Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
al
alitepekıran

ceketin iç cebine mürekkebini akıtan kalem...

Yorum

ceketin iç cebine mürekkebini akıtan kalem...

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

759

Okunma

ceketin iç cebine mürekkebini akıtan kalem...

İlkokul çağında A ile eline kalem alıp,çizgileri yuvarlakları eğip bükerek Z’ye ulaşan;harflerden kelimelere,kelimelerden cümlelere,cümlelerden paragraflara terfi eden;"Okuduğumuzu anladık mı ?" tarzı sorularla o çağlarda muhatap olan ve her seferinde dönüp dönüp tekrar okuyarak cevaplayan;sonra yazdıklarındaki anlatım bozukluğunu bize buldurtmalarına imkan verecek donanıma sahip olduğumuza inanılan çocuklardık.Kalemler kurşundu,dolma oldu;kağıtlar küçük çizgili ya da kareli harita metoddu,A4 oldu.Yavaş yavaş level atladık kırtasiyede.Ayşecik’di okunan küçükken ya da Cin Ali’ydi;büyüyünce Sezai Karakoç oldu,Tolstoy oldu,İskender Pala oldu,Atilla İlhan oldu...Hep okuduk,hep okuduk ama birkaçımız yazdık ve de çok azdık.Yeterli miktar mürekkebi yaladığına kanaat getirenler pervasızdı bu konuda.Sorsan "Deneme yazıyorum." derdi.Evet,deniyorlardı.Ama o yaşta denemek,yanılmak demekti.Deneme-yanılmalarla kalemler tükendi,top yapılan müsveddeler çöp kutularında sayı oldu.Denemeyenler şiire heveslendi,ama vezne gir(e)meyen,kafiyesi yetmeyen şiir zorlamaydı,tatsızdı;yazanlarda bunun farkındaydı.Bir de şiire güç yetirenler vardı;zengin kafiyeden aşağısını kafiyeden saymayanlar,redifin yüzüne bakmayanlar vardı ama aykırıydı onlar.Ya dizeleri uç uca ekleyip düz yazı yapıyorlardı şiirleri,ya da inadına ’şiirde serbestlik’ diye kanırtıyorlardı cümleleri.Bir de naçizane ’Biz’ vardık...Hokka hokka mürekkep içse kaleme yetmediğine şartlı,"Yazsam mı,yazmasam mı ?","Beğensem mi,beğenmesem mi ?","Paylaşsam mı,paylaşmasam mı ?" ikilemlerinde zikzaklı,"Ben de yazıyorum ulan !" demenin arefesinde okunan bir Necip Fazıl’dan sonra duyulan "Sen de kim oluyorsun ulan !?" şeklindeki iç sese kulaklı kalem sahipleri...Şiire ayrı,yazıya ayrı hevesliydik.A’dan sonra I yada O yazmaya çalışan büyük ünlü uyumlu,kalın yuvarlak ya da ince dar ayrımlarını sevmeyen küçük ünlü uyumsuzduk.Pekiştirilmiş kelimeler pekişmiş cümleler demekti ve pekişen herşey ayarındaysa iyiydi.Argo en büyük silahımızdı ve bir "Ulan" yazı sokağında mekanizması bozulmuş ama görüntüsü yeten bir sustalıydı...
Kendimizce kendimizi bilirdik,realistik.Kibirli değildik yine kendimizce,övünmezdik.Ama "ehven-i şer"dik yaşıt kalem sahipleri arasında...
Okulda,derste,sokakta,evde..Herhangi bir zamanda,herhangi bir yerde..Gün batımı ya da doğumu veya bir deniz manzarası gerekmezdi..Herhangi bir zamanda,herhangi bir yerde,herhangi bir değişkenin idrakimizde açtığı kesikte uyanırdık mevzuya ve yazmaya başlardık "İlham" denilen peri kızının kollarında...
Bazen sevgiliye,bazen sevdiğine;bazen rahata,bazen sıkıntıya;bazen kendine,bazen diğerine yazılan yazılar yada şiirler...Haksızlık karşısında öfkeyle kağıda dökülen mürekkeple,aşk karşısında sevgiyle dökülen mürekkep aynıydı ama aradaki muazzam ayrımı yazan,katiyyen anlayamazdı.İşte bu yüzden gerekliydi ona göre,yazdıklarını anlaması için 2.-3. tekil şahıs yada çoğulcu şahıs olarak okuyucular.’Okuyor musun ?’ sorusuna ’Okuyorum.’ cevabını tahsil anlamında değil ’Neşriyatın hastasıyım !’ mantığında cevaplayan okuyucular...Çünkü ancak onlar olgunlaştırır yazı olmayan cümleleri,ancak onlar anlar kelimelerin kifayetsiz olduğu halleri...
’Okuyorum,öyleyse yazmalıyım...Yazıyorum,öyleyse okutmalıyım...’ şeklinde modifiye edilip bir çevrime sokulmuş olan bu cümleyi şiar ediniyorlardı ve her kalem sahibi gibi insani bir arzuyla beğenilmek istiyorlardı.Bu yüzden onlara göre bu yazı da ’İnşallah anlaşılır ve teşvik görecek derecede beğenilirim.’ şeklinde nihayete ermeliydi...


ALİ TEPEKIRAN / 1 TEMMUZ 2010 PERŞEMBE 01:55

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ceketin iç cebine mürekkebini akıtan kalem... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ceketin iç cebine mürekkebini akıtan kalem... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ceketin iç cebine mürekkebini akıtan kalem... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
11.12.2010 18:05:45
Beğeni:
0
Okunma:
759
Yorum:
0
BEĞENENLER
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL