15
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
677
Okunma


Nazan’ın, ailesinin ısrarı üzerine doktora gitmekten başka çaresi kalmamıştı. Hamile olmadığı ortaya çıktığında neler olacağını düşünmek bile istemiyordu. İsteksizce hazırlanmaya başladı. Bir taraftan da hamile olmadığı ortaya çıktığında, “test yanlış sonuç vermiş olmalı” masalına annesi inanacak mıydı onu düşünüyordu. Üstelik inanması bile olayı çözmeyecekti.
Böyle ne kadar oyalandı farkına varamadı annesinin sesiyle irkildi. “Nazan hazır mısın hadi çıkalım artık!”
“Hazırım anne” dedi ve annesinin yanına geldi. Babası hala tek kelime etmiyordu. Annesi babasına dönerek, “biz çıkıyoruz işimiz bitince biryere takılmadan döneriz” dedi. Babası kapıya kadar onları geçirdi ve “güle güle dikkat edin kendinize” diyerek uğurladı.
Annesi araba kullanırken Nazan mırıldanırcasına, “korkuyorum anne” dedi. Annesi, “korkmana gerek yok ben yanında olacağım” dedi. Bir süre sonra doktorun yanındaydılar. Doktor güleryüzlü hoş bir kadındı. Nazan’a, “önce senden tahlil isteyeceğim” dedi. İstenilen tahlil yapıldıktan sonra anne kız meraklı bir bekleyiş için girdiler.
Doktor, “sonuç negatif çıktı hamile değilsin” dedi. Annesi şaşırmıştı, Nazan’ a dönerek, “hani hamileydin?” diye çıkıştı. Nazan hemen Murat’ın kendisine söylediği gibi, “anne yaptığım test pozitif çıkmıştı” dedi.
Doktor, bu testlerin % 100 güvenli olmadığını anlattı. “Benim yaptığım tahlil güvenilir bir tahlil, endişelenmeyin. İçiniz rahat etsin diye bir de kan testi yapacağım” dedi. Annesi, “evet kan testini de yap içimiz rahatlasın” dedi. Nazan çaresiz kan testini de kabul etti ve sonuç yine negatif çıktı.
Nazan biraz izin isteyerek odadan çıktı ve doktorla annesini başbaşa bıraktı. İki arkadaş bir süre sohbet ederken doktor, “Nazan kesinlikle hamile değil, sanırım o test yanlış sonuç vermiş” diyerek annesini rahatlattı. Sohbet biterken Nazan geldi ve annesi doktor arkadaşından izin isteyerek Nazan’la birlikte oradan ayrıldılar.
Annesi çok şaşırmıştı bir o kadar da sevinmişti. Nazan ise karışık duygular yaşıyordu. Dönüşte annesi, “hamile değilmişsin bu harika, artık evlenmen de gerekmiyor” dedi. Nazan, “anne biz Murat’la birbirimizi seviyoruz” diye ısrar etti.
Annesi birden sertleşti, “şimdi şartlar değişti, son kararı sen değil babanla ben vereceğiz . Önce babanın sonuçları öğrenmesi gerekiyor. Sonra durumu yeniden gözden geçireceğiz. Senin için her şeyin en iyisini istiyoruz kızım, neden anlamıyorsun?” diye çıkıştı.
Nazan başını öne eğdi sustu. Cevap vermedi.
Nazan dondurmayı çok severdi. Annesi, “hadi bu güzel haberi kutlayalım” diyerek Nazan’ı şık bir mekana götürerek birlikte dondurmalarını yediler.
Annesi kuş gibi hafiflemişti ama yine de içinde bir belirsizlik vardı. Kızı hala Murat’la evlenmek istiyordu. Bunun önüne nasıl geçebileceğini ise bilemiyordu. Eve gidip eşine bu haberi vermek ve onun tepkilerini düşüncelerini almak istiyordu.
Arabada ise güzel bir şarkı çalıyordu
Küçüğüm daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün hatalarım
Nazan ve annesi, “Küçüğüm daha çak küçüğüm” şarkısı eşliğinde eve dönerken Nazan, “anne sonucu babama sen söyle, bana birşey sormasın ben çok utanırım” dedi.
Annesi, “tamam öyle olsun bakalım ama evde olacaklara hazırlıklı olmalısın” dedi. Eve geldiklerinde babasını merakla beklerken buldular. Nazan, “üzerimi değiştireyim” diyerek odasına çıktı.
Annesi, “sana bir müjdem var. Nazan hamile değilmiş, test bazen yanlış sonuç verebiliyormuş ‘ diyerek inanılmaz haberi verdi.
Babası şaşkındı ve mutluydu. “Doktor emin mi, başka doktora daha mı götürseydin” diye heyecanlandı. Annesi, “yanlışlık yok, doktor tahlilden sonra kan testi de yaptı, sonuç yine negatif çıktı” dedi.
Babası sevinçle, “bu durumda evlenmeleri gerekmiyor” deyince karısı yüzünü buruşturarak, “gelirken ben de aynı şeyi söyledim ama Nazan inatla evlenmek istediğini söylüyor”dedi.
Babası, “Nazan bizi yeteri kadar üzdü daha fazla üzmesine izin vermeyeceğim. Zaten nişanlılar ama evlenmek için Nazan’ın bu seneden sonra önünde dört yıllık üniversite hayatı var. Hamile olmadığına göre onun geleceğini tehlikeye atamam. Birbirlerini gerçekten seviyorlarsa evlenmek için bekleyecekler. Sonrasında hala birbirlerini seviyorlarsa evlenmemeleri için sebep kalmaz. Ben de gönül rahatlığıyla kızımı evlendiririm” dedi.
Annesi, “Çok haklısın, Nazan daha çok genç, ilerde hatasını anlayacak bize teşekkür edecek. Ama şu an bu durumu anlayabilecek kadar olgun değil. Bize kapris yapacak, şımarıklık yapacak. Onun her türlü kaprisine şımarıklığına katlanmalıyız” dedi.
Babası, “zaten onu böyle sen şımarttın, uslu bir kız olsaydı daha onyedi yaşındayken kim olduğunu bile bilmediğimiz yaşıtı olmayan bir adamdan, “hamileyim” diye karşımıza gelmezdi” diyerek öfkesini dile getirdi..
“Nazan’ın hamile olmadığından Murat’ın ve ailesinin haberi var mı?” diye sordu.
Annesi, “hayır ama şimdi Nazan odasından Murat’la konuşuyorsa bilemem” diye cevap verdi.
Babası, “Nazan’a söyle akşam Murat ailesini alsın bize gelsin” dedi.
Annesi Nazan’ın odasına gittiğinde onu üstünü değişmiş bir halde ağlarken buldu. “Neden ağlıyorsun, sevinmelisin. Hemen Murat’ı arıyorsun akşam ailesiyle bize geliyorlar. Baban bunu sana iletmemi istedi”‘ dedi.
Nazan, “Babam neden onları görmek istiyor” diye mızmızlandı
Annesi, “Murat’ı ara ve telefonu bana ver!” dedi
Nazan artık birşey yapamıyordu. Söylenileni yapmaktan başka çaresi kalmamıştı. İpler onun elinde değildi artık ve o bunu biliyor çaresizliği ikiye katlanıyordu.
Murat’ı aradı, “anneme veriyorum sana birşey söyleyecekmiş” dedi ve telefonu annesine uzattı. .
Annesi telefonda, “Murat Bey, eşim bu akşam ailenizi alıp bize gelmenizi istiyor. Önemli şeyler oldu. Birlikte bir karara varmalıyız. Gelebilecek misiniz?” diye sakin ve kibar bir ses tonuyla sordu.
Olacakları az çok bilen Murat, “tamam, ailemle birlikte akşam sizde olacağız” dedi.
Annesi, “teşekkürler akşam görüşmek üzere ‘ diyerek telefonu Nazan’a verdi ve odadan çıktı.
Murat, Nazan’ın annesiyle yaptığı telefon görüşmesiyle şaşırmıştı. Kötü şeyler olacaktı tahmin ediyordu ama olacakları erteleyemezdi.