6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1724
Okunma

Huyum kurusun!Bende öyle bir hastalık var ki;sorma gitsin.Daha doğrusu hastalıkların bin bir çeşidi var da;sadece birini seninle paylaşacağım,minik kuşum!
Bak işte! Hastalığım, hemen nüksetti.Cümlenin sonunda sana “minik kuşum” dedim ya.İşte bu mecazi anlamda kullandığım hitap şekli ve şekilleri bende hastalıktır.
Mesela bir arkadaşım var, kafasında saç yok.Herkes ona ; Ali bey derken,ben ise hiç lafımı çekmem “kel Ali “ diye hitap ederim. İsminin önündeki kel sıfatı bana göre gerçek şeklini ortaya koyuyor.
Örnek verecek olursam bir arkadaşımın babası var, emekli polis.Hiç yüzünün güldüğünü görmedim bu zamane dek.Ona da nasıl bir lakap taktım biliyor musun? “Gargamel!”
Hele bir komşu kadın var her şeye maydanoz oluyor. Adına da ne koydum biliyor musun? Meraklı Melahat! Bekarlık ve gençlik var ya bende.Eve bir hatun atsam,hemen kapıya dikilir.
“Satılmış bey,bu kadın kim? “
Ben de doğruyu söyleyecek kadar aptal değilim herhalde.
“ Memleketten dedemin asker arkadaşının torunu “
Kadıncağız inanmak zorunda kalır.Eğer bir yalan söylediğimi anlasa var ya,yandım.Neden mi? Meraklı Melahat komşumun aklı fikri evde kalmış kırklık kızını bana yamamak.Ben daha gencim,elliye bile gelmedim.On sene önce kırk dokuzundaydım.Ben de hiç yalan yok.
Neyse aşkım.Minik kuşum!Sana şimdi sevgilim Döndü diyebilirdim,değil mi?Ama sana mecazi anlamda “minik kuşum” diyorum.Bundan gurur duyman lazım.
Biraz boydan kısa olman,aynı zamanda evimde sürekli öten kanaryam gibi kulaklarımın dibinde vızıldamandan dolayı “minik kuşum” sıfat tamlamasını sana layık gördüm,canım!
Gerçi sen benim gözümde her zaman Koleopetra gibi asilsin.Bu zamana dek asaletine duyduğum saygımdan en ufak bir sapma olmadı.Olamaz da.
Evdeki minik kanaryam,bütün yalnızlığımı gideriyor ya,sen de öylesin “minik kuşum” Eve geldiğimde beni karşılayacak sevgilim olmadığı için minik kanaryamı,badi parmağımın ucunda tünetir, şakır şakır ötmesiyle bana saatlerce tek kişilik resital verdiririm.
Sen de öylesin” minik kuşum” Hafta sonları seninle Gülhane parkında kaçamak yaptığımızda,başını döşüme yaslayıp geleceğe yönelik hayallerini şarkı gibi nasıl da mırıldanırdın değil mi ? Sanki bir bülbül gibi ötüyordun.Ben seni dinledikçe zevkimden oturduğumuz tabelada uyuyordum,biliyor musun?
Ben, her zaman doğrulardan yanayım. Bu hafta sonu yine buluşacağız ya aynı parkta;boyunu boyuma denk getirecem diye sakın sivri topuklu ayakkabı giymeyesin ha.Senin ayakların düz taban ve tırtıklı; yanımda yürürken düşer müşersin maazallah rezil kepaze olurum,bilmiş ol. Bir de çam yarması gibi ağabeylerine yakalanma gelirken.Zaten zor buldum seni,bir de senden olmayayım,tamam mı “minik kuşum?”
Yatmadan önce selamlarımı ve sevgilerimi çokça gönderiyorum.
“Minik kuşum”,bir tanem!..