7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1389
Okunma

Sabahları dek nöbet tutan yaşlı gözlerim ve içimde bitmeyen dayanılması zor yanlızlığımın sızısı var.Odamda kanayan yüreğimle erişilmesi bir hayale umut bağlıyordum.Kulaklarımda yankılanıyor söyleyemiyordum.Sevgi,mutluluk dudaklarımda yığılıp kalıyordu,ardından elem duman olup sarıyordu umutsuz kalbimi.
Kuruyacakmı göz kırlarımdan damla damla dökülen zehir yeşili yaşlarım.Lanetler yağdırıyorum bu kötü kaderime.Günler uzadıkça saatler geçmez oluyordu,yanlızlıklar içerisinde anbean boğuluyorum.Koca evrende yerle gökkubbe arasında bir toz gibi kayboluyorum.
Doğa yeşile dönüşürken hayallerim deniz oluyor gözlerimin önünde,çırpındıkça içinde boğuluyorum.Bir kasırga gibi esiyordu isyanım.Çıkmayan sesimle çok...çok uzaklara sesleniyordum,lâkin ıssız dağlardan,kimsesiz taşlardan başka duyan olmuyordu figanımı.Hiç bitmeyen hayallerimle kızıl güneşin mor dağların ardından yükselişini seyrederken bir duman yükseliyordu dağların eteklerinde.Gözlerim o noktaya takılıp kalıyordu.Canım yürümek istiyordu taa...hayatın düğümlendiği noktaya kadar.
Neden herkes hor görüyordu beni,neden uzak duruyorlar,kaçıyorlar benden.Suya düşmüş bir söğüt dalı gibi salıvermişim naciz vücudumu hayatın akışına.Engin ovalarda kervanım yürümez oldu.Kaefe kapatılmış tutsak bir kuş gibi acı çekmeye mahkummuyum?Yoksa tenha bir yere geçip mutlu insanları hayal edip hüngür hüngür ağlamalımıyım? bilemiyorum.Hayatım uzun bir intizar olmuş.Karanlık bir kuyunun dibinden ellerimi yarenlere uzatıyorum ama boşuna.Neyazıkki uzanan çaresiz titrek ellerimi kimse tutmuyor,kimse feryadımı duymuyor.İmdadıma koşmak bir yana derdin ne diyen bile olmuyor.Böyle bir dünyada,böyle insanlar arasında yaşamaya mecburmuyum?
S O N
MEHMET ÖZTÜRK
RIZE/KALKANDERE