Uykusu kaçmış saat sabahın 5’i ise ne yapar bu saate uyumak isteyip de uyuyamayan bir adam. Bir de bu adam ben isem? Klasik cevaplar vardır onlardan biri kitap oku, kitap okuyamam sinirlerim gergin suya yazı yazmaktan farkı olamaz. Öyle ise oyunlar kurmalıyım. Demin yataktayken kulağıma bir kedinin çığlıları geldi hiç dinmeyecek gibiydi, galiba, doğum yapıyordu. Bir süre onun üzerine düşündüm. Ama yetmedi uykum da kaçtıkça kaçtı. Düşündüm sadece adam asmaca oyununu düşündüm asılan adamları. Bilinmeyen kelimeler neydi ki adamları sallandırdı. Genelde eşitlik, kardeşlik ve özgürlük bu kelimeler bilinmez. Bazen ahlak, din, sadakat bunlar da bilinmez. Galiba boynumda bilinmeyen bir ip var biri de beni astı, acaba söyleyemediğim ya da bilmediğim kelime neydi benim öyle söyleyemeyeceğim siyasi söylemim yok nihilistim sonuçta. Galiba aşk ve sevgi sözleri de doğru kelimeler değil ya da söylediklerim aşk ve sevgi kelimeleri değildi peki ama ne, bilseydin diyor diğer yarım, asılmazdın. Klasik müzik kulağımda Mozart’ın adını hiç ezberleyemediğim şarkıları çalıyor, bir arınmışlık gerek besbelli iyi ama uykusu kaçmış bir adam neden mutsuz olur. Biraz William Tell olsam kendimi öyle sansam, elmayı kimin başının üstünden vursam, Robin Hut’mu olsam ormanlarda kendi adaletimim kursam, Paris mi olsam Truvalı Helen’i kaçırsam sonra bunun üzerine düşünsem Truvalı Helen’in yüzü nasıldı diye, kime benziyordu diye. Bu kadar büyük bir savaşı ben kimin için verirdim diye…
Bir Adam Yaratmak filmini anımsıyorum beni mi anlatmıştı, incir ağacı, nasıl olurda bir insan kendini incir ağacında asabilir? Uykum kaçtı galiba yalnızlığı anlatamam, seviyorum galiba!