BAŞ ÖĞRETMEN ATATÜRK’ÜMÜZÜ VE ÇAĞDAŞ MEDENİYETLER SEVİYESİNE GELMEMİZ ADINA İDEALLERİ ADINA ŞEHİT OLAN ÖĞRETMENLERİMİZİ RAHMETLE ANIP, TÜM ÖĞRETMENLERİMİZİN ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM...
Yedi yaşında ukala bir bilgiç olmaktansa Yetmiş yaşında bir öğrenci olmayı yeğlerim...Devrimcan Bu söz yazımın en özetiydi.çok tşk ediyorum ablam..Edebiyat kekemelik krizi değil öğrenme açlığıdır.Saygıdır.Sevgidir...Saygıyı sözde değil, özde hissedip hissettirmektir...
Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Dün beğeni ve hak vererek okuğum yazınıza, fırsatsızlıktan yorum yazamamıştım. Bugün yeniden dönüşüm; naçizane duygu düşüncelerimi paylaşmak içindir.. Bir dokun bin ah işit misali olmaz umarım:))
Edebiyat nedir ve ne kadarını uygulayabiliyoruz demekle başlamak gerek sanırım..
Edebiyat: Kısa ve özet haliyle; okuyanlara estetik (sanatsal) bir doyum sağlamak amacıyla yazılmış, ya da böyle bir amacı olmasa bile biçimsel ve içeriksel özellikleriyle bu düzeye ulaşabilen bütün yazılı eserlerdir. Edebiyat bir anlatım biçimidir. Düşünce ve duyguları güzel ve etkili bir biçimde anlatma sanatı olarak da tanımlanabilir..
Peki bu sanat ne kadar icraa edilebiliyor? Ya da ne kadar doğru icraa ediliyor, ne kadar hakkı veriliyor demek lazım! İşte o, orası meçhul.. Ben, siz, o, bizler ne kadar edebiyata katkıda bulunuyoruz? Yahut bu gayrette olanla olmayan arasındaki fark ne? Maalesef oda meçhul...
Madem bu sitede yazıyoruz, bu sebeple; konuyu genellikten biraz uzaklaştırıp buraya döndürecek olursak; gözlemlemeye çalıştıklarımdan, benim bakış açımla şöyle bir sonuç çıkıyor ve izninizle paylaşmak isterim..
Bir şiir/yazı altında çok yorum varsa, çok puan almışsa o 'Şiir' iyi/güzel edebidir (!) :)) Baksanıza ne çok alkış almış:)) Beğenen olmuş (!) Bu kalem iyi yazıyor (!). Sanki çok yorum, böcekli olunca o en iyi! Peki yorumu az olup, çiçek böcek almamışsa, o ne oluyor? :))
Çok yorumlu olana; şiirlerine bakıyorsunuz konu hep aynı. Hep 'sevdim, ayrıldım, hüzündeyim, yanıyorum, ağlıyorum vs. vs.." Konular genel kavramlar olarak işlenmemiş tek bir şiirinde bile. Hep ben, ben, ben...! Dünyada, toplumda senden/senin duygularından başka sorunlarda var, gör, duy, işle diyesi geliyor insanın:)) Haa tabi buda olsun. Zira en kısa anlatımıyla şiir insanın kendini en iyi ifade ettiği yazı türüdür. Tabi duygular, yaşanmışlıklar, izleri, hissettiklerin de tema olarak olacak.. Ama.. ama bu yapılırken de karşında bir arkadaşınla konuşurken kullandığınız bir 'Dil'le de olmasın.
Yazılan/(şahsımın) yazdıklarım edebi eser olmasa bile; hiç olmazsa 'Güzel Türkçe'mize Saygı' adına Türkçe doğru kullanılmalı, özen gösterilmeli, ehemmiyet verilmeli, ciddiye alınmalıdır bence.. En en azından bu yapılmalıdır diye düşünüyorum.. Aceleye gerek var mı? Şiir/yazı her ne ise yazılan yayınlanır elbet :)) Bir geri dönüp, oku hele! Bir bak imla hatası var mı yok mu?
Türk Diline gösterilecek olan özen ve önem; kişinin kendine olduğu kadar okuyana/okuyucuya da saygısıdır bana göre...
Yazınız vesilesiyle duygularımıza tercüman oldunuz, ben kendi adıma bu fırsatı veren kaleminize/yüreğinize teşekkür ederim Sevgili Şairem.
Bir şiir/yazı altında çok yorum varsa, çok puan almışsa o 'Şiir' iyi/güzel edebidir (!) :)) Baksanıza ne çok alkış almış:)) Beğenen olmuş (!) Bu kalem iyi yazıyor (!). Sanki çok yorum, böcekli olunca o en iyi! Peki yorumu az olup, çiçek böcek almamışsa, o ne oluyor? :))
Bu söyleminize gelirsekte eğer bu edebiyatta kriter konumunda olan bir mekanizma değildir.Sitemiz içinde var olan olgudur.Doğrusu, yanlışı ile tartışılır lakin ŞİİRİ ŞİİR yapan alkış veya yorum adedi değil yazan YÜREKTİR.
Edebiyat kavganın kendisi değildir. Kavgayı anlatan bir araçtır. Dolayısıyla bakılan pencerenin her iki tarafa eşit mesafede olması gerekmektedir. Kavganın taraflarından birisi olanın edebiyatı kültüre katkı olarak kullanmaktan çıkarıp kendi menfaatleri doğrultusunda kullanacağı muhakkaktır. Edebiyat adına bir kavga verdiğinizi düşünüyorsanız bu kavganın kuralları sizin bakış açınız, yetişme tarzınız, ahlak anlayışınız, beslendiğiniz kaynakların ifşası anlamına gelmektedir.
Edebiyatta kör dövüşü olamaz, sokak kavgası yapamazsınız. Bir an kalemi varlığınızla olmanız gereken yerde ego ve hırsınızla var olursanız bu kavgayı neşrederken, kaleme alırken adil olamayacağınız anlamına gelir. Siz her tartışma ve anlatımda olduğu gibi Şahsınıza ait birikiminizle yorumlamak durumunda olmanıza rağmen, sizin gibi düşünmeyenleri hakir görüp aşağılıyorsanız ve bu yaptığınızın tek doğru olduğunu konusunda ısrarcı iseniz bu toplum sizin yaşayacağınız bir ortam değildir. Herkesin fikrini beyan ve varsa eğer düşüncesini bir şekilde ifade etme hakkı vardır. Bu fikir ve düşüncelere karşı fikir beyan etme hakkı da karşı tarafa aittir. Bu iki tarafı da gösteren aynada hiç kimse size adalet dayatmasında bulunamayacağı için kendi terazinizi sağlam zeminlere kurmak sizin kendinizle olan adaletinizin tezahürü olacaktır.
Yine edebiyat eleştirdiğiniz, yorumladığınız veya alkışladığınız düşüncenin ve o düşüncenin sahibinin o düşünceye sahip olduğu zamanı, şartları ve zaman içerisindeki değişimini gözlemlememek hiç değildir. Bunu yapamıyorsanız eğer sizin Kaldırımlar şiiri ile Sakarya Türküsü arasındaki Necip Fazıl’ı, camiye giden Nazım Hikmet ile Rusya’ya sığınan Nazım Hikmet’i, dindeki hoşgörüyü tembihleyen peygamber ile Sivas’ta canlara kıyan kan sevdalıları arasındaki farkı anlayamazsınız.Edebiyat deforme olan, değişen ve çizgisini değiştiren düşünce ve düşünürlerin takibini ve yine bu düşüncelerin kopma noktalarını ele alan bir unsur olmalıdır.
Leyla güzeldir diyen Kays’tı Leyla en güzeldir diyen Mecnun(deli)
Edebiyat demek toplumda olup bitenlerin güncesi demek , yaşadığı dönemin aynası susturulmak istenip haykıran,yada aynı görüşte olup eleştiren .İçine girdiğimizde o zaman hakkında bir tarihi vesika özelliğine bürünüyor .Edebiyatımız o kadar geniş , o kadar değerliki ama biz ne kadarını paylaşabiliyor, anlatabiliyor,yazabiliyoruz.
Yada ne kadar toplum olarak bu konuları anlatabiliyoruz ,kendi çevremde saysam beş yada altı .Konuşacak olsan uyku getirir.Edebiyat düşünen insanların,tolum sancısı çeken insanların yeridir .Edebiyat zamanı olağandan farklı yaşayan insanların yeridir.
Ari Nihat Asya üstadın bir yazısı beni çok duygulandırır : Yunus Emre Hemşerilerine de ,birbirimize de Yunus hakkında söylenecek yeni bir şeyimiz hemen hemen yok...O,bizi uzaktan da duyardı;yanına gelmek bizim ihtiyacımız...Kabir ziyaretine değil ,elini öpmaya geldik...Şiirlerini torunlarının sesinden dinlemek ,hoşuna gider diye düşündük .Sözlerimiz,Mevlid'imiz ,inşadımız onadır ;onun içindir. Sesimizi duyduğuna inanıyorum ..Ondan O'nun himmeti olamaksızın bahsedilebileceğini sanmıyorum ve himmeti niyaz ediyorum. ...
Geçmiş büyüklerimize bari anlatamıyoruz,yazamıyoruz bari saygı duyalım,hayırla analım.
Bu değerli konu üzerine yazılacak çok şeyler var ama zaman buna el veriyor.
Bu değerli yazınız için teşekkür ederim.
Selam ve Dua ile.
atebek tarafından 11/25/2010 12:28:40 PM zamanında düzenlenmiştir.
Edebiyat illa ki aykırılıkta değildir. Var olmaya çalışılan zeminde sınırları zorlayan ama kuralları olan bir uğraşıdır. Düşünce özgür bırakılmalıdır. Bu özgürlük her kesime hitap etmelidir. Düşüncenin en az eylem kadar suç sayıldığı bir ülkede fikri olgunluğa ermek, toplumsal zeka dediğimiz ortak anlayışla hareket etmek ferdi düşüncenin değil ortak aklın eseridir. Muhalif olmak “benim imzam olmayan her şey eksik veya yanlıştır” düşüncesiyle hareket anlamına gelmez.
Bir toplumda düşünceler ifade edilmeden onanıyorsa ve yine bir toplumda düşünceler ifade edilmeden reddediliyorsa bu toplumun düşünce boyutu yok demektir. Hasta bir ruhun anlayışından öte bir şey değildir bu.
Hakikaten bizler Edebiyat adına ne verebiliyoruz? bu soruyu sorarken kendime: yeterince hakında gelemediğim aşikardır. Ama özelikle kendim en iyisi verebilmek için çok çaba sarf ediyorum çünkü ben burada Yedi yaşında ukala bir bilgiç olmaktansa Yetmiş yaşında bir öğrenci olmayı yeğlerim.
Edebiyat; hayata en belirgin iletişimde bir kültür alış-verişidir. Yüzyıllardan beri süren bu kelam (yazılı-sözlü) bu paylaşımlarla içiçeyiz. Bu kelam (yazılı-sözlü) paylaşımda söyleyen, yazan verici, dinleyen ve okuyan ise alıcıdır. Bunları iyi değerlendirmek gerek diye düşünüyorum.
Edebiyat; insanların duygu ve düşüncelerini(karakter, kişilik, davranış ve hal hareketleriyle) en iyi yansıtan birer eylemlerdir. Eskiden çok ünlülerin "sanat sanat içindir" dedikleri bana uymaz bence sanat, ki ben edebiyatı da bir sanat dalı olarak gördüğüm için sanat yaşayan herkes içindir. Edebiyat paylaşımdır, farkındalıktır ve insanın insanda tanıdığı çok güçlü bir aynadır.
"İnsanoğlu her zaman beğenme ve beğenilme arzusu içerisindedir. Bu arzu insanı çevresini güzelleştirme çabası içerisine sokmaktadır. Bu beğenilme arzusunun temelinde güzellik duygusu vardır. Güzellik duygusu da insanı sanat yapmaya, düzenli olmaya, çevresini güzelleştirmeye yönlendirmektedir."
Ve kısmet olursa çok yakında "Edebiyat nedir?" adlı bir denemem olacak, hala üzerinde çalışıyorum.
Sevgili yüreği bu güzel yazısı için teşekkür ediyorum ve bizim de bir katkımız olduysa ne mutlu bana...
içimdekileri öyle güzel özetlemişsin ki ablam sana sonsuz tşk ediyorum.Günümüz insanında maalesef ki iletişim adına kullandığı ve yüreğinin sesi şiirlerini sergilediği ortamda bile saygıyla alakasızca basit tabirlerle şiire hizmet ettiğini düşünenler var.Ne acıdır ki; öncelikle aynaya bakıp yaptııklarını sorgulayabilse insanlar, bunların hiç biri olmazdı...edebi kimliğe saygı her şeyin üzerinde olmalıdır.Yazdıklarınız kişilik yansımasıdır unutmamalıdır.Ben bu yüzden de son şiirlerimde en ağır dili ilede bunu yansıttım zaten..
her şeyin yeri vardır.Her şeyin zamanı vardır ve her şeyin boyutu ile tartışılacağı kendine münhasır platformu vardır...Ben şiirin içine alaycı tabirler ve kişiliklere yönelik ağır tabirler girdiği zaman kabullenemiyorum.Şiir adına burada iseniz eğer tavrınızda şiire yakışır olmalıdır...
güzel sözlerin için tşk.paylaşımın için tşk ediyorum ablam selam ve dua ile
Tamam güzel bir yazı...Gerçekten güzel bir mevzuyu işlemişsiniz..Ancak sizden şu konuda istirhamım var...Şiiri lay lay lom yazmak nasıl oluyor?...Bunu biraz açsaydınız keşke..Sizin şiir anlayışınız mı burada etken;yoksa genel bir durumdan mı bahsediyoruz anlardık daha iyi...
Kısaca demek istediğim;şiirin samimi ve ciddisi nasıl oluyor?...Bir sonra ki yazınızı bu yönde kulanırsanız sevinirim...
Güzel ve pragmatik bir yazıydı...Rabbıma emanetsiniz...
ŞİİRİ LAYLAY LOM YAZMAK DİYE BİR ŞEY YOK ORADA SAYIN HAKKIN SESİ.ŞİİRİ LAYLAY LOMLA BİR TUTMAK BENİM DEĞİNDİĞİM NOKTA...BENİM ŞİİR ANLAYIŞIM DİYE BİR ŞEYDE YOK.GENEL ŞİİR ANLAYIŞI VE ŞİİRE YAKIŞIR EDEBİ KİMLİĞİN EDEP KİMLİĞİYLE YANYANA OLMAYIŞIDIR ANLATILAN.
ÇOK CİDDİYET GEREKTİREN YERLERDE BİLE HAFİFE ALINANLAR İÇ ACITIR CİNSTEN OLDUĞU İÇİNDİR Kİ BU YAZI DOĞDU...ŞİİR BANA GÖRE NE SİPARİŞLE YAZILIR NE DE HAFİFE ALINIR.BUNU YAPMAYA BEN BİLE OLSAM KİMSENİNDE HAKKI YOKTUR...YAZININ GENEL TEMASIDA BUDUR..SİZİN TABİRİNİZLE ŞİİRİN CİDDİSİ YADA GAYRİ CİDDİSİ DEĞİL...
İLGİNİZE TŞK EDİYORUM.İNŞALLAH BU SERİYE DEVAM EDECEĞİM RABBİM ÖMÜR VERDİKÇE...SELAM VE DUA İLE
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.