3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1920
Okunma

Bu sonbahar sanki sonbahar değil. Bahardan günler her gün resmi geçit yapıyor...
Sonbahar dediğin, biraz soğuk olacak. İkide bir yağmurla yüzünü gösterecek. Kışı hatırlatan işaretlerde bulunacak. Gri bulutlara ev sahipliği yapacak. Hüzünleri tanımlayacak tümceler kuracak. Ruhu başka moda sokacak davranışlara imza atacak sonbahar dediğin...
Mevsimler değişiyor. Birbirine karışmış durumda iklimleri. Kesin olarak demiyorsun yazı yaşıyorum ya da baharı. Kesin bir şekilde ayırt edemiyorsun onarı birbirinden. Etkileri ve özellikleri her yeni yılda bukalemunluk yapıyor...
Bu sonbaharda sarı yapraklar bir bir yere düşmüyor. Bu sonbaharda kışa hazırlık yapmıyor haneler. Bu sonbaharda elleri üşümüyor. Yazdan sıcakları güneş her sabah sunuyor dünya üzerine. Küresel ısınma dedikleri bu olsa gerek. Böylesi havalara şahit oldukça, ister istemez geleceğimiz için büyük/derin endişeler içimde beslemiyor değilim. Bizi, insanlığı daha neler bekliyor korkusu git gide kalbimi karamsarlığa davet ediyor...
Tüm bunların sebebi de biz insanlarız. Sanırım fazla tüketici pozisyondayız. Sanırım dum duma süregelen hayattan memnunuz ya da kör takılmaya devam ediyoruz. Sanırım rahata kavuşalım diye çırpınırken, gizliden gizliye kendi kökümüzü, kendi temelimizi bozuyoruz. Sanırım kendi sonumuzu hazırlamak için uğraşıyoruz...
Bu sonbahar, sonbahar değil. Hazanı saklamıyor bağrında...
............................
Mehmet Selim ÇİÇEK
15 Kasım 2010,,,10.40
Kerboran