16
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1792
Okunma


Ayakların bir bir çekildiği, karmaşanın sokakları terkedip hanelere huzurla akıp gittiği zamanlardan bir zaman, sokak lambaları bir bir yanmaya başlarken gecenin o loş ışık hüzmesi yanlızların yüreğine acı ile süzmekte.Yaşam artık uykuya meyletmekte.
Issız sokaklarda bir gölge, ürkek ve yorgun adımlarla ilerlemekte kuytu karanlıklara doğru. Derin bir iç çekiştedir artık bu serkeş yaşamam...
Üstü başı kir-pas içinde. Gecenin ayazından başını azda olsa koruyacağını ümit ettiği siyah bir bere ve takdire şayandır ki bütün dağınıklığına rağmen muntazam bir şekilde bağlanmış başörtüsü. Yüzünde yorgunluğun, ümitsizliğin ve çaresizliğin derin izleri çizgi çizgi oturmuş. Yeşil gözlerine kara bir gölge gibi düşmüş hüzün. Elleri titrek, nasırlaşmış siyah eldivenleri ile kağıt kesiklerini kapamaya çalışmış ama söküğünden görülüyor can acısı. Sırtında yarım paltosu belli ki üzerine iki beden büyük kimbilir kimden aldı... Düğmeleri düşmüş, sağı solu sökülmüş, anlaşılan o ki çokda ısıtmıyor yüreği buz kesmiş garip kadını.
Paltosuna iliştirmiş, geçmişinden hatıra olmalı yakasındaki siyah gül. Plastikten ama sanki gerçek gibi diri, canlı. Kimbilir bir zamanlar ne kadar da alımlı güzel cesur ve alabildiğinde onurlu idi! A yağında yırtık papuçları o da paltosu gibi ayağından büyük. Belli ki su çekiyor yırtıklarından. Ayakları ne çok üşümüş.. Elinde sıkıca tuttuğu siyah ama kaliteli olduğu belli olan bir çanta var. İçinde ne var acaba diyenlerin dikkatli baktıklarında buruşmuş kağıtlar ve bir kaç kalemin olduğunu görebilmeleri elbette mümkün. Cebinin söküğünden tesbihi sarkmış, belli ki kimsesi kalmamış bu köhne ve vefasız dünyada, yaradanına sığınıp O’na açıyor yanlızlığının soğuk kapılarını. O’nunla ısıtmaya çalışıyor buza çalmış yüreğini.Çantasında bir de yanından hiç ayırmadığı hatta canı pahasına koruduğu Kur’an-ı Kerim’i, sığınacak bir yer bulduğunda ağlaya ağlaya kısılmış sesi ile okuyor, tabiri caizse Rabbi ile konuşuyor. Sığındığı yeri bilindik ev, baraka değil. Mahalle camiisi sığındığı tek sıcak mekan. Orası bile insanların zorbalığından korkup da yatsı namazından sonra kapatılan mekan. Ee yine kendi karanlığı yetmezmiş gibi birde gecenin koyu karanlığı ve ayazı ile başbaşa kalır insan, geceler uzun hiçten bitmek bilmez...
Tehlikelerin ardı arkası kesilmez her yerde şeytan kol gezmekte, insanların kanına ordanda masumların canına malına namusuna kast etmekte....
Seyre dalalım bakalım Nisa Hanım’ın başına neler gelmiş dününde. Ve bugünü nasıl yaşayacak yarınları ile birlikte....