GRİ.. gri olmasına karar vermişti hayatının ; Çünkü ne siyah ne de beyaz onu tam anlamıyla ifade etmeye yetiyordu. o hayatı ne kadar uçlarda yaşamayı arzulasa da , özellikle de duyguları ne denli aşırı enjekte etmeye çalışsa da yaşantısına asla gerçek rengini olan yada olmayan içinden seçememişti. gri demişti. en gerçek , en benden , en açıklayıcı olan.. hem paranoyalarının hem de katıksız mantığının en keskin rengi gri idi. Ama fark etti ki , hayatının her evresinde olduğu gibi yine , yeniden teoride tabiri caizse "döktürdüğü" çözüm önerileri pratikte bırak can bulmayı tek bir nefes bile almayı başaramıyordu. Her zaman sıkılganlıklarıyla besleniyor , boş kaldığında acabalarının esiri olmaktan kendini alamıyordu. Ondan daha başarılısı yoktu hayatında tek sayfa yeri olmayan insanları yada olayları baş tacı yapmakta. Ve ondan daha saçması yoktu , en olmadık zamanlarda en geçmişte kalmış ve hayatını etkilememiş yaşanmışlıkların esiri olmaya çalışması esnasında. Biliyorum bazen durup kendini içine soktuğu bu saçmalıklar silsilesinden kurtulmayı denediği olurdu. Ama öylesine acı odaklı, öylesine mutsuzlukla beslenmeyi seçmiş bir bünyeydiki varlığının tek enerji kaynağı enerjisizlikti sanki. geçmiş anılar, baş edilemeyecek acabalar , komplike senaryolar , ucu bucağı olmayan acabalar ..