İnsan soğuktan korunmak için kalın giysiler giyer.’’
Bu bilgi yanlıştır. Soğuktan korunmak için değil, vücut ısımız dışarı kaçmasın diye kalın giyeriz. Çünkü ısı sıcaktan soğuğa doğru hareket eder. Vücut sıcaklığı normal şartlarda 36,5 derecedir. Dış hava sıcaklığı daha düşük olduğu zaman ısı, eşitleninceye kadar sıcaktan soğuğa doğru, yani vücudumuzdan dışarıya doğru hareket edecektir. Isı kaybına mani olmak için de kalın giysiler giyeriz.
Siz, İYİ ve KÖTÜ hakkında ne düşünüyorsunuz?
Siz düşünmezseniz birileri sizin adınıza düşünecektir.
Dekart ’’DÜŞÜNÜYORUM ŞU HALDE VARIM’’ Demiş.
DÜŞÜNMÜYORSANIZ YOKSUNUZ DEMEKTİR.
DÜŞÜN… DÜŞÜN… ÇOKTUR İŞİN !
Bekir GÜÇLÜER.