Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Ahmet Sandal
Ahmet Sandal

Kurban Bayramı dolayısıyla kurbiyyet üzerine düşüncelerim

Yorum

Kurban Bayramı dolayısıyla kurbiyyet üzerine düşüncelerim

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

549

Okunma

Kurban Bayramı dolayısıyla kurbiyyet üzerine düşüncelerim

Kurban, en büyük kurbiyettir. Kurban’ı hepimiz biliyoruz. Ancak, kurbiyyeti açıklamak gerek. Kurbiyyet Arapça kökenli bir kelime. Kurb kökünden gelir. Mânâsı yakınlık kazanmaktır. Yakınlık kazanmak nasıl olur? Fiziki olarak gitmek istediğin tarafa adım atmakla yakınlık kazanmış olursun. Hiçbir adım atmazsan ve bulunduğun yerde kalırsın bu yakınlaşma değil, “heykel gibi” dikilip kalmadır. Yakınlaşmanın zıttı uzaklaşmadır ki, o da ters istikamete adım atmadır. Kurban ibadetini hulus-i kâlp ile yerine getiren her Müslüman “Allah’a doğru yakınlık” kazanmıştır. Bu yakınlaşma elbette fiziki bir yakınlaşma değildir. Evet, Kurbandaki yakınlaşma fizik ötesi bir yakınlaşmadır. Esasında yalnız Kurban’da değil, tüm ibadetlerde hulus-i kâlp içindeysek, sırf Allah rızasını esas almışsak, sevaplar elde ederiz ve bunun yanında bir de manevi yakınlaşma (kurbiyyet) sağlarız.

Bir mü’min, ibadetteki ihlas ve samimiyete göre, az yada çok, değişen derecelerde Allah’a yakınlaşma yani kurbiyyet sağlar. “Kimisi, Allah’a doğru bir adım atmıştır, kimisi bin adım atmıştır.” Sonuçta adım atılmıştır. Ne mutlu Allah’a doğru adım atanlara. Veyl, olduğu yerde heykel gibi dikilip kalanlara. Veyl üstüne veyl, Allah’ın istediğinin ters istikametinde adım atanlara.

Yukarıda, “ibadetteki ihlas ile samimiyete göre bir yakınlaşma sağlanır” dedik. Eğer bunlar olmazsa, yani, ihlas, samimiyet, sabır ve sebat değil de, ibadette bunların tersi olursa, riya, gösteriş, aculluk ve baştan savma varsa, işte o kişiye hiçbir fayda ve Allah’a doğru bir yakınlık sağlamaz. İbadette niyet ve samimiyet asıldır. Zaten, Hadis-i Şeriflerde buyrulmuştur:Ameller niyetlere göredir."

Şuna gönülden inanmak gerek.Hacc için yanıp tutuşuyorsunuz, ancak, maddi imkanlarınız el vermediğ için Hacca gidemiyrosunuz. Şimdi, Hacca gidememek Hacc sevabı alamamak ile aynı mânaya gelmez. Ben çok duydum, bazı kişiler Hacca bedenen gitmedikleri halde Mekke’de, Kabe’de görülmüşlerdir. Mesela Rahmetl Dedem Hacı Murtaza Efendi (ra) Hacca gidemediği hâlde, Kabe’de görülmüş ve Hacc’tan dönenler bunu o zaman, ifade etmişlerdir.Allah (cc) dilerse, Hacca gitmeden de aynı sevabı, hatta daha fazlasını alırsın. Bir salih amel işlersin ve o amelin dolayısıyla Hacc sevabı alırsın. Bu sevabı alan bir Kişinin Kabe’de görülmesi de normal bir hadisedir. Mesela, Bir büyük sitede oturuyorsun. Site etrafında karnı sırtına yapışmış, açlık içerisinde gezinen köpekler ve kediler var. Sen yemek yedikten sonra, yemek artıklarını ve kemikleri bir büyük kabın içerisine koydun ve bahçenin bir köşesine bırakarak kedi ve köpeklerin karınlarını sırf Allah (cc) rızası için doyurdun.Zaman Hacc zamanı ve Hacılar Kabe’de. Sen bu hareketinle Hacc sevabı aldıysan, elbette Kabe’de de görülebilirsin. Yüce Rabbim (cc) için sevabın ölçüsü sonsuzdur. Sevabın ölçüsü sonsuz olduğu gibi fizik kuralları da Yüce Rabbim (cc)’in emrine amadedir. "Fizik ya da fizik ötesi tüm sınırlama yalnız insan içindir.”

Tekrar asıl konumuz olan kurbiyyet’e gelelim.Allah (cc) için Kuluna sevap ya da günah yazmada hiçbir sınır omadığı gibi, "kurbiyyette de hiçbir sınır yoktur." Allah bize sınırsız bir şekilde yakındır. Ayette de belirtilmiştir ya, "Andolsun, insanı Biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız." (Kaf Suresi, 16)

İşte size sınırsız bir yakınlık. “Yakınlıktan daha yakınlık. Şahdamarından daha yakın olmak. Var mı bunun ötesi!” Elbette olamaz.

Ya biz! Biz O’(cc)na oldukça uzağız. Uzaklığımızın sebebi, mal-mülk, dünya, evlat-eş, ne sayarsan say. İşte bunları ortadan kaldırdığın zaman Allah’a yakınlaşırsın. Ortadan kaldırmak deyince de, fiziki olarak ortadan kaldırmayı elbette kastetmiyorum. Yine fizik ötesi bir mânâyı dikkate aldım. Mal-mülk, dünya, evlat-eş sevgisini sınırlı tutmak ve “Allah (cc) sevgisini sınırsız tutmak”, işte bunu kastettim. “Allah’ı sonsuz bir sevgiyle sevdik mi, işte en büyük kurbiyyeti bulduk o zaman.”

Yazımın başına dönecek olursak, “Kurban en büyük kurbiyyettir” demiştim. Ne yapmıştı Hz. İbrahim (as), Allah sevgisini sonsuz tutarak, Oğlunu Kurban etmeye niyetlenmişti. Hz. İbrahim (as) bu halis niyetini tam gerçekleştirmek üzereyken, Allah (cc) İsmail’i kendisine bağışlamıştı. Çünkü, önemli olan niyettir. Niyet halis olduğu için, "Hz. İsmail’i değil, kurbanlık bir hayvanı kurban etmesi gerektiği Allah (cc) tarafından Hz. İbrahim(as)e bildirilmişti." İşte o bildiriş üzerine, Kurban bayramında kurbanlık hayvanları kurban ediyoruz. Sırf Rıza-ı İlahi için.

Bir insanın oğlunu Kurban etmeyi göze alması Allah (cc) yolunda en büyük kurbiyettir. Yine soruyorum. "Var mı bunun ötesi!" Elbette olamaz.

Bu duygu ve düşüncelerle Kurban Bayramınızı tebrik eder, Aileniz ve sevdiklerinizle birlikte nice nice güzel Bayramlar geçirmenizi dilerim. Ayrıca, manevi kurbiyette yol almanızı da Yüce Rabbim(cc)den niyaz ederim.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kurban bayramı dolayısıyla kurbiyyet üzerine düşüncelerim Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kurban bayramı dolayısıyla kurbiyyet üzerine düşüncelerim yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kurban Bayramı dolayısıyla kurbiyyet üzerine düşüncelerim yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL