İhanetler almış başını giderken, bizim vatansever ülkücülerin bu kahpeliklere karşı gösterdikleri KAHRAMANLIK tepkilerini anlıyorum. Tarihimizin şanlı sayfalarını okuyanlarımızın emperyalist yardakçılarına karşı BOZKURTÇA duruş sergilemeleri göğsümüzü kabartıyor, gururlanıyoruz. Hele bu satırların yazarı ben, vatanımızın genç ÜLKÜCÜ evlatlarının yüreklilikle ortaya çıkıp kükremeleri karşısında umutsuzluklarımı tekmeleyip atıyorum. Yarınlarımıza sahip çıkanların varlığı; Türklüğün ebedi varlığını sürdüreceği müjdesini veriyor. Nazlı bayrağımızın gök semada dalgalanışı, ezanların minarelerden yurdumun dört bir yanını çınlaması, Türk yüreklerin şarhoş duygulardan sıyrılıp aslına dönmesi ve iblislere karşı güç birliği yapılmasını görmek, ölü toprağın üzerimizden silkinmesine şahit olmak, bu badireleri aşacağımızın göstergesi olarak görüyorum artık. İçim içime sığmıyor duyarlılıklara!..

Ancak; ülkemizin hassas gerçeklerinide görmemiz, bilmemiz şart!

Milliyetçilik duygularımız ayranımızı kabartırken, sefalete ve açlığa sürüklenen kitleleride görmeliyiz! Tüm sermayesi alın teri ve nasırlı elleri olan işçilerimizi, çiftçilerimizi, hamallarımızı görmemezlikten gelemeyiz! Bir çok yazar arkadaşlarımızın makalelerini, ülküdaşlarımızın, milliyetçilerimizin, devrimcilerimizin yazılarını okuyorum; varsa yoksa VATAN, MİLLET, SAKARYA!.. İyi de; ezilen, horlanan, işinden sebepsiz atılan işçilerimizin içler acısı hallerini neden görmezler, kulaklarını feryatlara tıkarlar?! Ülkücülük demek; vatan, millet, Sakarya’dan ibaret olmadığını kavramamız lazım. Empryalistlerin dayatmalarına maruz kalan; öz yurtlarında açlığa, sefalete bırakılan emekçilerimizi, işçilerimizi görmemiz, yanlarında yer almamız gerekmiyor mu ? Biz ezilenler, aç bırakılanlar, haksızlığa uğrayanların safında değil miyiz?!

Karadeniz’de, hepimizin kanından, canından olan bir şehir var! Elleri, ayakları, yüzleri ve nefesleri kömürleşmiş emekçilerin şehri KARABÜK’ten bahsediyorum! Mustafa Kemal’in gurur kaynağı KARDEMİR’den bahsediyorum! Orada nasıl oyunların döndüğünü, işçilerimizin başlarına nasıl çoraplar örüldüğünü, işlerinden çıkarılıp sokağa atıldıklarını, yaşama haklarının ellerinden alındıklarından haberiniz var mı?

Kukla bir sendikanın şerefsizliğinde eli nasırlı işçilerimize olmadık işkenceler yapan, Amerika ve Avrupan’ın istihbaratlarının denetimine bırakılan candamarımız KARDEMİR can çekişiyor! Devleti yönetenlerin kasıtlı tavırları ve baskıları neticesinde çaresiz kalan işçilerimize sahip çıkacak hiç kimse, merci yok mu? Söz sırası geldiğinde mangalda kül bırakmayanları arıyor gözlerim. ’Hadi doğudaki köylerimize okul yaptırtıyoruz, oradaki fakir halka yardım kampanyası başlatıyoruz’ diyenleri arıyorum... Tv’lerde bangır bangır bağıranlar, hümanist, insancıl kesilenler, sosyete masalarında ellerindeki bilmem ne viskisiyle nutuk atan fahişeler neredeler? Devrimciyiz, Ülkücüyüz, İslamcıyız görüntüsündeki siyasi kuruluşlar ve partiler, liderler, milletvekilleri neden sesleriniz çıkmıyor haksızlığa uğrayan, ezilen, evi, ocağı tarumar edilenler için?!

Size bir şey diyeceğim ve biliyorum ki bana küfür edeceksiniz!

Alayınız YALANCI! İkiyüzlü insanlarsınız!

KARDEMİR’i bizden çalanlar, yarınlarda yurdumuzun tümünü çalacaklar. O zaman ne yapacaksınız? Vatan gittikten sonra vatan mı kurtaracaksınız ? (!). Alın size KARABÜK KARDEMİR! ’’Güçlüyüz, biz Türkler bağımsızlığımıza düşkünüz’’ diyorsanız el atın oraya, özgürlüğüne kavuşturun KARDEMİR’i!İşinden atılanları işlerine geri döndürün!..

Biliyor musunuz orada işçiler ne haldeler? Emperyalizme karşı güç birliği yapanları işlerinden kovuldular ve CİA güdümündeki PİÇ SENDİKANIN onları ezmeye, yok etmeye tam gaz devam ediyor! Emperyalizmin uşaklığını yapan Amerikan, İngiliz, Siyonist kemiği yalayan medya bu gerçekleri görmemezlikten gelerek, yalanlarınızla halkı kandırmaya devam edin siz!.. Gün geldiğnde hesap vereceksiniz!..

TÜRK’üm diyenler, haktan, hukuktan yana olanlar birleşmelidir! O şehirde ölüm kalım savaşı verenlere acilen destek veriniz! ’Yurdumuzun her karışı bizim için kutsaldır!’ diyen ÜLKÜCÜLER, DEVRİMCİLER, HALKÇILAR yardım elinizi uzatınız onlara!..

Ülkücü Hareket ve milliyetçiler devletin bekası için iktidar yürüyüşünü başlatmış ise ve MHP’de iktidar olma yürüyüş kervanına katılmışsa; Karabük’te, Kardemir’de de kendini göstermeli, aç, mağdur insanların yanında yer almalı ve özel ekipler kurarak oradaki şerefsizlikleri gündeme taşımalı ve problemler halledilinceye kadar da ezilen işçileri gündemden düşürtmemelidir! Göreceksiniz; işçimiz, esnafımız, işverenimiz, memurumuz, köylümüz, çiftçimiz yanınızda yer alacaktır!
Haydin öyleyse, yarından tezi yok bu işe el atın ülkücüler, devrimciler,halkçılar!

Açlığa mahkum emekçilerimize ulaşmaya çalışın ve onlar adına bir hesap numarası açılmıştır, sorup soruşturarak maddi destek verin! Gönlünüzden, yüreğinizden ne kopuyorsa katkıda bulununuz bir seferlik... Kapımızın zilini çalıp; tarikatçılar, uyduruk din bezirganları evlerimize kadar gelerek ve onların palavralarına kanıp bilmeden ’Allah’ adına onlara yardım ediyorken; işçilerimizin durumlarını gözününe getirerek, emperyalistlerin ezdiği; kanı, canı bizden olanlara yardım ediniz!

Bu vatan sizlerin duyarlığı sayesinde yeniden kurtulacaktır! Devlete, millete, memlekete zeval gelmeyecektir! Bu topraklarımızı vatan yaparken kolay olmadığını, yüzbinlerce şehit verdiğimizi emperyalistlere ve işbirlikçilerine gösterelim!..

Yurdumuzun herbir karışında Mustafa Kemal’in şu kutlu sözü çınlamalıdır!

NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!

Yeni yılda; tam bağımsız, sömürüsüz bir vatan dileği ile yeni yılınızı yürekten kutlarım...

Selam ve saygılar uzaklardan...


Zafer Direniş
...

01.Ocak 2010 Cumartesi 17.45 Lahey