14
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1014
Okunma
hayat nedir ki ,
babama sormuştum hayat nedir ki diye , o cevab vermek yerine hayat amcan , dayın , halan ve arkadaşların demişti.. ve yanındaki kasayı eli ile işaret ederek hepside bu kasada saklı anlamını uygun görmüştü...
anlamadım o an , hayat kasa içinde saklı akrabalarım ve arkadaşlarım ,!!
ve yıllar geçti ,
istanbul bakırköy , ne işim vardı diye düşünmemiştim hiç ama o an canlı müzik ve bira zevkti ve sıfır kilometre araba ile tur atmak ayrı bir tad gibi gelirdi....bi ara hemen hemen her gece istanbul bakırköyde buluştuğum arkadaşlarım vardı.....
saatler ilerledikçe gündüzlere yakın ayrılışlar başlardı...
sevdiğim bir arkadaşım ile ne çok bar ve discoya takılmıştık ..
biz saat dört gibi barları kapatırken pencere kenarına yığılan vücudumla bakınırken hep aynı saatte sakallı ve aynı yaşta olduğum biri sabah namazına gider di ...ne gerek vardı bu genç yaşta sabah namazında , belki de parası olmadığından yaşıyamıyor diye düşünürdüm ,
hep aynı kişiyi bıkmadan bir yıl boyunca izlemiştim...hep aynı saatte evimizin karşısındaki camiye gider ve sabah namazı çıkışını bile görmeden ben çoktan uykuda olurdum...
her gün ayrı bir cafe ve canlı müzik tadı damakta eglenceli saatler mi ? yoksa namaz mı ?
arkadaşım taksim yapalım demişti bende okey neden olmasın diye taksime takılmış ve sabah dört gibi eve doğru yol aldık..ve yine aynı çoçuk aynı saatte penceremin kenarında usulca gidiyordu...
ve ben yine aynı bakışlarla bakıyordum...
telefonum çalmaya başlamıştı ve uykuya dalmak üzere iken bu saatte kim bu söylenmelerimin arasında telefonu açtığım anda akşam ayrıldığım arkadaşım korku dolu sesi ile ahmet ölmüş sözünden sonra günlerce hiç bir söz hatırlamdığımı çok iyi biliyorum...
evet ölmüştü...her gün saatlerce gezdiğim hayat arkadaşım yoktu , ölmüştü !!!
gittiğim an cenaze başında ağlayan anne, babası ve beyaz bir örtü ile kıbleye karşı uzatılmış cesedi üstünde hafif agır taş konmuştu , anlamsızlıklar aklımı karıştırmıştı.....
nasıl olurdu ve nasıl ölmüştü ki daha yarım saat önce beraberdik . gülüyordu ve espiri yapıyordu ...annesi beni görünce sarıldı ve ağlamaya başladı son sözünü tekrarlayıp duruyordu...
anne , anne yarım saatim var ölecem , anne ne olur beni bırakma ....nasıl bilmişti ki ?
öleceğini bilmesi bile yeter di artık hayat damarım kopmuştu ve beynim bunalımlarda kaçışmalar yaşarken ben haftalardır evden dışarı çıkmadım ve her gece namaza giden gence baktım ...
aramızda yaş farkı belki yoktu ama bu genç benim dikkatimi çekiyordu...
haftalardır konuşmadığım anlarda ailem bile korkmuştu ama ben kendime gelemiyordum...
ve bir sabah o gencin arkasında bende takib ederek camiye gittim evet sabah namazına gitmiştim ve namazdan sonra camide kalmak istediğimi söyleyince ailemi tanıyan imam yasak olmasına ragmen olur tabi demiş ti...
ne çok ağlıyordum ve ne çok şey kaybetmiştim diye kendimi hırpalıyordum...
ailemin karşı çıkmaların rağmen ben yeniden doğmuş biri gibi yeni bir hayatın başında ben islamcıyım diyor ve devamında bir yazarın sözünü tekrar ediyorum , o an babam dayanamayıp sandalye fırlatmış ve yanağım kan içinde kalmıştı ,
ne garib sabaha kadar eglenceye takılırken ses olmazken sohbetlere gitmem ne kadar korkutucu bir şeymiş gibi korkutmaları akla ziyandı...
bir dört yıl daha geçti belki ilk yanağımda kan akarken dua ettiğim o gün meryem annemizi rüyamda görcemi hiç ummazdım...ama ben davet etmemiştim o kendi gelmişti..
ve hayatın ne olduğunu anlamıştım ...sadece hayal ve gerçek ötesi olmayan eşya....varlık....
hiç bir şey gerçek değil aslı yok .....
eflatun’un ...dediği gibi eşya hayalden ibarettir gerçek olsa idi ölümlerle beraber kazandıklarımızın hepsini ölürken götürürdük , bizim olmayan eşya ve varlık ne kadar da aklımıza bize ait miş gibi geliyordu....
ve en büyük olayda zekat vermemiz gerekli tartışması olmuştu , namaza karşı bir aileme sunduğum şart benim öz payımın zekatını verceğim olmuştu ki , o gün yine aynı sonuç ve patttt....:))
olsun demiştim olsun....
evet hiç bir şey gerçek değil.....
en çok sevdiğim sözlerden birisi ise Molla Cami gibi büyük bir simanın sözü olmuştu ;
her şey hayal , tek gerçek Allah....
baba duyuyor musun beni !!!
her şey hayal , tek gerçek ALLAH azze ve celle......
saygılar...