Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Yükselenyıldız
Yükselenyıldız

UÇKUR ÇÖZMEDİĞİMİZ KALDI

Yorum

UÇKUR ÇÖZMEDİĞİMİZ KALDI

5

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1768

Okunma

UÇKUR ÇÖZMEDİĞİMİZ KALDI

UÇKUR ÇÖZMEDİĞİMİZ KALDI



............................................................................................................................-“Emirdağ derler çukurun içi,
…..............................…………………………………………………………..Al kanınan dolmuş şalvarın içi”
...............................................................................................................................................- Emirdağ Türküsü-

Çocuklarımızı eğitirken müstehcen düşünmelerinin, küfürlü konuşmaların, günlük hayatımızdaki işlevlerin dile getirilmesinin önüne geçmeyi planlar, dilini kesmekle tehdit eder, terbiyesizlikle suçlar, ayıplarla onları frenlemeye çalışırız.

Ama biz büyükler, bir film seyrederken, Rus Gelin’de olduğu gibi, “Pırt dedi,” sözcüğünü duyduğumuzda kahkaha atarız. Yine filmde bir küfürlü cümle duyduğumuzda sanki küfür duymamış da komik hareket görmüş gibi yine basarız kahkahayı.

Kubat, ‘ORMANCI’yı söylerken kalkar oynarız. Oysa ortada bir ölüm vardır. Ağıt mıdır, türkü müdür ‘ORMANCI’, hâlâ kavrayabilmiş değiliz.

“- Bayan, anneniz sizi bayram günü mü dünyaya getirdi? ” diye kontak kurmaya çalıştığımız bir bayana iltifat etsek, bu sözlü taciz olarak şikayet konusu olabilir.

Amaaa..

Pek çok yöre türkülerimizde ve şarkılarda tacizin daniskası mikrofonlarla yapılır, biz onu iltifat kabul eder, keyifle oynar, söyleyen sanatçıyı da avucumuz patlayıncaya kadar alkışlarız; ertesi gün de gözümüzün çapağıyla kasetini alırız.

“- Dam üstünde un eler, tombul tombul memeler, / Memeler baş kaldırmış, kavuşmuyor düğmeler…”

Ya da zavallı Fadime’nin utanç içerisindeki bunalımlı durumuna ‘oh olsun, ’ dercesine kadınlı-erkekli tempo tutarız.

“- Fadime’yi samanlıkta bastılar, fistanını gül dalına astılar…”

’-Salla, salla, gül memeler çağlasın,
Salla, salla, yer yerinden oynasın...’


’- On dört yaşında Nazife de Hanım, kimlere aldanmış, ’

’- Sıcak, çok sıcak olacak bu gece, ’


“- Daha yeni girmiş onüç, ondört yaşına, / Edalı sürmeli, köylü güzeli…”


“- Arabada beş, evde onbeş, hoşuma gidersen beleş…”


“- Azıcık şurdan azıcık buran hoppidi hoppidi hoplatalım kız...’

Ya Konyalı’dan başkasına bastırmayan kızımızın söyleyip bizlerin oynaması? ..

’- Tin tin tinimini hanım, ’ en masumları.

’- İndim derlerine, bilmem nerelerine, kaytan bıyıklarımı sürem memelerine...’

’- Tepsi tepsi de fındıklar, Ayşe de Veli Agamı gıdıklar.’

’- Nere mi, nere mi? ’
’- Her yerimi...’


’- Aman dikkat oynaşalım kız, çakkıdı çakkıdı kaynaşalım kız,
Azıcık ordan, azıcık burdan, tokkidi tokkidi vuruşalım kız...’


’- Oh oh, suyundan da
Oh oh, şuyundan da
Oh oh, buyundan da
Koy koy, koy koy, koy’


’- Kalçaları bomba gibi, kolları da asma kabak,
Gören gözler şaşı olur, amanın kadına bak,
Adına da derler seks...’


’”- Eğ yârim kaşıyın eğmelerini, çöz yârim döşüyün düğmelerini,
Yedi derde dermanımış diyorlar, emsen şu kızların memelerini.’


Hele Türk Cumhuriyetleri’ne giden her sanatçıdan ısrarla söylenilmesi istenilen ‘Al Fadimem’ denilen Emirdağ türküsü? .. Aslında bu türkü söylenildiği kadar kısa değil; hayli uzun. Emirdağlılar, “Dokuz olan adımız on olmasın, ” diye türkünün devamını sanatçılara söylettirmiyorlar. Ben, Bedia Akartürk’le birlikte bilinen Al Fadime’yi söyledikten sonra devamını da yalnız söylemeye devam ettiğimde, kadıncağız iki elinin tırnaklarıyla yüzünü yoldu.

Gerdek gecesi başarısız olan damat için söylenene de bakınız:

“- ’Koyun yola dizilirdi, bağla bahçe bozulurdu,
Hadım imiş gavur dölü, bağlı olsa çözülürdü.’


Kısacası bazı şeyleri söyleyip, dinleyip, oynamaktan utanmıyoruz da dile getirmekten utanıyoruz nedense…

’ - Özledin mi tenimi
Sarılmandan belli kırıcan mı belimi
Çok canım acıdı çeksene elini...”


Çalıp-oynuyoruz; bir uçkur çözmediğimiz kalıyor. Kimbilir köşe-bucakta onu da yapanlar vardır. Yabancı yapımları seyrediyoruz ya galik…


Eh, başlangıcını yarım kalan sosyolog ve psikoloji tahsilini yapan ben yazdım; ne anlaşılmaz bir toplum olduğumuzun analizini diplomalı sosyolog ve psikologlar yapsın…

Eksikleri de okurlarımız tamamlasın.


Yüksel ÖNAÇAN

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Uçkur çözmediğimiz kaldı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Uçkur çözmediğimiz kaldı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
UÇKUR ÇÖZMEDİĞİMİZ KALDI yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
SelamiSevinç
SelamiSevinç, @selamisevinc
30.8.2010 16:03:11
Sayın Yüksel bey;
İlk olarak; yazınızı dikkatlice okudum.Şiirlerin şarkıların belirli bölümlerinin cımbızlanarak alınmaması taraftarıyım.Her türkü vs bir bütün olarak ve ne için yazıldığı da sorgulanarak değerlendirilmelidir.

İkinci olarak; madem bu konularda hassassınız bu resim(ler)in yazınızın başında ne işi var?

Üçüncü olarak;AYNI YAZIYI 3 TEMMUZ 2010 DA "AZICIK UCUNDAN VERSEN" BAŞLIĞINDA ZATEN YAYINLAMIŞSINIZ.Oradaki resmide beğenmedim


Selami Sevinç tarafından 8/31/2010 12:19:46 AM zamanında düzenlenmiştir.
Göktürkmen
Göktürkmen, @gokturkmen
30.8.2010 15:22:01
Yazının amacından, türkü ve şarkı bağlamında toplumsallık olarak "vah tüh bozulduk! " gibi bir kaygısı olduğunu çıkaramadım.

Türkülere göre Türklerin toplumsal olarak bilinçaltı ise yazınız; Türk ve Halkbilim veri ve gözlemleri ile bakılmalı idi...

Birey gibi grup ve toplumlarında bilinçaltları olduğu kesin. İnsanın içinde her türden duygu/olgu/düşünceyi barındırıyorluğu konusunda ise çözülemez komplekslik olduğunu biliyorum.

Bunu yine akli/kalbi iradi bir denge halini tutturabildiğimiz oranda başarabiliyor olmalıyız. En azından genel kabul olarak böyle olmalı...

Bireysel cinsellik, denge ve ayarı tutturulabildiği zaman sağlıklı olabilme halini gösterirken; sırf ona endekslenmek ise sağlıksızlık ve de sapma halini gösterir...

Psikoloji ve sosyoloji okudum gibi bir gerekçe dillendirmişsiniz, belli belirsiz... İkisi de bilimdir, o halde yazınızda, bunu ve gerekçelerini görmeyi dilerdik, maalesef yok !

O resmi çekeni hadi anladık diyelim, buraya koyabilme gerekçenizi
" cami resmi mi koyaydım"a indirgemeniz ise tam deyimiyle iki ayrı uç takıntılılığıyla daha kolay açıklanabilir....

İlke ve takıntıyı hep söylüyoruz, farkın farkıdır. İmge ve simgeyi de; o da farkın arzıdır...

Arada o kadar insani (duygu/düşün) renk var ki, cinsel olarak sağlıklı olabilmek; birey olarak onu ayağa düşürmek kadar gizlemeyi, yasaklamayı da sağlıklı toplumsal/bireysel sonuca varabilmek adına zorlaştırabilir.


Şimdilik bu kadar, esenlikle....


Göktürkmen tarafından 9/1/2010 10:15:02 AM zamanında düzenlenmiştir.
TALİHİMSİN
TALİHİMSİN, @talihimsin
30.8.2010 14:14:28
Yüksel!Sana yine SIFIR veriyom.Çıplaklara kafayı taktın!Ramazan günü bu da olmaz ki!Senin aklından şüphe etmeye başladım.
Selam.
kakofoni
kakofoni, @kakofoni
30.8.2010 12:26:45
her kelimesine katılıyorum yüksel bey yazdıklarınızın, malesef yaşantımızda bu tarz sözlü müziklere alkış patlatıyoruz.
çocuklarımızı oynatıyoruz ve bununla neşeleniyoruz.

yazık ki halimize ne yazık...

tebrik ve teşekkür ederim yazdıklarınız için, selam ile.
hicbitmez
hicbitmez, @hicbitmez
30.8.2010 10:06:59
Hic sevmem böyle sulu sulu sarki ve türküleri.
Hafiflikleri benimsemis ahlaki degerlerini unutmaya yüz tutmus bir toplumun insanlarini hicbir psikolog cözemez.
Daha ne gibi sarki türküler hit olur Allah bilir...

Yüreginize saglik
Saygilarimla
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL