8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
468
Okunma

“Ya Murat beni görünce beğenmezse” diye panik oldu. Offf aklı karma karışık olmuştu. Yüzündeki bütün makyaj da annesinin hışmına uğramıştı. Telaşla taksiye bindi. Sırtına taktığı okul çantasını telaşla açıp evden çıkarken aceleyle içine attığı pembe rujunu ve aynasını çıkararak rujunu sürdü.
Buluşacakları yere gelmişti arabadan indi ve telefonla Murat’ı arayıp kafenin önünde beklediğini söyledi. Murat ondan önce gelmiş kafede bekliyordu. Telefon onu da çok heyecanlandırmıştı. Apar topar sigarasını söndürdü merdivenlerden koşar adım inerek telefon yardımıyla Nazan’ı buldu.
Murat tam da düşündüğü gibi kendinden en az on yaş büyüktü. Uzun uzun bakıştılar konuşmadan. Sonra selamlaştılar ve birlikte kafeye gittiler. Birbirini yıllardır tanıyor gibiydiler. Konuşuyor kahkahalar atıyor şakalaşıyorlardı. İkisinin de keyfine diyecek yoktu. Ayrılık vakti geldiğinde hüzünlendiler ama yeniden görüşme fikri içlerine su serpti. Öpüşerek vedalaştılar.
Nazan hayatının aşkını bulmuştu. Korktuğu başına gelmedi. Murat ondan çok hoşlanmıştı. Bir sonraki buluşmayı iple çekmeye başladılar. Her buluşma aralarındaki aşkı biraz daha körüklüyordu. Artık buluşmadan sonraki ayrılıklar ikisine de acı vermeye başladı.
Buna bir çözüm bulmalıydılar. Akıllarına gelen tek çözüm evlilikti. Bu nasıl olabilirdi, Nazan daha liseyi bile bitirmemişti. Ailesi ne derdi, karşı çıkmazlar mıydı? Hem yaşı küçüktü hem de Murat’ın yaşı Nazan’dan çok büyüktü.
Bunları düşündükleri zaman umutsuzluğa kapıldılar. Nazan, “devreye annem girmezse bu iş hayatta olmaz” dedi. Önce annesini ikna etmeliydi, annesi de babasını.
Murat’ ın da aklına yatmıştı. Onun böyle bir sorunu yoktu. Okulunu bitirmiş kendi işini kurmuştu. Ailesi sık sık ona kız bakmaya gidiyordu. Murat hiç birini beğenmemişti bu güne kadar. Annesi babası yaşlı insanlardı, “torunumuzu ne zaman kucağımıza alacağız” diye sitem ediyorlardı.
Bu evlilik fikri ailenin çok hoşuna gidecekti.